Çanakkale...

 

Bizim evde ÇANAKKALE adı geçince rahmetli babamın gözlerinin dolduğunu hatırlarım hep.. Hiç görmediği, resminin dahi bulunmadığı dedesi gelirdi babamın aklına ve dalardı ufuklara.. Sessiz sessiz ağladığını görürdük babamızın.... O çağın tüm çocuklarının ortak gururu ve buruk hüznüydü ÇANAKKALE...

Kimisi daha annesinin karnındayken vatan savunması için gittiği Çanakkale muhaberesinden dönemeyen baba özlemi ile kavrulur.. Kimisi dede özlemi ile....

Kimileri"galibi yok bu savaşın"dedi, kimileri "düşmanı sokmadık kutsal vatana.." Bize göre de "bir devrin battığı yerdir" ÇANAKKALE...

İçimize kadar sızmış ve "sureti Hak'dan"görünenlerde "Bu savaşı biz kaybettik" dediler. Haklılarda bu sözü söylemekte.. Bizim dedelerimiz bu savaşı canı pahasına kazandı, onların dedeleri ise bu savaşı kaybetti..

Dillerinden düşürmedikleri vatan şairi M. Akif ERSOY' u siyaseten kullanıp"Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi..." sözünü hiç akıllarına dahi geçirmeyenlerin, Çanakkale savaşını kaybettikleri bir gerçek.. 

Milli ve manevi duygularıyla bu kadar dalga geçilen başka bir millet yoktur zannımca.. Ve bu kadar hoşgörüyü hovardaca kullanan başka bir Millette yoktur.

Düşmanımız İngilizlerin bile bize gıpta ile baktığı Çanakkale savaşını, şehitlerin torunlarının gözlerinin içine baka baka küçümseyen ve hakir gören aklı evvellere buradan yine bir İngiliz komutanının sözleri ile cevap vermek istiyorum.. "Türkleri şöyle cesurdurlar, böyle alicenaptırlar diye kitaplarda okurdum. Bu defada cephede gördüm. Fakat böyle şiddetli bir ateşe karşı bu derece fedakarlıklarını bilemezdim. Bu derecesini bir İngiliz bile yapamaz."...Yaralı olan düşmanını sırtına alıp tedavisine koşturan başka bir millet söyleyin bana.. Düşmanının dahi övgüsüne mazhar olmuş başka bir millette gösteremezsiniz.. Binlerce şehit verdiğimiz bu savaş bize şunu öğrettin.. Bu milleti, vahşi kapıtalizmin ve sömürgelerinin saldırıları yıkamaz.. Kim yıkar pekala.... İçimize kadar sinmiş ve bizden görünen dost bildiğimiz yılan ve çiyan sürüleri elbette. Ülkemi istila eden düşmanın bayrağını sallayan ve asla bu millete iyi gözle bakmayan bir zümrenin çocukları.. Benim dedem ülke savunması için cepheye gittiğinde onun dedesi vatan savunmasına gitmeyerek dağda eşkiya milisi olanlar.. Şehidimin geride kalan toprağına ve eşyalarına çöreklenenler..

Şimdide onların torunları.. Milli değerlerimizi hafife alıyorlar, dalga geçiyorlar bu insanların dedeleri ile biliyormusunuz?.. Kan ve can vergisi vererek savunduğumuz vatan toprağını işgal kuvvetlerinin torunlarına para ile satıyorlar. Vatan müdafasında yaş farkı gözetmeksizin torunları için savaşa gidenlerin torunları olan bizler ne yapıyoruz pekala.. Emanetlerine sahip çıkıyormuyuz? dersiniz.. Milli değerlerimiz haraç mezat satılırken içimiz burkuldumu? Mezarı bile olmayan dedelerimizin mezarının üzerine hangi İngilizi, hangi Yunanlıyı veya hangi Amerikalıyı oturttuk göreniniz varmı?.. Hiçmi içiniz acımadı?, yüreğiniz burkulmadı? veya hiçmi utanmadınız?.. Anma törenlerinin iptaline kadar gittiniz hiç sıkılmadan.. Bu kadarmı koydu bu savaş size ve bu kadar mı derin yaralar açtı sizin taşlaşmış kalplerinizde?...

Bakın şair ne demiş...

Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın

Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.

Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın

Bir vatan kalbinin attığı yerdir......


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://www.duzcetv.com sorumlu tutulamaz.