Bir şarkı var bilirmisiniz? ?Neler oluyor bize yine neler oluyor gülüm, Neler oluyor sana bana neler oluyor..? nakaratı olan İlhan Şeşen şarkısı.. Hafif hafif mırıldanırken bu şarkıyı bu yazıma ilham olacağını düşünmemiştim.
Ülkemin içine düştüğü kaos ve sıkıntıları mı çağrıştırdı bilemem ama çok sevdim ben bunun sözlerini..
Kaostan nemalananların uğrak mekânı oldu ülkem? Hani diyorlardı ya en güzel para, kaos zamanı kazanılan paradır diye. Gerçek payı var mı? yok mu? bilmem ama büyük bir kaosun ve mutsuzluğun içinde olduğumuz bir gerçek..
Ne zaman bu memlekette iyi bir şey yapılsa, sonunda yine bir sıkıntının olacağını hep hissettik veya hep gördük.
Değilmiydi? Yıllar önce bu ülkenin paralarını hortumlayan terör belasının kökünü kazıyacak formülü bulan eski Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref BİTLİS Paşa Ankara nın göbeğinde uçağı düşürülerek şehit edildi. Faili bulundumu pekâlâ, tabiî ki HAYIR? Motor buzlanması dediler, motor arızası dediler.. Unutturdular?
Hava Kuvvetlerine ait savaş uçaklarının yazılımlarına bir dünya para verdiğimiz bir gerçek.ASELSAN daki genç Mühendislerimiz paramız çarçur olmasın diye kendi yazılımımızı yaptılar. Hoppala...Baktık ki hepsi ya bunalıma girdi apartmanının camından atladı ve kendini asarak intihar etti. Nedenini veya cinayet mi değil mi diye soruşturduk mu? HAYIR tabii ki.. Bir iki gün ahhh.. vahh.. dedik unuttuk gitti..
Bir uçak dolusu eğitimci bir yere seminere giderken uçakları düştü ve toptan helak oldu. Bir çoğu ise dalında uzman Fizik Profesörleri idi bunların. Ne dedik pekala bu elim kaza sonrası.. "Efendim çok sis varmış, pilot önüne çıkan dağı görmemiş ve dağa çarpmış...." bizde inandık. Pekala sesimizi çıkardık mı? bunada, HAYIR tabiiki. Yine ağıtlar yakıldı bir kaç gün, sonrası ise unutuldu gitti.
Yıllardır başımıza musallat olan ve dış güçlerin tezgahı olan TERÖR belası hangi ülkelerden geliyor diye araştırma yapan bu ülkenin aydın yazarlarından Uğur MUMCU'ya ne oldu pekala.. Efendim evinin önünde park ettiği aracına binerken havaya uçuruldu. Üstelik bir kaç yüz metre ötedeki Polis noktasına rağmen.. Sonra araştırdıkmı? bu elim hadise nasıl oldu diye.. Tabii ki bunada kocaman bir HAYIR. "Uğurlar olsun..." ağıtı ile uğurladık onuda ahirete, senei devriyelerinde de tekrar ağıtlar yakmak için. Unutuldu mu pekala bu durum.. Bir kaç benim gibi çetele tutanların harici, unuttu...
Daha yakın bir hadise Çağlayan adliyesinde ve bir Savcımızın şehadeti ile ilgili hadise..Sanki savaş alanından çıkmışcasına kimine göre vücudundan 5 mermi çıkmış, kimine göre 10 mermi.. Birilerini taşeron olarak kullandıkları olay için ne yaptık devlet olarak derseniz, yada azmettiriciler bulundumu derseniz. Kocaman bir HAYIR, veya bir şey yapmadık olarak karşımıza çıkıyor. Korkmayın bir kaç ay veya bir kaç yıl sonra onuda unuturuz.
Bunlar kalın bir sır perdesi olarak önümüzde dururken en son ne oldu dersiniz. Fenerbahçe ile Çaykur Rizespor arasında oynanan müsabakadan sonra Fenerbahçeyi taşıyan otobüs bir viyadüğün üzerinde kurşunlandı. Toplu infaz yapmak için... Bunu da hiç utanmadan ve sıkılmadan karadenizimizin en güzel şehirlerinden Trabzon'a ve Trabzonspor seyircisine vede yöneticilerine attık iftirayı. Trabzon Valisi mal bulmuş mağribi gibi "suçluları yakaladık, suç aleti ile birlikte" dedi. Sonra da suçsuz oldukları anlaşılınca salıverdik garibanları. Failleri bulundumu derseniz, bunada HAYIR tabiiki.. Bu dümende çok kısa zamanda unutulurmu derseniz, o iş biraz zor efendim. Çünkü otobüsteki uluslararası futbolcular bize unutturmaz ve reklamımızı bol bol yaparlar dünyada.
Tüm bunlar olurken ülkemde, anlı şanlı bir Anayasa Profesörü ve şu an mecliste Bakanlık yapan biriside çıkıyor tüm yaşananlara nazire yaparcasına, " Anayasanın 101. maddesi Cumhurbaşkanı seçilen kişi, varsa parti ile bağı kesilir diyor. Ancak ne zaman kesileceğini belirtmiyor.."derse, işte o zaman ben yine mırıldanırım sessizce şarkımı.. ?Neler oluyor bize yine neler oluyor gülüm, Neler oluyor sana bana neler oluyor..? ....
