Düzce’de İstismar Olayları Ne Oranda?

Düzce’de İstismar Olayları Ne Oranda?

Düzce Baro Başkanı Av. Azade Ay, cinsel istismar mağduru çocukların zanlılarla yüz yüze gelmemeleri için adliyede adli duruşma odaları açıldığını 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde yaptığı açıklamayla birlikte kamuoyuyla paylaştı. Bununla birlikte Türkiye’nin çoğu şehrinde uygulamaya geçen ve mağdur çocukların adli yargılama süreçlerinde tekrar mağdur olmamasının önüne geçmeyi amaçlayan Çocuk İzlem Merkezi (ÇİM) projesinin, Düzce Baro Başkanı Av. Azade Ay’ın öncülüğünde ilerleyen günlerde Düzce’de de faaliyete geçeceği belirtildi.

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle Düzce Baro Başkanı Av. Azade Ay, açıklamalarda bulundu. Türkiye ve Düzce genelinde çocuğa taciz olaylarının önüne geçilemediğini belirten Ay, bu sorunun üstesinden ancak eğitimde, sağlıkta ve Yaşam kalitesinde eşitlikle gelinebileceğini savundu. Ayrıca Ay, Düzce Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Merkezi olarak çalışmalar yürütüldüğünü ve bu çalışmalar doğrultusunda cinsel istismar mağduru çocukların zanlılarla yüz yüze gelmemeleri için adliyede adli duruşma odaları açıldığını ifade etti.

“Biz çocuklar konusunda sınıfta kaldık”

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Düzce Barosu Başkanı Av. Azade Ay, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Öncelikle bugün Dünya Çocuk Hakları Günü ama ayrıca bugünün bir farkındalık günü olduğunu unutmayalım. Türkiye’de aslında biz çocuklar konusunda sınıfta kaldık. İlk defa Türkiye’de 1924 yılında böyle bir çalışma yapıldı çocuklar hakkında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde. Türkiye’de ilk örgütlü faaliyet 1924 yılında başladı. Ama biz bu tarihten itibaren neler yaptık Türkiye’de? Biz maalesef istismarların önüne geçemedik. Çocuk işçiliğinin önüne geçemedik, çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimlerini sağlayacak argümanlar üretemedik. Biz hala daha çocukların yaşam haklarını savunmaya çalışıyoruz. Onların ölmemelerini, onların aileleriyle birlikte huzurlu bir hayat kurmaları için çalışıyoruz. Bildiğiniz üzere Türkiye’de çıkan iç savaştan sonra oldukça Suriyeli, Iraklı göçmen aldı, Düzce’de oldukça fazla sayıları var. Peki biz onlarla ne kadar ilgilenebildik, onlara eğitim hakkı verebildik mi? Çünkü onlar savaş mağduru çocuklar. Onlar için bir rehabilitasyon çalışması yapabildik mi? Bence yapamadık. Aynı şekilde biz hala daha Türkiye’de çocukların eşit eğitim almasını savunuyoruz. Sağlık hizmetlerinden eşit şekilde faydalanmalarını istiyoruz. Çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimlerini tamamlayarak büyümelerini ve reşit olmalarını istiyoruz ama hala daha biz eğitim düzeyinde sınıfta kaldık. Biliyorsunuz Türkiye son yıllarda yapılan çalışmalarla da son sıralarda yer alıyoruz.”

“Düzce’de fazla sayıda istismar dosyası var”

Düzce’de çocuk istismarı dosyalarının oldukça fazla olduğunu belirten Av. Azade Ay, konuyla ilgili Düzce Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Merkezi olarak yürütülen çalışmaları şu cümlelerle paylaştı:

"Düzce’ye gelince, Düzce’de Türkiye gibi bana göre. Eğitim seviyesi Düzce’de eşit olarak dağıtılıyor mu? Bununla ilgili fikirler, argümanlar üretildi mi?

Cinsel istismar konusunda çocukların uğradığı şiddet konusunda oldukça Düzce’de fazla sayıda dosya var. Türkiye oranlarından biraz daha yüksek. Cinsel istismar mağduru çocukların rehabilitasyonu nasıl olacak, bu çocuklar topluma nasıl kazandırılacak, suça sürüklenen çocukların rehabilitesi nasıl yapılacak, bunlarla ilgili Düzce’de bir çalışma yok. Biz Düzce Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Merkezi olarak cinsel istismara maruz kalan çocukların üzerine bir çalışma üretmiştik ve hala o çalışmalar devam ediyor. Cinsel istismar mağduru çocukları Düzce Barosu’na bağlı gönüllü avukatlar mahkemelerde savundu. Benim daha önce Valilik nezdinde başatmış olduğum bir girişim vardı, neyse ki artık yoluna girdi. Çocuk izlem merkezi açılmasını çok istemiştim. Suç mağduru çocukların adliyeye gelmeden, kendisini istismar eden ya da fiili yapan kişilerle adliyelerde karşılaşmaması, aynı travmayı bir kez daha yaşamaması, onların adliye dışında ifadelerinin ve beyanlarının yapılması için kurulmuş merkezdir. Fakat Düzcemiz’de hala daha kurulmuş değil, fakat kuruluş aşamasında. Sağolsun ilgilendi yönetimde olan arkadaşlar. Yalnız hala yürürlüğe girmedi uzun bir süre oldu. Bu nedenle adliyede adli duruşma odaları açtırdık. Yine suç mağduru çocukların ifadeleri bu merkezler tarafından alınıyor.”

"Bu bir eğitim meselesi"

Cinsel istismarla alakalı kanunda yer alan cezaların yeterli olup olmadığı konusu da değinen Av. Azade Ay, şöyle konuştu:

"Tabii bu cinsel istismarın önüne geçmek sanıldığı kadar bu yargılama faaliyetleriyle yürümüyor. Bu bir eğitim meselesi. Aile içinde çocuğun eğitilmesi, ailenin eğitilmesiyke kaynaklanacak bir konu. Bugün yaptığınız bir hizmetin en az 50 yıl sonra ortaya çıkacağını göz önüne alarak buna başlamak gerekir. Bence eğitim faaliyeti verirken de bu unsurun asla göz ardı edilmemesi gerekiyor."

“Çocuklarınızı internet bağımlısı olmaktan çıkartın”

Ülke genelinde olduğu gibi Düzce’de de yaşanan çocuklara yönelik cinsel istismar olaylarının önüne geçilebilmesi için neler yapılması gerektiğine konuşmasında yer veren Av. Azade Ay, konuşmasına şöyle devam etti:

“Yapılabilecek bize göre fazlaca argüman var. Biraz ilgi ve alaka ile bu sorunun üstesinden gelebileceğimizi düşünüyorum. Bunu etkin bir çalışma ve eğitim faaliyetleri ile yürütülebileceğini düşünüyorum. Öncelikle çocuklarınızı internet bağımlısı olmaktan çıkartın. Çocuklara kendi enerjilerini boşaltabilecek alanlar yaratın. Çocuklarınız oyun oynayabileceği alanlara çıkarın. Ancak tabii ailelerinde korkuları var. Birçok suç işleniyor ve çocuklar o suçların mağduru oluyor. O nedenle bu konuda çocukların güvenlik tertibatını da çocukların farkına varmayacağı şekilde uygulanması gerekir. Yani çocuk oynadığı ortamda gerçekten özgür olmalı. Bununla birlikte Düzce’de spor faaliyetleri artırılabilir. Hatta bir toplantıda dile getirmiştim ben bu konuyu. Sporun her dalına kanalize etmemiz gerekir bana göre sadece futbol olmamalı. Bakın o zaman ailelerin bu olaya bakışı da değişir.

Cinsel istismar suçları konusunda da bazı suçlar var ki, bunlar çocuğun sadece internet kullanmakla işleyebileceği suçlar.  Çocuk evinde, odasında, ailesinin yanındayken de ulaşabiliyor böyle şeylere. Bu sebeple bu hizmetlerinde gözden geçirilmesi gerektiği düşünüyorum.”

 

“Cinsel istismarın cezası oldukça yüksektir”

Türkiye’de bu suçlulara yönelik cezaların oldukça ağır olduğunu ve hiçbir şekilde bu suçlulara hak tanınmadığını belirten Ay, şöyle devam etti:

“Yasalar sadece ceza verir. Yasaların bir düzenleme kabiliyeti yok. Bizim yasalarımızda çocuklara yapılan cinsel istismar suçları nitelikle istismar olarak ele alınır. Oldukça yüksek cezaları vardır. Mahkemelerde gerçekten kesinlikle sanığa pek fazla hak tanınmaz. Bunun mağdurunun çocuk olması nedeniyle özel olarak ilgilenilir. Yasanın tüm maddelerinden faydalanılır. Ama Türkiye’de ve Düzce’de bunun önüne geçebildik mi, hayır. Cezalar ne kadar fazla olursa olsun eğitim olmadan, bu konudaki dinamikler harekete geçmeden kesinlikle bu suçun önüne geçilemez.”

Televizyonda yayınlanan dizileri, halkın ahlak seviyesini bozduğunu açıklayan Ay, “Bu noktada televizyonda oynayan dizilerinde çok etkisi var. Bu dizilerde yapılmak istenen bizi belirli bir kalıba sokmak. Dizilerde hem bizim ahlak yapımızla oynanıyor, hem yaşam alanlarımızı hem örf ve anenelerimizle oynanıyor. Bizim toplumumuzda bir kere mağdur olana karşı Türk toplumunda bir duygusallık vardır” dedi.

"Çocuklarda isimlerin özellikle gizlenmesi lazım"

Cinsel istismar davalarında yayın organlarına yönelik yayın yasağı uygulanmasının doğru bir yaklaşım olduğunu belirten Düzce Baro Başkanı Av. Azade Ay, son olarak şunları söyledi:

“Basına sansüre karşıyım öncelikle bunu söyleyeyim. Ancak mağdur çocuğun, suça sürüklenen çocuğun ya da bu suçu işlemiş faillerinde bazı hakları var.  Bunların ifşa edilmesi hem çocuk açısından hem de karşı taraf açısından olumsuz sonuçları var. Basın organlarına ulaşan yayın yasakları, henüz sonuçlanmamış olaylar. Bir olay olmuş ve bununla ilgili bir haber yapılacak ancak o yargılama başlayınca belki o suçun o sanığın işlemediği ya da o çocuğun o fiilin mağduru olmadığı ortaya çıkacak. Öncelikle isimleri verirseniz zaten lekelenmeme hakkı diye bir hak var bizim kanunlarımızda. Lekelenmeme hakkını ihmal etmiş olursunuz. Gazetecilerin haber üretme, düşünceyi açıklama hakları evet tabii ki de var ama onun sınırı da olmalı. Çocuklarda isimlerin özellikle gizlenmesi lazım. Hatta bu haberlerin yayınlanmamasını düşünüyorum ben. Çünkü bunda sırf bu haberleri görüp böylede bir şey varmış, bende yapayım diyen bir grup insan var ülkemizde. Bu şekilde bu olayların önüne de geçilebilir.”

Haber: H. DURNA - S. AKYOL

 


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu habere henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan duzcetv.com sorumlu tutulamaz.