Ramazan ayı bugün itibariyle başladı. Tüm dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs salgını, bağışıklık sisteminin insan vücudu üzerindeki etkisini gündeme getirdi. Bağışıklığı düşürmeden Ramazan ayını sağlıklı bir şekilde geçirmenin önemine değinen Diyetisyen Nida Nur Kara, “Orucun bağışıklık sistemi üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi yoktur. Aksine yapılan araştırmalar uzun süreli açlığın hücrelerin yenilenmesine, dokuların onarılmasına fayda sağladığını ortaya çıkarmakta. Bu yüzden sağlıklı bireylerin bu süreçte oruç tutmasında herhangi bir sıkıntı olmayacağını söyleyebiliriz” dedi.
Ramazan Ayı’nın başlamasıyla birlikte Tüm dünyayı etkisi altına alan Korona Virüs salgını sürecinde oruç tutarken bağışıklık sisteminin nasıl güçlü tutulacağı merak edilmeye başlandı.
Halk Sağlığı Merkezinde görev yapan Diyetisyen Nida Nur Kara’dan sizler için merak edilen soruların cevaplarını aldık. Korona Virüs pandemisi sürecinde oruç tutarken bağışıklık sistemini güçlü tutabilmenin mümkün olduğunu belirten Dyt. Nida Nur Kara, sağlıklı bireylerin gönül rahatlığıyla oruç tutabileceklerini belirtti.
“Uzun Süreli Açlık Bağışıklık Sistemini Güçlendiriyor”
Düşünülenlerin aksine uzun süreli açlığın bağışıklık sisteminde olumlu sonuçlar verdiğini gösteren araştırmaların olduğunu belirten Dyt. Nida Nur Kara şöyle konuştu:
“Korona Virüsle mücadele ettiğimiz bu dönemde sağlıklı bireyler Ramazan Ayı’nda oruçlarını rahatlıkla tutabilirler. Orucun bağışıklık sistemi üzerinde herhangi bir olumsuz etkisi yoktur. Aksine yapılan araştırmalar uzun süreli açlığın hücrelerin yenilenmesine, dokuların onarılmasına fayda sağladığını ortaya çıkarmakta. Bu yüzden sağlıklı bireylerin bu süreçte oruç tutmasında herhangi bir sıkıntı olmayacağını söyleyebiliriz”
“Oruç Tutarken Sahura Kalkmak Oldukça Önemli”
Oruç tutarken mutlaka sahur öğünün yapılması gerektiğini vurgulayan Diyetisyen Kara, iftar ve sahur arasında da ara öğünler yapılması gerektiğine dikkat çekti. Dyt. Nida Nur Kara konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Yaşamın her döneminde olduğu gibi Ramazan Ayı’nda da yeterli, sağlıklı ve dengeli beslenme önem taşıyor. Ramazan Ayı’nda oruç tutan bireylerin beslenme alışkanlıkları tamamen değişiyor. Bu nedenle kırmızı et tüketimi, pilav, makarna, tatlılar ve pide tüketimi fazlaca artıyor. Buna rağmen beyaz et tüketimi, sebze ve meyve tüketimi azalıyor bu da bizim için önem arz ediyor. Kişinin besin ihtiyacı Ramazan Ayı’nda değişmediği için sahuru kahvaltı yerine iftarı da akşam yemeği yerine koyabiliriz. İftarla sahur yemeği arasında 1-2 ara öğün yapılabilir. Oruç tutulurken mutlaka sahura kalkılmasını öneriyoruz.”
Metabolizma Nasıl Güçlü Tutulur?
Korona Virüs sürecinde oruç tutarken aynı zamanda metabolizmayı da güçlü tutacak önerilerde bulunan Diyetisyen Kara son olarak şunları söyledi:
“Sahurda gün içerisindeki sıvı kaybının önlenebilmesi için sıvı tüketimine önem göstermemiz gerekiyor. Sahurda kesinlikle aşırı yağlı, tuzlu, hamur işleri tüketilmemeli. Sahura kalkılmadan oruç tutulduğunda aç kalma süresi uzuyor ve metabolizma hızı yavaşlıyor.
Halsizlik, yorgunluk, baş ağrısı, dikkatte azalmalar görülebiliyor. Tansiyon ve kan şekerinde düşmeler ile karşılaşılabiliyor. İftarda uzun süre aç kalan mideyi yormamak için yemekleri yavaş ve iyice çiğneyerek beslenmemiz gerekiyor. İftarda 1-2 bardak su ve hurmayla orucumuzu açıp ondan sonra çorba ve salatayla öğüne devam etmeyi öneriyoruz. Sonra 10-15 dakika ara verilmesini öneriyoruz. Sonra ana yemek, salata, tercihe göre tam buğday ekmeği ve pideyle devam edebiliriz.”
Haber: H. DURNA
Kamera: S. AKYOL