Düzce Üniversitesi Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bölümünde hasta kabulüne başlayan Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Selmin Karademir, çocuklarda görülen kalp hastalıkları ve belirtileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Çocuk kardiyolojisi bilim dalı hakkında bilgiler paylaşan Prof. Dr. Karademir, anne karnında yer alan bebeğin kalbinden başlayarak, 18 yaşına kadar olan çocukların kalp hastalıklarının tanı ve tedavisi ile ilgilendiğini söyledi.
Her doğan bin bebekten yaklaşık olarak sekizinde doğuştan kalp hastalığı görüldüğüne dikkat çeken Öğretim Üyesi, “Doğuştan kalp hastalıkları, hamileliğin erken dönemlerinde ortaya çıkan, bebek doğduğu andan itibaren kalbinde bulunan yapısal hastalıklardır. Anne, baba veya yakın akrabalarda doğuştan kalp hastalığı varsa doğacak bebekte risk daha yüksektir. Çok çeşitleri olmakla birlikte büyük kısmını kalp odacıklarını ayıran duvarlardaki delikler, kalp kapaklarındaki ve damarlardaki darlıklar oluşturur. Bazı durumlarda ise kalpteki bir odacığın, kapağın, damarın hiç gelişmemiş olması gibi daha ağır hastalıklar söz konusudur. Delikler büyüklükleri, sayıları ve yerleşim yeri itibarıyla; darlıklar lokalizasyonu, hafif-orta-ağır darlık olmaları itibarıyla birbirlerinden çok farklılık gösterirler.” ifadelerini kullandı.
“Bazı Genetik Hastalıklarda (Down sendromu, Turner sendromu) Doğuştan Kalp Hastalığı Görülme Riski Yüksektir”
Doğuştan kalp hastalıkları hamileliğin çok erken dönemlerinde, organların henüz oluşmaya başladığı haftalarda geliştiğini dile getiren Prof. Dr. Karademir, büyük kısmında neden bilinmediğini belirtti. Bir kısmının kalıtsal olduğu bilinmekle birlikte çok az hastalıkta genlerle ilişki gösterildiğine işaret eden Prof. Dr. Karademir, “Bazı genetik hastalıklarda (Down sendromu, Turner sendromu) doğuştan kalp hastalığı görülme riski yüksektir. Annenin hamileliğin ilk üç ayında bebeğe zarar verebilecek ilaçlar kullanması, infeksiyon geçirmesi (kızamıkçık gibi), radyasyona maruz kalması doğuştan kalp hastalıklarına neden olabilir. Çoğu zaman aile öyküsü araştırıldığında doğuştan kalp hastalığına yol açabilecek bir neden bulunamaz. Bu nedenle doğuştan kalp hastalıklarının kalıtsal nedenler ve çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıktığı genel olarak kabul edilir. Anne karnındaki bebekte kalp hastalığı olup olmadığı ‘Fötal Ekokardiyografi’ dediğimiz ultrasonografik yöntemle araştırılabilir.” dedi.
“Ağır Kalp Hastalıkları Kısa Sürede Belirti Verir”
Doğuştan kalp hastalıklarının çok çeşitleri olduğu bilgisini paylaşan Öğretim Üyesi, “ Bir kısmında hiçbir belirti olmaz veya belirtiler çok hafiftir, bir kısmı ise çok ağır seyirli olabilir. Ağır kalp hastalıkları ilk birkaç ay içinde, hatta ilk birkaç günde belirti verirler. Bu belirtiler bebekte morarma, beslenme güçlüğü, emerken yorulma, hızlı soluk alıp verme, nefes darlığı, kilo alamama veya sık solunum yolu enfeksiyonu (zatürre, bronşit) geçirme şeklinde ortaya çıkabilir. Daha büyük çocuklarda çabuk yorulma, çarpıntı, göğüs ağrısı ve bayılma görülebilir. Bazı hastalıklarda ise hastada hiçbir belirti yoktur veya önemsizdir, yalnızca muayene sırasında üfürüm duyulması ile başvurulur.” diye konuştu.
“Türkiye Akut Romatizmal Ateş Görülmesi Açısından Yüksek Riskli Bir Ülke”
Türkiye’nin akut romatizmal ateş görülmesi açısından yüksek riskli bir ülke olduğuna işaret eden Prof. Dr. Karademir, halk arasında kısaca “kalp romatizması” veya sadece “romatizma” olarak bilinen hastalıkla ilgili de bilgiler paylaştı. Romatizmaya çocuklarda bademcik iltihabı yapan A grubu beta hemolitik streptokokların yol açtığını dile getiren Öğretim Üyesi, “Önemi kalbin etkilenmesidir. Okula giden çocuklarda, yani 5-15 yaş arasındaki çocuklarda görülür. Boğaz enfeksiyonunun zamanında tedavi edilmesi bu hastalığın oluşmasını engeller. Dolayısıyla ateş ve boğaz ağrısı, eklemlerde şişme, yorgunluk, halsizlik, nefes almada zorlanma olması durumunda mutlaka bir çocuk kardiyoloji uzmanı tarafından görülmeli, kalp tutulumu yönünden değerlendirilmelidir.” ifadelerini kullandı.
Doğuştan kalp hastalıklarının çok çeşitli oldukları ve hastalığa yönelik özel izlem gerektirebileceğini anımsatan Prof. Dr. Karademir, “Bununla birlikte çoğu zaman alınan genel önlemler aynıdır. Kalbin enfeksiyondan (infektif endokardit) korunması için bazı özel girişimsel durumlarda çocuğun antibiyotik kullanması gerekir. Korunma gereken bu durumlar, antibiyotik dozu ve uygulama zamanı izleyen hekim tarafından aileye anlatılarak ellerine ‘İnfektif Endokarditten Korunma’ kılavuzu verilir.” diye konuştu.
“Çocuklar Düzenli Olarak Çocuk Kardiyolojisi Uzmanı Tarafından İzlenmelidir”
Doğuştan kalp hastalığı bulunan çocukların büyük kısmında aktivite kısıtlaması gerekmeyeceğini dile getiren Öğretim Üyesi, çocuğun psikolojik yönden desteklenmesi ve kalp performansının iyileştirilmesi için spor ve aktivite ile desteklenmesinin önemli olduğunu vurguladı. Bazı hastalıklarda çocuğa “yarışma” gibi aşırı efor gerektiren aktiviteler yapmasının yasaklandığını anımsatan Prof. Dr. Karademir, bu durumlarda kesinlikle çocuğu takip eden, çocuk kalp hastalıkları uzmanın belirlemesi ve çocuğun gereksiz yere spordan uzak tutulmaması gerektiğini kaydetti.
Önlemlerin hastalığın türüne ve ağırlığına göre belirlendiğini dile getiren Prof. Dr. Karademir, “Bu çocuklar daha az efor gerektiren aktivitelere yönlendirilirler. Doğuştan kalp hastalıklı çocuklar tüm sağlıklı çocuklar gibi aşılarını yaptırmalıdır, bazı durumlarda ek aşılar gerekebilir. Çocukların beslenmesi aynı sağlıklı çocuklarda olduğu gibidir ve genel beslenme kurallarını içerir. Bazı özel durumlarda diyet gerekebilir. Çocuklar genellikle normal eğitimlerine devam ederler. Bazı hastalarda aktivite kısıtlaması gerekebilir. Okulda merdiven çıkmaması veya giriş katında eğitim yapması, beden eğitimi derslerine katılmaması gibi önlemler alınarak çocuğun okula devamı sağlanabilir. Çocuklar düzenli olarak çocuk kardiyolojisi uzmanı tarafından izlenmelidir.” dedi.
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Karademir, açıklamasını Hastanemizde çocuk hastaların kardiyolojik muayeneleri, EKG, telekardiyografi ve Ekokardiyografi işlemleri yapıldığını belirterek tamamladı.