Gündem’in Bu Haftaki Konuğu Kekeçoğlu Oldu

Gündem’in Bu Haftaki Konuğu Kekeçoğlu Oldu

Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi Müdür Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, Düzce TV ekranlarında yayınlanan Mehmet İbrahimoğlu ile Gündem Programının konuğu oldu. Kuruluşunda bu yana DAGEM’in müdürlük görevini üstlenen Kekeçoğlu, arıcılık sektöründe yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler verdi.

Düzce TV ekranlarında yayınlanan Mehmet İbrahimoğlu ile Gündem Programının bu hafta ki konuğu, Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi Müdür Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu oldu.

2009 yılında, dönemin Düzce Üniversitesi Rektörü Funda Sivrikaya Şerifoğlu öncülüğünde kurulan Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi’nin bugüne dek olan gelişiminden bahseden Doç. Dr. Kekekçoğlu konuşmasında, Yığılca arısının propolis açısından çok zengin olduğuna vurgu yaptı.

11 sene önce Yığılca’da faaliyetlerine başlayan DAGEM hakkında bilgiler veren Kekeçoğlu, açıklamasında şu ifadelerde bulundu:

“Var gücümüzle çalışıyoruz. Düzce için, Düzce Halkı için zaten Düzce Üniversitesi olarak çalışıyoruz. Bölgesel kalkınma odaklı misyonu yüklendiğinden bu yana var gücüyle ekip olarak, Düzce’nin kalkınması için ne yapabiliriz diye hep birlikte çırpınıyoruz. DAGEM 2009 yılında kuruldu. İlk kurucu müdürü benim. Kurucu Rektörümüz Funda Sivrikaya Şerifoğlu döneminde kuruldu.

Dagem bugüne dek çok büyük bir yol kat etti. zaten Dagem’in ilk halini görenler ve şu an son halini görenler gerek fiziksel anlamda gerekse de yapısal anlamda ne kadar yol kat ettiğimizi görebilirler aslında. Gerçekten çok büyük bir emek var.”

DAGEM’in kuruluşundan bu yana ilkleri gerçekleştirdiğini vurgulayan Doç Dr. Kekeçoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

Türkiye’nin ilk Avrupa Girişimcilik Ödülü, Türkiye’nin ilk özverili çalışmaları nedeniyle sıra dışı kadın ödülü, İlk Sabancı Fark Yaratan Ödülü, İlk Arı Zehri Çalıştayı, hep ilkler var. Bu ilkler yürekten çalışmayla, hissetmeyle alakalı bir durum. Bir bölgede bir şeyi ilk defa yapmak, insanları buna kabullendirmek oldukça zor bir şey. Düzce Halkı bize destek veriyor ama biraz daha fazla maddi ve manevi desteğe ihtiyacımız olduğunu söylemek istiyorum.”

Diğer illere kıyasla Yığılca Arısının bacak ve kanat uzunluğundan dolayı propolis üretiminde çok daha önde olduğunu belirten Kekeçoğlu, şöyle konuştu:

“Yığılca’nın arısının Morfometrik ve genetik özellikleri var. Morfometrik  ölçümlerde kant ve bacak uzunlukları Türkiye’nin geri kalan çalıştığım örneklerinden daha farklı çıktı. Çünkü ben doktora tezimi de Atina’da yaptım. Doktora tezimde 55 farklı ilde çalıştım. Bunların arasında Yığılca Arısının bacak ve kanat uzunlukları diğerlerinden daha uzun. Aynı zamanda genetik olarak da mitekondrial DNA dediğimiz anadan gelen kalıtım materyali bakımından da faklılıklar gösterdiğini keşfetmiştik. Ben genelde örnek aldığım arıcılardan çalışmalarımı yaptıktan sonra geri dönüş veririm. Düzce’ye de geri dönüş yapmıştım. Düzceli Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Cafer Bey’den örnekleri temin etmiştim. Bunun üzerine sanırım 2008 yılında dönemin kaymakamı arı ve bölgenin kalkınmasıyla ilgili bir girişimde bulunduğu zaman işte ne çalıştı, nasıl Yığılca arısıyla ilgili bir şeyleri ortaya koyabiliriz diye düşünürken, beni bulmuşlar. Bunun üzerine bir davette bulunmuşlardı. O davetin üzerine ben buraya gelmiştim. Doktora tezimde yapmış olduğum çalışmaları halkla ve yerel yönetimle böylece paylaşmış oldum.

Yığılca arısının propolis toplama kapasitesi diğer dört ırktan daha üstün çıktı. Çünkü bacak uzunluğunun fazla olması oradaki polen sepetini daha fazla propolis ve polen koymasını sağlıyor. Bu bir performans üstünlüğüdür.”

Arıcılık sektörüyle ilgilenenlerin, sadece bal üretimiyle sınırlı kalmaması ve bu anlamda değeri yüksek ürünlere dönüştürülmesi gerektiğinin önemine vutgu yapan Kekeçoğlu, şunları söyledi:

“Şu anda ciddi anlamda gelir elde edilebilecek bir konuma geldi propolis Yığılca için. Bu sadece Yığılca için değil başka ilçelerimiz içinde geçerli. Başka ilçelerimizle ile de protokol yaparız ki yapmak için başka ilçelerden de teklif geldi. Dediğim gibi farklı ürünlerin üretimi konusunda da artık biraz artık arıcılığı uyandırdık. Arıcımız düne kadar Kestane Balı bir de burada orman gülü balı vardı. Başka bir şey yoktu. Şimdi propolis üretiyor, arı sütü üretiyor ve bunları değerlendirmek için katma değeri yüksek ürünlere dönüştürmek için bir çaba içerisine giriliyor artık. Yani yeni nesil ürünlerin üretimi konusunda arıcıya ön ayak olduk. Bu bal üretimi çok fazla çevreyle ilgilidir. Bu sen eğer hava iyi giderse bal alırsınız gelecek sene hava kötü giderse almazsınız. Ama diğer ürünleri üretiyorsanız bu sene baldan almıyorsanız diğerinden kazanırsız. Amacımız oydu birazda. Bu sene ise arıların biyolojik saatini de şaşırdığı bir yıl geçiriyoruz. Batı Karadeniz arıcılık için tehlikeli bir yer. Çünkü sürekli yağış alan bir yer. Geçen sene kestane çok iyi giderken bir yağmur yağdı hepsi gitti. O sene arıcı için üzücü bir yıl oldu. Dolayısıyla arıcımızın baldan kazanmayacağı zaman alternatif bir ürünü olması gerekiyor ki yıkılmasın. Sadece propolis değil arı sütü üretimi hakkında da bilgi veriyoruz. Arı sütü kadınlarımızın bir numara yapacağı bir şey.”

DAGEM tarafından üretilen ürünlerin nereden satın alınabileceği hakkında da bilgiler veren Kekeçoğlu, son olarak şunları söyledi:

“Düzce Üniversitesi üstlendiği misyon sonrasında Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi’ni kurdu. Düzce Üniversitesi Hastanesi Polikliniklerinin hemen karşısında yer alıyor. Ürünlerimizi isteyenler buradan satın alabilirler. Arı sütü, Kestane balı, çiçek balı, polen, propolis nane spreyi, propolis damlası, kremler, esanslar, yağlar hepsi orada satışa sunuldu.”

Haber: H. DURNA


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu habere henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan duzcetv.com sorumlu tutulamaz.