DÜRÜSTLÜĞÜN BEDELİ

Korku?

Şaşkınlık?

Gelecek karamsarlığı?

Hepimizin üzerinde yoğunlaşan duygu fırtınası.

Sebep? 16 Nisan?da yapılacak referandum.

Bu halkın üzerinde ve kafasında dolaşan belirsiz puslu hava;Evet diyecek ama neden olduğunu bilmiyor.

Hayır diyecek ama niyesini bir türlü bulamıyor.Anlatılamıyor!..

Siyaset cephesinde ise bambaşka bir durum var; Sayın Cumhurbaşkanı,Başbakan,MHP Lideri Devlet Bahçeli?

Hemen hemen her mitingde söylemlerinmin birçok cümlesinde Sayın ?Kılıçdaroğlu? var.

Atatürk?ten bu yana gelmiş geçmiş ne siyasi deyim ,hareket varsa hepsi bir ok gibi Kılıçdaroğluna doğru yollanıyor.

Sebebini anlamak güç değil elbet,referandumda hayır için çabalıyor olması.

Hayır cephesinde gelecek sürpriz bir sonuç olasılığını ortadan kaldırabilcek spontane kelimelerle alaşağı edip sonucu garantiye almak.

Hazır HDP yokken de bu fırsatı siyasi anlamda kimse kaçırmak istemez.

Lakin ayrıntı bambaşka;halkın kafasındaki CHP yi bu referandumla yerle bir etmek!..

Olur mu?..

Sanmam ama gerçekçi davranmakta da fayda var;halk korku içinde ne diyeceğini neler söyleyebileceğini bilmiyor.

Kimden korkuyor peki? Yarınından?

Geleceğinin ne olacağının bilinmezinden? Çocuklarını bekleyen yarının karanlığından.

Evet çıkarsa ne olacak?

Hayır çıkarsa kaos çıkacak mı?

Haklı, hem de sonuna kadar haklı.

Göreni var mı?Yok!

Daha birkaç gün önce CHP Milletvekili Sayın Mahmut TANAL,Düzce merkezde küçük bir ?Hayır? mitingine katılıyor.Akşam üzeri .Etrafta 10 15 kişilik bir grup destek veriyor.Söylemler belli; ?Tek Adamlığa hayır!? ?Diktatörlüğe hayır!? ?Meclisin yok sayılmasına hayır! Sayın vekilimin söylediklerini birkça dakika dinleyip geçiyor halk.Zaman zaman merakla durup dinleyenler bir türlü yanaşmıyor o 10-15 kişilik guruba.Belki destek verecek belki de meraklarını giderecek birkaç soru soracak olacak?Çekiniyor.Uzaklaşıyor oradan.Tam bunlar olurken etrafta bas bas bağıra bağıra ?Evet?cephesinin otobüsü geçiyor?Susuyor birden herkes. Ne diyeceğini bilmiyor kimse.

Sayın Tanala yaklşıp tokalaştım.

Hal hatırdan sonra ; ?Sayın vekilim halk korkuyor hayır cephesine yaklaşmaktan.Onlara daha gerçekçi ve kendilerini güvende hissedecek bir şeyler söylemeniz lazım.Söylem değişikliği işe yarayabilir?diyorum. ?Elimi tekrar sıkarak mikrofonu tekrar eline alıyor.Mikrofona konuşmadan bana dönüyor;? savaşmaya devam edeceğiz!

? Üzüldüm tabi. Savaşmak! Sadece birkaç cümleyle mi?

Hani bunun,?Asla şüpheniz olmasın,bu ülke de referandum sonucu ne olursa olsun yanınızdayız.Güvendesiniz? demek? Hani bunun,?Cumhuriyetinve demokrasinin bekçileri biz buradayız herzaman? demek? Hani bunun,?Referandumda ne oy verireseniz verin biz her zaman yanınızda olacağız.?demek? Hani bunun ,?Bu ülke bir bütündür ve her zaman öyle kalacaktır.Teminatı biziz.Kardeşlik her zaman olacaktır ve ayrımcılığa asla ödün vermeyeceğiz? demek? Söylenen çoğu şeyler gerçek.Üzerinde tekrar bastıra bastıra söylemek olmaz ama o korkuyla yaklaşmayan ,halkı güven içinde olduğunu anlatabilecek cümlelere ihtiyaç olduğunu bir türlü anlatamıyorum. Geçen haftaki yazımda da bahsetmiştim; ?16 Nisandan sonra kötü bir şey olmayacak.Herşey yolunda gidecek.Bu ülke ne badireler atlattı.? Elbette hala aynı kanıdayım.Kötü bir şey olmayacak ama bunu halka anlatmanın yolları var. Zor tabi?

Mesele o zorluğu yenmek ve ?her ne kadar siyasette doğrular doğru dürüst olmazsa da-doğruları güzel bir dille anlatabilmek. Sonucunda yalnız kalabilirsiniz belki. Hatta kötü adam bile olabilirisiniz. Herşeyin bir bedeli olduğu gibi ?Dürüst Olmanın? da bedeli olacaktır.En azından ?biz bu gerçekleri gösterdik faklat sizler gözlerinizi yumdunuz kulaklarınızı açtınız.Duyumlarla geldiniz? diyebilmek için.

Uyandırabilmek için? Neden ?Evet? neden ?Hayır? demelerini anlatabilmenin zorluğuna rağmen.

Kötü gösterilmeye rağmen.

Geleceğimizin teminatı gençlerimizin üzerinde oyun oynanmaması için. Bilerek? İnanarak? Saygıyla kulaklarına doğruları fısıldayarak?

Bu ülkenin geleceğine emin adımlarla ve demokrasiden ayrılmadan yaşayabilmek adına. Hikaye anlatarak değil.

Selam ve Saygılarımla


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://www.duzcetv.com sorumlu tutulamaz.