DENİZLERİN ORTASINDAKİ YALNIZLIK;KAÇAK GÖÇMENLER

Değerli dostlar; Uluslar arası İnsan Hakları Sözleşmesi ?MADDE 5: Özgürlük ve güvenlik hakkı 1. Herkes özgürlük ve güvenlik hakkına sahiptir.

Aşağıda belirtilen haller dışında ve yasanın öngördüğü usule uygun olmadan hiç kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz?? Cenevre Sözleşmesi: ?MADDE .3 Taraf Devletler, bu Sözleşme hükümlerini mültecilere, ırk, din veya geldikleri ülke bakımından ayırım yapmadan uygulayacaklardır.?diyor.

Bu sözleşme maddelerini imzalayan ülkelerin tuhaf hareketleri sonucu oluşan içinden çıkılamaz durum sürüp gidiyor; Uluslar arası Göç örgütünün verilerine göre bir başka ülkeye kaçak girmek isteyen ve hayatlarını denizlerin ortasında kaybedenlerin sayısı 2.365 kişiyi geçmiş.

Yapayalnız ve ülkesiz kimsesiz?

Çıkarcı yönetimlerin baskıcı rejimlerine karşı hepsi olmasa da çoğunluğu daha iyi yaşam şartlarına kavuşmak için her türlü riski göze alarak avrupaya kaçmaya çalışıyor; Yeni bir hayat yeni bir güven ve huzur ortamı düşü?

Bu yolda insanlar daha başlamadan düşleri ,hayatlarının sona ermesiyle bitiyor.

Yemen,Mali,Suriye,Irak,Afganistan v.b .gibi gelişmeye değil de sürekli sıcak çatışmalara meyilli ve üzerinde oyun oynanabilecek topraklara sahip toplumsal kargaşanın yaşandığı ateş parçası yerler.

Doğal olarak güven ortamına muhtaç insan yapısının başvurduğu yollardan biri kaçmak.

Daha geçen günlerde yine akdenizde botlara doluşmuş yüzlerce insan ,gecenin karanlığında umutlarıyla birlikte derin ve soğuk sulara gömüldü.

Haber olarak geçildi o kadar.

İç acıtan bir durum.

İnsan Hakları Evrensel Sözleşmesine Avrupa ülkeleri imzayı atarken; bu konuda mülteci kabul etmeme gibi bir durumun olmadığını da biliyorlardı.

Siz ne söylerseniz söyleyin sözleşmelerin çoğunlukla hükümsüz kaldığını bu deniz ortasında kalan canların sonları herşeyi ortaya koyuyor.

Ülkemizin de içinde bulunduğu kıtada sürekli çatışmaların eksik olmaması sebebiyle acuı verici olayların sonu gelmeyecek gibi görünüyor.

Özgürlüklerine ve rahatlıklarına düşkün bu sözümona avrupa ülkeleri insani boyutun çok dışında kaldıkları bir gerçek.

Bir taraftan bize sığınmak zorunda kalan suriyelileri habire koz olarak kullanmaya çalışan ülkemiz siyasisi diğer taraftan bunu parasal yardımlarla kabul etmeyen bir başka düşünce saçmalığı.

Hepimizin içi acımalı. Mülteci sorununa başka bir çözüm yolu olarak Trump yönetiminin Meksika sınırına beton duvarlarla kapatmak istemesi, insanların yaşadıkları bölgede siyasi çıkar kişiliklerin mahkumiyeti haline gelmelerine yol açmadıklarını kimse çıkıp söyleyemez.

Ne olursa olsun; dini, dili, ırkı ne olursa olsun tüm ?Kutsal ?kitaplarda insan üzerine yazılanların uygulanmaması dini açıdan insanların çok da umursamadıklarını işaret ediyor.

Yalnız olmak önemli değil ,yapayalnızve ülkesiz kalmak insanı ölüme mahkum eder. Bugün ,hiç yarına bırakmadan insani yardımların,deniz ortasına kadar uzatılması ve kaçak yol girişimlerini ortadan kaldıracak çözümlerin ortaya konulması siyasi bir başarı olacağını tüm ülkelerin bilmesi gerekiyor.

Önce ülkelerinde çıkarları için savaş çıkartarak huzur bozan kimi zihniyetlerin kendilerine sıçrayacak mülteci akınına da çözüm bulmaları gerekiyor.

Sınırlardan kabul etmek-ki işe yarar yaramaz diye değerlendirmeden-veya reddetmek yerine mültecileri barındıran ülkelere parasal yardım yerine iç savaşları sona erdirmek ve güven ortamını sağlayarak insanların ülkelerinde yardım etmek, çok daha doğru tespit ve çözümcül adımlar olacaktır.

Atılsın ki;yarın yine botların içinde denizde kaybolanların haberini almayalım.

Bu siz de olabilirdiniz!

Selam ve Saygılarımla

Faruk CAYMAZ


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://www.duzcetv.com sorumlu tutulamaz.