AYDINLIĞI KARANLIĞA BOĞMAK

Neredeyse 50.gününü yaşıyor;iş hayatından mesleğinden normalleşmesi beklenen hayatından?

Düzce meydanda kendi çabalarıyla kurduğu küçük bir tabure de görevine dönmek için imza topluyor.

Öyle bağıra çağıra değil,sessiz sedasız ve haklı olmanın verdiği cesaret ve sükunetle.

Elinde A5 boyutunda ,kendi yazdığı anlaşılan bir kağıda, haklılığını anlatamadığı kimselere yazıya dökerek anlatmak istediğini elinize uzattığı halinden anlaşılıyor.

KHK ile görevinden uzaklaştırılan Mimar Alev Şahin?den bahsediyoruz.

İki gün önce meydanda tanışma fırsatı buldum.

Ayaküstü sohbet etme imkanımız oldu.

O da tıpkı benim gibi teknik bir insan.

Çabalarını bir çırpıda anlatıyor heyecanla.

Can kulağıyla dinledim.

Heyecanını yenmesi kolay olmayan ama tepkiside çığ gibi düşmeye hazır zirve kar yoğunluğu gibi.

Ekmeği ,işi, çok sevdiğini söylediği halkın hizmetinde olma isteği elinden alınmış.

Hiç yalnız kalmıyor.

Mutlaka etrafında ona destek vermek için toplanan kızlı -erkekli,genç -ihtiyar insanlar yanında bulunuyor.

Üzülmemek elde değil;genç bir bayan ve geleceği karanlığa boğdurulan teknik bir insan ,bir mimar?

Şimdi kimseyi suçlamadan iki üç çift laf söyleyelim; 15 temmuz sonrası yaşananları hiçkimse normal göremez.

Demokrasimizin üzerine çökmek isteyen kimi çevrelerin hedeflerine ulaşmalarına dik duruşuyla her zaman takdire şayan bu ülkenin insanı engel oldu.

Yaşamak istemediğimiz günlerdendi o gün.Sonrasında ise yaşananlar hepimizin malumu.

Suçluları yakalayıp adaletle hesaplaşmaları için yapılan operasyonlar?

Boyut ötesine geçen opreasyonlar neticesinde kurunun yanında yaşı da yandı mı?Yandı.

Suçsuz ve günahsız insanlar sırf birilerinin hoşuna gitmedi diye yaftalanıp suçlu ilan edilerek görevlerinden ve ekmeklerinden edilmesi, iç yakan bir duruma döndü.

Neticede suçsuzluğu ispat edilen şahıslar görevlerine adaletin eliyle dönmelerine rağmen, insanların yaşamış olduğu psikoloji kolay kolay da atlatılacak gibi değil.

Alev hanım da anlattığı kadarıyla bu isimlerden biri;Haklılığından asla şüphe etmiyor.

Aydın insan yapısıyla-belki de azıcık sivri diliyle-insan da her ne kadar soru işareti bıraksa da sonuçta bir aydın kişi o.

Kimi sözlerini sarfederken halk ile bağdaştırması onun ne denli haksızlığa karşı olduğunun göstergesidir.

Kimi çevrelerin aydın insanlardan rahatsız olması zaten başımıza bir karabasan gibi dolaşıp duruyor etrafımızda.

Teknik insanların siyasi anlamda değerlendirilmesi,görevden ?suçlu oldukları sabit olmadıkça-ihraç edilmesi ?emin olun ülkemiz adına hoş bir durum değil.

Sistematik olarak hemen hemen her dönemde uygulanan ?benden değilsen bertarafsın? zihniyeti ,biz teknik adamları her daim üzmüştür.

Ötesi karamsarlığa iten bir düşün?

Alev hanım ile ilgili hukuki boyutu bilmiyoruz,ancak şüphe götürmeyen bir şey varsa o da şu anda verimli çağında gencecik mimarımızın hak arama çabaları içinde görevinden uzak olması.

Sevindirici yanı,toplumun o masumiyeti görerek ona destek vermeye gelmesi ve sevilmesi.

İnsanın aklına ?halk bu kadar seviyorsa ,görev yaptığı yerde onu sevilmeyecek şekilde gösteren şey neydi?? Dileğimiz,Mimar arkadaşımızın haklılığını görecek mercilerin müdahale etmesi ve o çok sevdiği mesleğini icra edecek görevine dönmesi.

Anayasaca tanınmış hak ve özgürlüğünü tekrar iade edecek demokrasi anlayışına sahip hukuka olan inancımız şüphesi z ve tamdır.

Selam ve Saygılarımla

Faruk CAYMAZ

İnş. Müh-Şair ve Yazar

 


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://www.duzcetv.com sorumlu tutulamaz.