Uzmanlara göre sahur, atlanmaması gereken bir öğün. Çünkü uzun süren açlık ve susuzluk hem sindirim sistemi hastalıklarına davetiye çıkarıyor hem de mide hastalığı olanların ve kabızlık problemi yaşayanların şikayetlerini daha da artırıyor.
Hem beden hem de ruh temizliğinin ön planda olduğu bir Ramazan ayında beslenme alışkanlıkları da değişiyor. Genelde üç olan öğün sayısı ikiye düşerken, İftardan bir sonraki iftara kadar uzun süren açlık meydana geliyor. Ramazanda beslenmeye çok dikkat etmek gerektiğini söyleyen uzmanlar, Sahurda besin tüketimine dikkat çekerek, sahurda yemek yemeden oruç tutmanın zararlı olduğunu vurguluyorlar.
Özel Hayri Sivrikaya Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Betül Ünlüsoy, Sahurda besin tüketiminin önemi kadar besinlerin seçiminin de çok büyük öneme sahip olduğunu belirtti, yağlı gıdaların yerine protein ağırlıklı beslenme yapılmasını önerdi.
Ünlüsoy, ?Sahurda besin tüketimi olmadığı zaman gün içerisinde metabolizma hızı yavaş çalışmaktadır. Bununla birlikte kilo artışı da artmaktadır. Aynı zamanda sahurda tüketilecek olan besinler bizim gün içerisinde metabolizma hızını arttıraraktan vücutta daha dinçlik sağlayacak. Aç kalınınca mide yanmalar hazımsızlıklar gerçekleşecek. Bununla birlikte ani tansiyon düşmeleri görülebilmekte ve açlık ve susuzlukla birlikte baş ağrısı ve halsizlik örülmektedir. Sahurda besin tüketiminin önemi kadar besinlerin seçimi de çok büyük öneme sahip. Yağlı baharatlı tuzlu besinlerin tüketimi bizim gün içerisinde daha fazla su ihtiyacımızı tetikleyecek. Aynı zamanda mide de yana hissini arttıracaktır. Yağlı gıdaların tüketiminin ardından kilo artışı da görülebilmektedir. Bununla birlikte proteinle zengin besinlerle sahurda beslenilirse mide boşalması gecikecek aynı zamanda tok hissini arttırmış olacağız. Bunlar ne olabilir, peynir, yumurta yoğurt süt tüketimi proteinden zengin olanlardır. Bunlar midenin boşalmasını geciktirerekten ani alçıları azaltmış olacak. Meyve tüketimi sahurda çok büyük öneme sahip olmuş oluyor. Gün içerisinde mineral ve vitamin eksiklikleriyle beraber halsizlik gerçekleşebiliyor. Bağışıklık sistemi düşebiliyor. Bunları tamamlamak için meyve tercihi çok büyük öneme sahip.?dedi.
Ünlüsoy, Ramazan?da kilo almak istemeyenler için de tavsiyelerde bulundu, su tüketiminin büyük önem taşıdığını ifade etti.
Ünlüsoy, ?Ramazanda kilo verilir. Ama normal zamana göre bakacak olursak uzun süre açlıklar gerçekleştiği için metabolizma hızı yavaşlayacağından dolayı çok büyük bir kayıp burada göremeyiz. Ramazanı bir kayıptan ziyade sağlık beslenmeyle vücudu daha sağlıklı bir süreçte ramazanı geçirmek en uygun süreç oluyor. Bunda diyeceğim su tüketimi çok büyük öneme sahip. Eğer ramazanda kilo almak istenmiyorsa su tüketimini dengede tutmak ağır yemeklerden kaçınmak aynı zamanda hafi yürüyüşler ekleyerek de kilo kontrolü sağlamak gerçekleşebilir.? Şeklinde bilgiler verdi.
İftarda aşamalı besin tüketiminin de çok büyük önem taşıdığını belirten Ünlüsoy, 18 saat gibi bir açlık süresinin sağlık sorunlarına yol açacağını dile getirdi.
Mideyi aniden doldurmanın hem tansiyon yüksekliklerine hem de mide rahatsızlıklarına yol açacağını söyleyen Ünlüsoy, ?Midede hazımsızlıklar görülebilecektir. Bunları engellemek için aşamalı tüketim lazım. Mesela bir iki su bardağı suyla orucu açıp hurma az bir çorba az bir salata tüketimiyle beraber bir 10 15 dakika aradan sonra ana yemeğe geçmek önemli. Tabi ana yemeklerde de ağır yemeklerden ziyade hazmı kolay olan sindirimi kolay olan besinler seçmek gerekiyor. İftardan bir saat sonra ara öğün yapmak çok büyük önem taşıyor. Bu ara öğünde gün içerisinde eksik kalan besinleri tercih etmek daha önemli. Gün içerisinde mineral ihtiyacımızı karşılamak için maden suyu, meyve tercih etmek gerekiyor. Taytlı tercih söz konusu olacaksa tatlıyı haftada bir veya iki kez sınırlandırıp sütlü tatlıları tercih etmek daha iyi olacak. Burada yine tansiyon ve şeker problemi olanlar daha dikkat etmesi gerekir. Sütlü tatlılar yerine meyve tercihi daha büyük önem taşıyor.? Dedi.
