BİR İNSAN BİN DEĞER

BİR İNSAN BİN DEĞER

?Bir İnsan Bin Değer? programının bu haftaki konuğu Ebru Sanatını icazet geleneğine göre icra etmeye çalışan Düzce Üniversitesi Kaynaşlı Meslek Yüksekokulu El Sanatları Bölümü Başkanı Yusuf Parlak oldu. Parlak ile Ebru Sanatının ince ayrıntılarını sizler için konuştuk.

Her hafta Salı günleri yayınladığımız ? Bir İnsan Bin Değer? Programı ile Düzce?de unutulmaya yüz tutmuş el sanatları başta olmak üzere, geçmişten geleceğe gelenekleri yaşatmaya çalışanlar değerli insanları ekranlarınıza getirmeye devam ediyoruz. Bu haftaki konuğumuz, Ebru Sanatını geleneksel yöntemler ile yaşatmaya çalışan Düzce Üniversitesi Kaynaşlı Meslek Yüksekokulu El Sanatları Bölümü Başkanı Yusuf Parlak oldu.

 

 

Ebru Sanatının yapılış aşamalarını anlatan Parlak, dikkat edilmesi gereken noktaları uygulamalı bir şekilde gösterdi. Muhabirimiz Sevde Erdem?de su tezgahının başına geçerek Ebru Sanatını icra etmeye çalıştı. 

Ebru sanatı ile 2009 yılında okul yıllardan tanıştığını ve 2010 yılında Alparslan Babaoğlu hocasının dizinin dibinde bu sanatı öğrendiğini ifade eden Parlak, kendilerinin hocalarının çırağı olduğunu söyledi.

Parlak, ? Düzce Üniversitesi Kaynaşlı Meslek Yüksekokulunda El Sanatları Bölüm Başkanı olarak görev yapıyorum. Ebru sanatı ile ben 2009 yılında tanıştım. Öğrencilik yıllarında yapanlar vardı. Sanatı nasıl öğrenirim diye araştırmalar yaparken İstanbul?da yaşayan Alparslan Bababoğlu hocam ile tanışma fırsatı buldum. 2010 yılında hocam ile birlikte ebru sanatını meşk etmeye başladım. 2010 yılından beri sürekli olarak İstanbul?a hafta sonları giderek, yaptığım çalışmaları hocam göstererek bu sanatı öğrenme şansım oldu. Ebru sanatında hocanın dizinin dibinde bu sanatı meşk ederek öğreniyoruz. Kurslarda belli bir ücret vardır, fakat bizde hoca öğrencisinde herhangi bir ücret almaz ve direk evine, atölyesine kabul eder. Atalarından öğrendiği bu sanatı aynı şekilde çırağına öğretir. Bizler hocalarımızın çırağıyız. Osmanlı?dan gelen bu geleneği hocamıza saygıda kusur etmeden bu noktaya getirdik. 13. yüzyılda ortaya çıkmış ve Türklere ait olan bir sanattır. ? dedi.

İcazet geleneğine göre günümüze kadar Ebru Sanatının ulaştığını ve günümüzde yanlış yöntemler ile öğrenilme gayreti içersine girildiğine vurgu yapan Parlak, kendilerinin ebru sanatını icra ederken geleneksel yöntemleri kullandıklarını söyledi.

Parlak, ? Bu sanat icazet geleneğiyle günümüze kadar ulaştı. Hocasının talebesine el vermesi ile oluyor. Hocanın talebesinin bu sanatı tamamen öğrendiğini anladığında bir mektup yazarak bu sanatı sen öğrendin, gelecek nesillere aktardın şeklinde. Yoğunlaştırılmış su yüzeyine doğal toprak boyaları ile gül dalına sarılmış at kılı fırçalar ile yapılan bir sanattır. bu sanat aslında kitap süsleme sanatıdır. Bu sanat ile kitapların iç kapakları yapılarak türetilmiştir. Padişahların fermanlarını da ebru kağıtlarına yaptıkları söylenmektedir. Bu sanatın taklidi mümkün değildir. Kullandığımız kağıtlar asitsizdir. Diğer kağıtların içerisinde çözülebilmesi için asit kullanılırken bunların içerisinde herhangi bir asit bulunmamaktadır. Bu durum kâğıtlarımızın yanmamamsına ve bozulmamamsına neden olmaktadır. Ebru Sanatını yaparken de geleneksel yöntemleri kullanıyoruz. Bu sanatı daha iyi bir şekilde gelecek nesillere aktarabilmek için bizlere de büyük görev düşüyor. Mesleği bilen kişilerden ebru sanatının öğrenilmesi gerekiyor. kolay gibi görünüyor aslında çok zordur. Her yapılan ebru sergilere konulmaya başlandı. Bu durum ebru sanatının tanınmasına neden oldu. Ama yanlış tanınmaya başlandı. Perdelere, panolara, objelere yapılmaya başladı. Ebru sanatı git gide özelliğini kaybediyor, doğru olan geleneksek ebru sanatıdır.? ifadelerini kullandı.

 

Ebru sanatının ince ayrıntıları konusunda bilgiler veren Parlak, bu sanatı öğrenmek isteyenlerin icazet geleneğine bağlı bir şekilde yol izlemeleri gerektiğinin altını çizdi.

Parlak, ?Çok fazla hareketli ortamda çalışmıyoruz. Ortamdaki tozlar yaptığımız çalışmaları bozabilir. Çalışmalar bitirildikten sonra kurutma tezgahlarında kurumaya bırakılıyor. Sineklik ile yapılan tezgahlarımız hava alması eserlerin kısa sürede kurumasına neden oluyor. Yaklaşık 1-2 saatte kuruyor. Havanın ısınmasına bağlıdır. Kağıtlar ıslandığı için uzuyor. Kendi boyutundan biraz daha uzuyor. Çerçeveye konulduğunda veya ütü ile de düzeltilebilir. Bu sanatlar geleneksel ve öz sanatımızdır. Bu sanatı gerçek manası ile öğrenmek isteyenlere tavsiyem; icazet geleneğini yaşatan, geleneksel ebru sanatını yapan üstatlardan öğrenmeleridir? dedi.  


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu habere henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan duzcetv.com sorumlu tutulamaz.