BİR İNSAN BİN DEĞER

BİR İNSAN BİN DEĞER

Ütüde demlenmiş çay, yanında hoş sohbetle birlikte ağaçlara hayat veren Şaban Ercan?la sanatının püf noktalarını konuştuk. Düzce Tv olarak başlatmış olduğumuz ?Bir İnsan Bin Değer? programının bu haftaki konuğu olan Ercan ile mesleği hakkında keyifli bir söyleşide bulunduk.

?Bir İnsan Bin Değer? programının bu haftaki konuğu ahşaba hayat veren Şaban Ercan oldu. Ütüde demlenmiş çay eşliğinde, misafirleri için dükkanında hazır beklettiği cevizleri ikram eden, ikramlara hoş sohbeti de ekleyerek sanatının püf noktalarını anlatan Ercan?ın en büyük sorunu mesleğinin devam etmeme endişesiydi.

 

?Aşkla başladık bu işe? diyerek asıl mesleğinin mobilyacılık olduğunu söyleyen Ercan, mesleğe ilk adım attığında yaşadıklarını anlattı.

Ercan, ? Benim asıl mesleğim mobilyacılık. Mobilyayı yapan ahşap adına her şeyi yapmak zorundadır.  Döşeme hariç ahşabın bütün aşamaları mobilya sektöründe yer alıyor. Ben bu mesleğe 1974 senesinde başladım. Hiç aralıksız bu zamana kadar devam ediyorum. Bana ahşaptan birsini bir şey yap dediği zaman yapamam kelimesini kullanmıyoruz. Yapmak zorundayız. Bizim eksiğimiz kendimizi tanıtamamak oldu. Kabuğumuzdan çıkamadık. 5 sene çıraklık dönemim oldu. Birçok yerde çalıştım. 1987-1989 senelerinde Suudi Arabistan?da çalıştım. Orada yapmış olduğumuz işleri Hacca giden bütün Müslümanlar ziyaret ediyor. Kıbleteyin Camisinin minberini ben yaptım. Benim ismim de orada yazıyordu, sonradan sildiler. Doğramanın nasıl yapıldığını, detaylarını öğrendim. Aşkla başladık bu mesleğe. 15 gün ilk işi alabilmek için nöbet tuttum. Benim patronum ilk olarak 10 santim kalınlığında bir kalas verdi ve buna zımpara yap dedi. Gündüz yapıyordum, akşam gösteriyorum; olmadı diyordu.  10 santimlik kalas 2 santim oldu. En sonunda bıraktım, çıkarken patronum ne oldu diye sorduğunda oldu dedim. Patronum da tamam şimdi oldu demesi ile mesleğe ilk adımımı atmış oldum? dedi.

Birçok yeri ziyaret etme ve her gittiği yerde farklı bilgiler edinme fırsatı bulduğunu söyleyen Ercan, Düzce gibi bir yer görmediğini belirtti. Ercan, mesleğin devam etmesi için yeni neslin yetişmesi gerektiğine vurgu yaparak ağacın modasının hiçbir zaman geçmeyeceğini söyledi.

Ercan, ? Her gittiğim yerde farklı şeyler öğrendim. İlk iş yeri kurduğumuzda iş yoktu şimdide tam ters; iş var yapacak insan yok. Eskiden ilk okul 5 seneydi; okuya bilen devam ediyordu, okuyamayanlarda sanata yöneliyordu. Sonra 8 seneye çıktı. Çıraklık dönemini okulda bitirmesi gerekiyor. Gelecek kimseler kalmadı, gelseler biz eğitiriz ancak gelen yok. Benim yaşım 56, ben daha ne kadar yapabilirim bu işi. Çok kişi yetiştirdim ama arkası gelmiyor.  Ben çok yer gezdim ancak Düzce gibi bir memleket göremedim. Ağacımdan kopardım bir meyvenin tadına bakarak takvime bakmadan ayını tahmin edebiliyorum. Bu işi ben tam olarak biliyorum diyemiyorsunuz bizim meslekte. Her iklimde değişik iş stilleri oluyor. Ustadan ustaya değişiyor yapılan işçilik. Önemli olan var olan ustalardan bir şeyler kapmaktır. Yeni neslin bu duruma dikkat etmesi gerekiyor. Ağacın modası geçmez. Eğer bu mesleği severek yaparlarsa hem para kazanırlar hem de farklı yerlerde olurlar.  Fındık para yapınca insanlar şımardı; gençler gece 12?ye kadar kahvede oturuyor, babası da 2-3 ton fındık alınca çalışmaya ihtiyaç duymuyorlar? ifadelerini kullandı.

Sabah dükkanının kapısını açtıktan sonra oturmadığını ve yorulduğunda diğer bir işi yaparken dinlendiğini söyleyen Ercan, mesleğinde en önemli şeyin dikkat olduğunu ve makineye geçtikten sonra bütün sorunları bir kenara bırakmak gerektiğini belirtti.

Ercan, ? Ben ağaçtan ne yapılıyorsa onu yaparım.  Ajandam da bir sürü yapılmayı bekleyen iş var. Sıraya da koyamıyorum. Siparişlerimde gün vermiyorum ve tek karım da o oluyor. Oturup da dinlenme yapmıyorum, bir işi bıraktığımda diğer işi yaparken dinleniyorum. İş yoğunluğundan yemeğimi de oturarak yemiyorum, oturunca da kalkamıyorum zaten. Yanımda 2-3 tane adam olsa onların da ekmeği çıkar. En çok kestane ve çam ağacı kullanıyorum. Kullandığım makinenin parasını ben verdim ama beni tanımıyor. Dikkatsiz olduğum bir anda elini, bacağımı kesiyor. Bizim meslekte en önemli olan şey dikkat, dikkat, dikkattir. Makineyi açtığınız zaman bütün sorunları bir kenara bırakacaksınız. 45 senedir bu işi yapıyorum parmaklarım yerinde duruyor. En önemli şey dikkattir? şeklinde konuştu.   


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu habere henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan duzcetv.com sorumlu tutulamaz.