Eski Adalet Bakanı İsmail Müftüoğlu, Türkiye?de adaletin tamamen siyasallaştırıldığını söyledi, hem iktidara hem ana muhalefet yüklendi. ? Bunlardan bu ülkeye hayır gelmez? diyen Müftüoğlu, Türkiye?de adaletin her gün kan kaybettiğini söyledi.
Eski Adalet bakanlarından İsmail Müftüoğlu ile Adalet üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.
Adalet kavramını Kelam-ı Kibar?dan örnek vererek açıklayan Müftüoğlu, adaletin mülkün temeli olduğunu belirtti, zulme dönen adaletin fesata sebebiyet verdiğini söyledi.
? Bizim dönemimizde Kelam-ı Kibar aynen uygulanmıştır. Hiçbir hakim düşüncesinden ve kararından dolayı muhakeme edilmezdi. Hiçbir savcı iddianamesinden dolayı sağa sola savrulmazdı.? Diyen Müftüoğlu, O dönemlerde mahkemelerin gerçekten bağımsız olduğunu vurguladı.
KİMSENİN KEYFİ İÇİN ŞEHİT KANI AKITILMADI
Adaletin bugün bir zulm mekanizması haline geldiğini savunan Müftüoğlu, Türkiye?de devletin ana temellerinden biri olan adaletin gün geçtikçe kan kaybına uğradığını ifade etti.
Müftüoğlu, ? yazamazsın, konuşmazsın, şu gazeteyi okuyamazsın, şu fikri savunmazsın içerdesin, böyle cezaevleri dolu olan bir ülkenin medeni olması mümkün değildir. Şahsileştirme anlamına gelen tasarruflarda bulunan bir ülkenin medeni olması da mümkün değildir. Vatandaşımız olayları tahaasupkerane bir politikayla değil, Allah için, insanoğluna düşen görev olan vebali yüklememek için net gözlükle bakması lazım, flu gözlükle değil. Türkiye?de devletin ana temellerinden biri olan adalet maalesef gün geçtikçe kan kaybına uğruyor, adaletin kan kaybı demek ülkenin de izmihlali demektir. Millet olarak ne demek istediğimi anlamak lazım. Ülke dağılır ve gider. Bu ülkede kimsenin keyfi için şehit kanı akıtılmamıştır, bu ülkenin bekası için mücadele verilmiştir.? Şeklinde konuştu.
SENİN İŞİN SOKAKLARDA ADALET ARAMAK DEĞİL
? Adaleti rahat bırakırsak en büyük gelişmeyi o zaman sağlarız? diyen Müftüoğlu, adaletin olmadığı yerde, ahlak ve maneviyatın, insanlığın olmayacağının altını çizdi.
Müftüoğlu, ? Maalesef siyasilerimiz de bu ölçüleri kavrayamamış durumdadır. İktidarı da öyle muhalefeti de öyle. Muhalefet adalet istiyoruz diye sokaklara çıkmış.Senin görevin sokaklarda adalet aramak değil. Senin görevin parlamentoda yapılan haksızlıkları , feryadınla, fiilen, fikren ortadan kaldırmaya yönelik cesareti göstermektir. Bu yürüyüşü tabi ki hafife almış değilim. Ancak şikayet konusu vatandaş değil. Şikayet konusu evvela kendileridir, çünkü parlamentoda gereğini yapamıyorlar. Yapamıyorum, gücüm yetmiyor o zaman yapacağın bir iş var, toptan istifa ede çekilirsin parlamentodan. İkinci yapılacak iş, o kürsüyü işgal edersin, bir nevi boykot yaparsın.? İfadelerini kullandı.
BUNLARDAN BU ÜLKEYE HAYIR GELMEZ
Adalet yürüyüşü sonrasında CHP?nin yaptığı açıklamayı ?gülünç? olarak nitelendiren Müftüoğlu, ? Ana muhalefet partisi öyle bir rüzgar estirmeli ki iktidar peşinden gitmeli.? Dedi ancak muhalefetin iktidar rüzgarına takılıp gittiğini vurguladı ve ekledi, ? Bunlardan hayır gelmez bu ülkeye?
YÜZDE 49 BENDEN YÜZDE 51 ÖTEKİLER?
Türkiye ekonomisinin batık, dış politikasının yıkık, maneviyat yapısının çökmüş olduğunu söyleyen Müftüoğlu, kardeşlik duygularının yok edildiğini belirtti. Müftüoğlu, ? yüzde 49?lar benden, yüzde 51 ötekiler, böyle bir dünyada bir ülkenin selamete ulaşması mümkün değil? dedi.
İSTEDİKLERİ KADAR DEBELENSİNLER
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulunun tamamının siyasallaştırıldığının altını çizen Müftüoğlu, ? birinin emriyle seçilen adam emre itaatsizlik yapamaz, istedikleri kadar debelensinler. Kendi siyasi görüşüne göre hareket edenler berat eder, bunlara muhalefet eden herkes ya cezaevine gönderilir, ya da cezaevinden çıktıktan sonra çok affedersiniz derler ? şeklinde konuştu.
? Biz siyaseti bunlara bırakmayacağız? diyen Müftüoğlu, uyandırmak için milletin ayağına gideceklerini belirtirken, OHAL?in uzatılmasının ve sürekli KHK çıkartılmasının siyasi terbiyeye uymadığını vurguladı.Müftüoğlu, vatandaşın kafasındaki siyasi düşünceyi değiştirmediği ve seçmeye devam ettiği sürece Türkiye?nin çok durumda kalacağını dile getirdi.
