Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra Büyük Önder Atatürk'ün girişimiyle kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde bir dizi değişiklik yapılarak 5 Aralık 1934 yılında Türk kadına seçme ve seçilme hakkı verildi. Düzce?nin en üst makamlarda görev yapan seçilmiş 2 kadını Milletvekili Ayşe Keşir ve Baro Başkanı Azade Ay, 5 Aralık mesajı yayınladılar.
Eski Türk Devletlerinde aile hayatında, devlet yönetiminde ve miras hukukunda erkeklerle eşit haklara sahip olan Türk kadını , Osmanlı Devleti yönetiminde birçok sosyal, kültürel ve siyasi haktan mahrum bırakıldı. Nüfus sayımına bile dahil edilmeyen Türk kadını evlenme, boşanma, miras işlerinde ikinci planda kaldı. Devlet memuru da olamayan Türk kadını ancak çağdaş,demokratik ve laik bir Türk toplumunu hedefleyen Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yapılan düzenlemelerle seçme ,seçilme hakkı başta olmak üzere bir çok hakka sahip oldu.
Türk kadınlarının 1934 yılında seçme seçilme hakkına sahip olmasının 83. yılının kutlandığı 5 Aralık dolayısıyla Düzce?nin üst düzey makamdaki 2 seçilmiş kadını olan, Milletvekili Ayşe Keşir ve Baro Başkanı Azade Ay birer mesaj yayınladılar.
KADINSIZ BİR DEMOKRASİ VE SİYASET OLAMAZ
"İnsanlık tarihinin hiçbir döneminde hiçbir milletin kadını, Anadolu kadını kadar fedakar olmamıştır." sözünde Gazi Mustafa Kemal'in ifade ettiği Türk kadınının, vatan savunmasında en önde mücadele ederek, üreterek, alın teri dökerek bu günkü Türkiye?nin en büyük mimarı olduğunun altınız çizen Düzce Milletvekili Ayşe Keşir, Türkiye?de yıllarca süren birtakım yasakların kadınların toplumsal hayatta var olma motivasyonunu düşürdüğünü, kadınlara 1934?te verilen milletvekili seçme ve seçilme hakkının uzun yıllar başörtülü kadınlar tarafından kullanılamadığını belirtti.
Keşir, ? Seçilmiş kadınlara sadece başörtülü oldukları için had bildirilen bir Türkiye'den bu günkü Türkiye?ye gelinmesi kolay olmamıştır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan?ın da ifade ettiği gibi, "Kadınsız bir siyaset, kadınsız bir demokrasi sadece kadınlar için değil bütün toplum için bir eksikliktir. 1934?ten bu yana mecliste en yüksek kadın katılımı, AK Parti iktidarı döneminde gerçekleşmiştir. AK Parti iktidara gelene kadar yüzde 4,6?yı aşamayan kadın milletvekili oranı, her seçimde daha da yükselerek, 2011 seçimlerinde yüzde 14,1?e ulaşmıştır. Gerek kongre dönemlerinde ana kademe listelerinde yüzde 30 kadın ve genç oranı gerekse Meclis üyeliği listelerinde her dört kişiden birinin kadın diğerinin genç olması yönündeki yönerge ile de siyasi tarihimizde örnek olacak uygulamalara imza atılmıştır.
2007 seçimlerinde 30?u AK Parti?den olmak üzere, toplam 50 kadın milletvekili TBMM?de görev almış. Bu sayı ile parlamentoda kadın milletvekili oranı, ilk kez yüzde 9,1?e ulaşmıştır.2011 seçimlerinde, 46?sı AK Parti?den olmak üzere 78 kadın milletvekili TBMM?de görev almış. 2004 yılında Anayasa?da ??kadın-erkek eşitliğinde?? devletin sorumluluğu ilk kez AK Parti iktidarında tanınmış kadın-erkek eşitliği, kadınlara pozitif ayrımcılık, ilkeleri anayasaya girmiştir.? Dedi.
Keşir, Karar mekanizmalarında kadınların daha fazla yer alması ve kadının statüsünün yükseltilmesi yönünde çalışmalar yaptıklarını söyledi.
HEDEFLENEN DÜZEYE GELMEDİ
Düzce Baro Başkanı Azade Ay ise yayınladığı mesajında, 1934 yılında devrim niteliğindeki bu Anayasa değişikliği ile Türk kadınının, batılı hemcinslerinin büyük bir bölümünden yıllar önce bu önemli hakka sahip olduğunu kaydetti.
Aradan geçen süreç zarfında kadınlarımızın temsil noktasında hedeflenen seviyeye gelemediğini üzülerek görüldüğünü söyleyen Ay, Nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınlarımızın, iş temsil makamlarında yer almaya geldiğinde geri plana atıldıklarını, adaylıklarının çeşitli gerekçelerle engellendiğini vurguladı.
Ay, ? Aynı vasıflara sahip kadın ve erkek adayların arasında bir seçim söz konusu olduğunda ise tercih maalesef genellikle erkek adaydan yana kullanılmaktadır. Son durumda mevcut 543 milletvekilimizin yalnızca 76?sı kadın olup, meclisimizde kadın milletvekili oranı yalnızca yüzde 14?tür. Ülke yönetiminde kadınlarımızın daha fazla yer alabilmesi için pozitif ayrımcılık temellerinde bir dizi atılımların yapılmasının gerektiği açıktır. Aday ve sıralama belirleme süreçlerinde yerleşik erkek egemen yaklaşımdan vazgeçilerek, kadınların meclise daha yüksek oranda girebilmesinin önü açılmalıdır. Kadınlarımızın eşit oy haklarının eşit temsile dönüşmesinin demokrasimiz için önemli bir gereklilik olduğunu bir kez daha hatırlatır, 5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının verilişinin 83. yıldönümünü Düzce Barosu adına kutlarım.? İfadelerini kullandı.
?KADINLAR TOPLUMUN TEMELİDİR?
Düzce Belediye Başkanı Dursun Ay 5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının verilmesinin 83?üncü yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.
Düzce Belediye Başkanı Dursun Ay kadınların toplumun en temel taşlarından biri olduğuna dikkat çekerek ?Kadınların siyasal haklarını kazanmaları sürecinde 3 Nisan 1930 tarihli Belediye Kanunu ilk aşamayı oluşturmuştur. İkinci aşama, 26 Ekim 1933'te aşılmış; 1924 tarihli Köy Kanunu'nun ilgili maddeleri değiştirilerek kadınlara köy ihtiyar meclisi ve muhtarı seçimlerinde seçme-seçilme hakkı getirilmiştir. Bu girişimlerle Türkiye, muasır medeniyetler olarak adlandırdığımız birçok Avrupa ülkesinden çok önce kadınlarımızın statüsünü yukarıya taşımıştır. Türk kadının fedakar, vefakar ve cefakar tavrı; devletimiz ve milletimizin temelini oluşturan yegane bir değerdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk?ün kadınları sosyal ve siyasal yaşama dahil etmesi ile başlayan bu yolda, bugün önemli aşamalar kaydedilmiştir. Hükümetimizin sosyo-ekonomik ve siyasal stratejisi kapsamında kadınların yönetimde söz sahibi olması ve karar mekanizmalarında yer alması sağlanarak bu çalışmalar her geçen gün sağlam adımlarla daha da güçlenmektedir. Bu politikalara paralel olarak belediyemizde bizimle birlikte çalışan kadın meclis üyelerimiz ve personelimize bu vesile ilen de teşekkürlerimi sunuyorum. Bu duygu ve düşüncelerimle 5 Aralık Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkını elde etmesinin 83?üncü yılını kutluyorum? ded
KADININ ELİNİN DEĞİDİĞİ YERDE KALİTE VARDIR
