UNUTMA UNUTTURMA!

UNUTMA UNUTTURMA!

Düzce Depremzedeler Derneği Başkanı Ayşegül Şenol Can Burası Düzce gazetesindeki köşe yazısında Düzce Depreminin 19.yılına ilişkin bir yazı kaleme aldı Can yazısında ;

Unutma,unutturma

Bu söz en çok yaşanan iki deprem sonrası kullanıldı..

   Belki de toplumsal belleği zayıf olan bizim gibi toplumlarda çokça kullanılması gereken bir söz olarak hafızalarımızda kaldı?

   Unutmamak ve unutturmamak bir slogan değil, aslında kendi kendimize unutkanlığımıza söylenmiş bir sözdü yalnızca..

   Ya biz ne yaptık, önce şunu bir tespit edelim.. Biz yaşadıklarımızdan hiçbir şey anlamadık insan ancak anladığı bir şeyi unutabilir.. Anlamadığımız bir şeyi unutsak ne olur, unutmasak ne olur?

   Toplumlar nasıl öğrenir; yaşayarak.. Yaşayarak ne öğrendik!!!

   Her depremde bir tavşan ürkekliğinde korkup yapacağımızdan geri kalmamayı öğrendik?

   Neden korkarız? Binaların depreme dayanıksız olduğunu bildiğimiz için korkarız. Ülkemizde yaşanan her deprem sonrası sandviç gibi yıkılan binaların görüntüsü gelir aklımıza ve ondan korkarız.

   İmar hizmeti kamusal bir hizmettir. Yani biz her boş bulduğumuz yere yerleşmeyelim, yerleşmeler planlı, sağlıklı, güvenli bir alanda, fen ve sağlık kurallarına uygun, çevreye zarar vermeden, koruma kullanma dengesini kurmuş, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine uygun olsun diye devlet aygıtı içinde kanun ve yönetmeliklere uygun bir şekilde görev ve sorumlulukları tanımlanmış, idare tarafından devredilemez görevler içinde tanımlanmış bir faaliyettir. İşin aslı idarelerin ruhsat verme sorumluluğundan gelir.

   İmar plan sınırları içinde belediyeler tarafından yerine getirilen imar plan sınırları dışında, Valilikler tarafından yerine getirilen imar hizmeti geldiğimiz bu günde iki deprem sonrası yapı denetim firmalarına devredilmiş bir faaliyet olarak sürdürülmektedir. Yani imar faaliyeti dediğimiz yapının yer seçiminden projelendirilmesine ve yapının inşa aşamasındaki temelinden kolonuna, kirişine, betonundan tuğlasına ve tüm tesisatlarına kadar geçen sürede yapım işlerini denetleme görevidir. Aynı zamanda belediyelerin inşaat ruhsatı vermesi ile başlayan süreçte yapım işinin denetimi özel piyasa firmalarına devredilmiş durumda. Herşey şu an kitabına uygun seyretmektedir. Ancak kitabına uydurulan durum sanal bir denetimi mi, yoksa gerçek bir denetimi mi ifade ediyor bu belli değil.. Yapı üreticileri bu işi yaparken nelere dikkat etmeleri gerektiğini biliyorlar mı? Dünyanın parasını ödediğimiz, içine girip dünyada mekan, ahirette iman dediğimiz evlerimizin yapım süreçlerine tamamen yabancıyız.

   İçine canımızı koyduğumuz konutların güvenli olması gerektiğini hepimiz biliriz. Biliriz ancak düşünmeyiz, merak etmeyiz nasıl yapıldığını.. Sonra bir yerde deprem olur, insanlar çığlık çığlığa onlara başkasının acısı diye bakar, bizim başımıza gelmez sanırız. Sonra bizim başımıza gelir, kader deriz..

   Sonra devlet imar barışı çıkarır her bina yapımının geçmesi gereken aşamalardan geçmemiş binalar yasallaşır.. İmar hizmeti almamış, yapı denetiminden dahi geçmemiş konutlar imar dünyamıza girer ve sonra da unutma unutturma? Bizi yönetenler meseleyi anlayamamış ki unutma unutturma desek ne olur, demesek ne olur. Sanki milletin canı kime emanetse?

   Yaşadığımız felaketin farkına varamamışsak ki bu her yanımızdan sırıtıyorsa, (kat çıkmalardan tutun da, kolon kiriş delmelere kadar giden süreçler) ve biz yaşadığımız konutun yapımının şehrin planlanmasının bir parçası olmayı becerememişsek, kamusal alanlara sahip çıkmayı beceremiyorsak, yaşadıklarımızdan hiçbir şey anlamamışız demektir?

   Harç bitti yapı paydos?.

ifadelerine yer verdi.


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu habere henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan duzcetv.com sorumlu tutulamaz.