Bakkallar eskiden psikolog gibiydi

Bakkallar eskiden psikolog gibiydi

Bakkallık nostaljik bir meslek olmaya başladı. Artık sizin hâlinizi, hangi sokakta, hangi apartmanda, hangi evde oturduğunuzu bilmeyen insanlarla muhatap olunuyor.

1962 yılında esnaflıkla başlayıp neredeyse yarım asırdır esnaf ve sanatkârın içinde geçen ömrüyle Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken, esnaflık hayatı, koleksiyon sevdası, esnafın dertleri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkisi ve bakkallığın dünden bugüne değişimini Türkiye Gazetesi'ne anlattı. Palandöken'in sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:

 
 

Bakkallık mesleğini son yıllarda nasıl görüyorsunuz?
Bakkallık günümüzde de çok önemli. Ama tabi şimdi artık zincir marketler, AVM'ler, uluslararası hipermarketler bakkalların işine önemli sekte vurdu. Bakkallık da artık nostaljik bir meslek olmaya başladı. Artık sizin halinizi, sizin hangi sokakta, hangi apartmanda, hangi evde oturduğunuzu bilmeyen insanlarla muhatap olunuyor. Eskiden bakkalların her birisi bir psikolog gibiydi.

 

VERESİYE DEFTERLERİNİ BİRİKTİRİYORUM
Koleksiyonlarınızdan bahseder misiniz?

Bakkal defterlerinin birikimiyle Osmanlı döneminden bugüne gelen veresiye defterleri ilgimi çekiyordu. Kendi terazimle başladım. Eskisi olmayanın yenisi olmaz. Niyetim bunların hepsini birleştirip müze şeklinde gençlere, çocuklara sunmak var. Tahmin ediyorum ki, birkaç sene içerisinde onu da gerçekleştireceğiz.

AİLEM YOĞUNLUĞA ALIŞTI
İki milyonu aşkın esnafın kayıtlı olduğu meslek kuruluşunun başındasınız. Yoğunsunuz. Aileniz bu duruma nasıl bakıyor?

Aileye zaman ayırmak çok önemli fakat toplumun faydasına çalışmak da çok lazım gelen bir şey. Ailem de akşama kadar insanlarla olan diyaloğumu bildikleri için onlar da alıştılar.

Son genel kurulunuzda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir diyaloğunuz oldu. Neler yaşandı?
Kendileriyle Başbakanlık döneminde uzun yıllar birlikte çalıştık. On altı yıl geçmiş. Ondan evvel belediye başkanlığı döneminde de ben Bakkallar Federasyonu Başkanı'ydım. O dönemde de İstanbul'un problemleriyle ilgili sık sık görüşürdük. Genel Kurulumuzda bir diyaloğumuz geçti. ?Yarım yüzyıldır yapıyorum, bir yarım yüzyıl daha yaparız' dedim. O da ?Bunun da pazarlığı çok zor olur' dedi ?Acaba yaşar mıyız' dedi. Neticede bu bir latife. Allah ömrümüzü veriyor. Severek yaptığım bir iş olduğu için bana ?Bir 50 yıl daha bu işi yapar mısın' desen ?yaparım' derim. Veya ?dünyaya bir daha gelsen başka ne iş yapardın' deseler ben yine başladığım noktadan başlardım.

VATANDAŞIN HÂLİNİ BAKKAL BİLİR
Enflasyonla mücadelede Türk esnafını nasıl buldunuz?

Başarılı buldum ve bunu Cumhurbaşkanına da söyledim. ?Hiç merak etmeyin ekim ayının 15'inden sonra her şey yoluna girecek' dedim. Bazı arkadaşlarım ?dolar 8-10 lira olacak' dedi. Hatta bazı köşe yazarları yazdı. Ben ekonomist değilim, bakkalım. Altının değerini sarraf, vatandaşın hâlini bakkal bilir. Esnaf ve sanatkâr barometrenin ta kendisi.

POŞETTE ŞUURLU BİR AZALMA OLACAK
Plastik poşet düzenlemesi yapıldı. Bu düzenleme faydalı olacak mı?

Poşet düzenlemesi bence çok faydalı. Bilinçli şekilde bunda azalma olacak. Düzenleme doğanın korunması, insanların sağlıklı yiyebilmesi ve dışarıya verdiğimiz bu kadar paranın piyasada kalmasını sağlayan bir şey. Avrupa'da bugüne kadar kese kağıdı, doğada çözünür poşet kullanılıyor. Bizde ucuz olsun diye insan sağlığını tehdit eden kimyasal içeriklerini dışarı verecek ürünler kullanılmasının bir tarifi yok, akılla da bağdaşmıyor. Ben bu projeyi destekliyorum. Hatta kese kâğıdıyla, fileyle alışverişin yapılması konusunun isim babalarından da birisiyim.

İLK ŞEKER ÇUVALIM HÂLÂ DURUR
Bakkal dükkânınız duruyor mu?

Cebeci'de (Ankara'da) Ucuzluk Gıda Pazarı hâlâ duruyor. 1967'de benim ilk şeker çuvalım da duruyor. Bunu nostalji diye tutuyorum. Bakkallığın her meslekle diyaloğu olur. Yanda kasap, manav, berber, terzi, ayakkabıcı, kuruyemişçi, ekmek satan bayii olur. Her biri ihtisas sahibi insandı. Eve gidip yemek yapacağınız zaman kuru fasulye nasıl yapılır onu bakkaldan öğrenir, kasap hangi etle o fasulyenin güzel olacağını anlatırdı. Hemen yanında fırına gittiğin zaman yeteceği kadar ekmek alırdın, sıcak sıcak. Şimdi artık 15-20 günlük paket ekmekler çıktı. Dolayısıyla o günden bugüne değişen çok şey oldu. Ama değişmeyen tek şey hâlâ o mahallelerin aralarında kalan sizi tanıyan sizinle iftihar eden insanlar. Mahallemiz esnafıyla güzel diye biz bir de sticker yaptırdık. O stickerda mahallenin bekçisinden kasabına, manavından eczacısına hepsini birleştirdik.

Türkiye Gazetesi


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu habere henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan duzcetv.com sorumlu tutulamaz.