BEDRETTİN MARADİT ÜSTAD'I KAYBETTİK..

BEDRETTİN MARADİT ÜSTAD'I KAYBETTİK..

  Bedrettin Maradit'in başlattığı girişimler, Düzce'de basın dışında matbaacılık alanında da mesleki bir eğitim hamlesi oldu. Düzce'nin en eski ve en büyük matbaalarının, en eski gazetelerinin sahipleri ile basın - yayın dünyasının yüzlerce çalışanı, Düzce Postası okulunda çıraklıktan ve kalfalıktan ustalığa kadar yetişip meslek sahibi oldular.

  Düzce'nin ilk kapsamlı matbaasının, ilk kurşun dizgi makinelerinin, ilk klişe atölyesinin, ilk ofset makinelerinin ve bunları çalıştıracak uzmanların ilk defa Düzce'ye getirilmesi Maradit'in girişimidir.

 DÜZCE'de basın- yayın dünyasının ilk tohumları 1948'de İstanbul'da atılır.
 
O zamanlar İstanbul Boğaz Komutanlığı'nda askerliğini yapan Bedrettin Maradit, 1948'de Türkiye'nin en büyük gazetesi Son Posta'da muhabir olarak gazeteciliğe ilk adımını atar.
 
 Askerliğini bitirip Düzce'ye dönen Bedrettin Maradit, temin ettiği eski bir daktilo ile Son Posta gazetesinin Düzce muhabirliğini de devam ettirir.
 Düzce'de 15-20 adet satılan Son Posta gazetesi, Maradit'in gayretleriyle, 100-150 adet satışa ulaşır.
26 Nisan 1951'de İstanbul'da basılmaya başlanan Düzce Postası Gazetesi ile Düzce'yi ilk süreli yerel gazeteye kavuşturan Maradit, 6 ay sonra Düzce'ye ilk baskı makinası getirdiğinde, bölgenin ilk gazete matbaasını da kurmuş olur.
 16 Ekim 1953 yılında Bolu'da da bir matbaa kuran Bedrettin Maradit, böylece o zamanki Vilayet Merkezimiz olan Bolu'nun da ilk günlük gazetesini, yayın hayatına başlattı.
 Bolu Ekspres adıyla yayın hayatına başlayan Bolu'un ilk günlük gazetesi, 1963 yılında haftalık çıkan Abant ve Yeni Hamle gazeteleriyle birleşerek, Sesimiz adı altında günlük yayınlarını sürdürdü.
 Sesimiz Gazetesi'nin yayınları Bolu Gündem Gazetesi yayın hayatına başlayana kadar aksamadan sürdü. Bedrettin Maradit'in oğulları Aydın Maradit ve Fatih Maradit 28 Kasım 1989'da Bolu'nun ilk ofset gazetesi olan Bolu Gündem'i yayın hayatına soktu.
 Düzce ve Bolu'nun en eski gazetecisi ve Basın Şeref Kartı sahibi Bedrettin Maradit o günkü koşulları anlatırken, ilk önce ulaşımdan bahsetti.
1950 öncesi, Türkiye'nin bir çok noktasının yanında, gerek şehir içi, gerekse şehirlerarası yolların çok kötü olduğunun altını çizen Bedrettin Maradit, "Düzce'den Bolu'ya giderken, Kaynaşlı'dan itibaren dağ yolu başlıyordu. Bolu Dağı'na Darıyeri'nden itibaren çıkılmaya başlanıyordu. Trafik akımı da çok azdı. Şehir otobüsleri Düzce Nakliyat ve Bolu'dan da Bolu Emniyet yazıhanelerinden kalkıyordu. Otobüs dediğiniz eski, köhne, modeli düşük arabalardı. Düzce Seyhan'dan Bolu'ya otobüs kalkmazdı. Bolu Emniyet Otobüsleri çalışırdı. Ayrıca, münferit kişiler otobüs çalıştırırlardı. Bolu iki buçuk veya üç saat çekerdi. Dönüş yolunda ancak akşam saatleri olduğu için bilhassa sonbahar, kış mevsimlerinde yoğun sis içinde güçlükle yola devam edilirdi" dedi.
 "BOLU'DA BAŞKA BİR GAZETE ÇIKMIYORDU"
 Düzce'de gazete çıkarmaya başladıktan sonra Bolu'ya da büro açmak istediğini belirten Maradit, "Bolu Valiliği o yıllarda da şimdiki yerindeydi. Vilayet ile şehir merkezi yolu çok dar ve bozuktu. Bolu'da Vilayet Matbaası vardı. Burada 'BOLU' adıyla Valiliğe ait tek gazete çıkıyordu. Valilik katibi Hayrettin Arıkan (Tahmin ederim ismini vereceğim arkadaşların tamamına yakını vefat etmiştir herhalde. Allah'tan rahmet niyaz ederim) gazeteyi yönetiyordu. Resmi yerlere dağıtılıyordu. Hali hazırdaki Özel İdare Binası'nın bir katı matbaaydı" şeklinde konuştu.
 Bedrettin Maradit sözlerine şöyle devam etti: "Bolu'da başka bir gazete çıkmadığı için buranın bir gazeteye ihtiyacı olduğunu düşündüm. Valilik cephesinin karşı yanında iki katlı ahşap bina vardı. Üstünde Polis karakolu bulunuyordu, altında Necla Baltacıoğlu ile bir hanım avukatın yazıhaneleri vardı. Bir yazıhane de boştu. Burayı ben kiraladım. O zamanın Valisi Merhum Şevket Ozanalp'ti. 16 Ekim 1953 günü gazetemizin ilk sayısını yayımladım."
 
"SÜREÇ 60 İHTİLALİNE KADAR SÜRDÜ"
 İlk gazeteden sonra başka gazetelerin de yayın hayatına başladığını ifade eden Maradit, sözlerini şöyle tamamladı: "Bizden sonra merhum Vahap Tuncer, Yeni Hamle ve yine merhum Turgut Çulha Abant ile Kökez gazetelerini çıkardılar. Peşinen yayın durmadı. Sakarya'dan bir arkadaş gelerek prova tezgahında gazete basmaya başladı. Ev tuttum, Düzce'den usta arkadaş götürdüm. Bolu'da ikamet ettirdim. Bu süreç 1960 ihtilaline kadar sürdü. İhtilal sonrası Basın İlan Kurumu kuruldu. Valiler'in ellerinde olan ilan dağıtım sistemi değişti. Ben, Turgut Çulha, Vahap Tuncer birleşerek gazetelerimizi kapattık ve tek bir gazete, yani "Sesimiz" yayın hayatına girdi."


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu habere henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan duzcetv.com sorumlu tutulamaz.