Düzce?de son yılların en çekişmeli seçimi yaşanacak. Belediye Başkanından il genel meclisi üyelerine, belediye meclis üyelerinden muhtarlara, adaylar arasında büyük mücadele var.
Yerel seçim süreci Düzce?de hareketli geçiyor. Adaylar arasındaki çekişme hiçbir seçimde bu kadar gün yüzüne çıkmamıştı. Her parti kendisine göre iddialı. Belediye başkan adayları her gün sahada, ziyaretler yapılıyor, bol keseden sözler veriliyor.
Adaylar projelerini açıklıyor, seçmenin her istediğine evet diyor. Düzce senelerdir oyunu yerel seçimlerde projelere değil de şahsa vermiştir. Bunun artık değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Ancak bu mümkün değil.
Bu seçimin en dikkat çeken yanlarından biri projeler olmalı. Meydanlarda projeler konuşturulmalı. Seçmen oy verirken projeye bakmalı. Neden bu şekilde düşündüğümü kısaca anlatmaya çalışayım. Eğer meydanlarda projeler yarışırsa kazanan Düzce olacak. Meydanlarda şahısların yarışmasının Düzce?ye hiçbir katkısı olmayacak. Yarışlarda adayın isminin ön planda olması Düzce?de seçimi belirleyen en büyük etken. Projenin içeriğinden çok ortaya koyan lider dikkate alınıyor. Ancak bu sistemde kaybeden hep Düzce olacak.
30 Mart seçimleriyle ilgili, ilimizdeki en önemli siyasi belirsizlik AK Parti?nin ilçelerdeki Başkan adaylarının resmen açıklanması ile sona erdi.
Aday adayları arasından Başkan adaylarını belirlemek, AKP için kolay bir süreç değildi. İşin iç yüzünü elbette bilmiyoruz. Ama çok çalkantıların, çok tartışmaların yaşandığını tahmin etmek zor değildir.
Adaylık beklerken devre dışı kalanlar elbette büyük hayal kırıklığı yaşadılar. AK Parti?de halen Belediye Başkanıyken, yeni 5 yıllık dönem için hazırlanırken, birden bire elinden oyuncağı alınmış çocuk durumuna gelen veto yemiş belediye başkanlarının durumunu düşünün.Kendinizi onların yerine koyun. Kolay değil. Aday olursunuz, seçime girersiniz, kaybedersiniz. Halkın iradesi dersiniz. Birkaç gün üzülür, sonra atlatırsınız. Ama parti içindeki bu tuhaf adaylık yarışında kim tarafından, neden elendiğinizi bilmiyorsunuz. Artık elenen isimlere, ?Başbakanımızın takdiri böyledir? demek yetmiyor. Mutlaka son kararı Başbakan verdi. Ama Başbakan?ı böyle karar almasına kim, nasıl yönlendirdi.. Bunu merak edeceklerdir. Her fırsatta yüzüne dost gibi gülümseyen, her yerde koluma girip, ?Benim başkanım iyidir., Dürüsttür, çalışkandır, başarılıdır? diyen parti büyüklerinden hangisi tarafından sırtından hançerlendi?
Bir siyasetçinin seçim kaybetmesinin çok ağır darbe olduğu kesin. Düzce?de de bunun örnekleri yaşandı, yaşanmaya da devam edecektir. Sözün kısası bu seçim gerçekten çok farklı bir seçim olacak?
