Düzce, Konya gibi olur mu?

Düzce Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni Özgür Alpmen, geçtiğimiz hafta Başbakanlık Basın -Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğünün davetlisi olarak şeb-i arus törenlerine katılmış. Başbakan ilk defa yerel basın temsilcilerini orada görmek istemiş. Özgür Alpmen, Batı Karadeniz, belki de Karadeniz bölgesinden tek kişi olarak bu programa katılmış. Bu programa 40 yabancı basın mensubu da davet edilmiş.

Özgür Alpmen, yerel medya temsilcileriyle zaten görüşüyorduk, ama yabancı basın mensuplarından acaba bir şeyler alabilir miyiz dedik bu programa katıldık. Doğrusu benim için çok da iyi oldu dedi. Özgür Alpmen Beyle görüştüm. İzlenimlerini anlattı.

?15 Aralık 2014 Pazartesi günü Konya?ya gittik. Salı günü için çok yoğun bir program hazırlamışlar bizim için. Sabah 07.00 den gece 24.00 de kadar devamlı gezdik dolaştık. Çok ciddi izlenimlerim oldu. Aslında konuşulacak çok şey var. Konya açısından çok olumlu ama bir o kadar da Düzce açısından çok dramatik bir durum olduğunu anladım. Konya?ya göre burada resmen kaotik bir durum yaşıyoruz!

Konya?da insanlar rahat, caddeler rahat, yöneticiler çok rahat. Sabah kalktığımızda bizi önce Bilim Merkezine yönlendirdiler. Konya Büyük Şehir Belediyesi ve Tubitak aracılığı ile geniş bir alan içersinde ve kendi öz kaynakları vasıtasıyla ortak bir bilim merkezi yapmışlar ve onu halen de geliştirmeye devam ediyorlar. Çocukların gözlem merkezinden, uzay istasyonlarının takibine kadar üç boyutlu simülasyonları, İslam bilim adamlarının yaptığı deneylerin, ameliyat malzemelerinin fotoğraf üzerindeki sinema tekniklerinin, Hezarfen?in her şeysi orada.  Konya deprem bölgesi değil. Fakat bir deprem simülasyonu yapmışlar. Düğmeye basıyorsunuz 4.2 şiddetindeki depremi yaşıyorsunuz, düğmeye bir basıyorsunuz 5.1 şiddetindeki deprem yaşıyorsunuz, düğmeye bir basıyorsunuz 6.2 şiddetindeki depremi yaşıyor ve ona göre sallanabiliyorsunuz. Düzce ili deprem bölgesidir. Her şeyden önce bizim böyle bir şey yapmamız gerekir diye düşünüyorum. Bunu yapabilecek vizyon bizde kimde var? Doğrusu onu düşünüyorum ve açıkçası bilmiyorum. Bu Bilim Merkezini Organize sanayi bölgesine yakın bir yere yapmışlar. Bu merkezi halen de geliştirmeye devam ediyorlar. Biz bu merkezin sadece iki bölümünü gezebildik. Diğer bölümlerini de gezecek olsanız herhalde bir gün yetmez.

Sonra Ticaret ve Sanayi odasına gittik. Organize Sanayi Bölgesinin içine yerleşmişler. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Selçuk Öztürk orada bir sunum yaptı. 2002-2014 yıllar arasındaki verilerden bahsetti. İhracat anlamında uçmuşlar. Mesela 2002 yılında 135 milyon dolar olan ihracat, 2014 Aralık ayı itibarı ile 1.6 milyar dolara, 2015 verilerinde ise 2.2 milyar dolara çıkması hedefleniyor. Bir sanayici geldiği zaman yolundan tutun da, doğalgazına varıncaya kadar her türlü ihtiyacını kapısının önüne kadar getiriyorlar.

Konya ile ilgili bir proje yapılacağı zaman Belediye, Ticaret ve Sanayi Odası, Valilik, Emniyet, Jandarma, ortak proje çıkarıyorlar. Projeyi hazırlıyorlar ve harekete geçiyorlar. O yapılırken alttan ikinci proje geliyor.

Ticaret ve Sanayi Odası Başkanına, bu kadar çalışma yapıyorsunuz, hiç çatlak ses çıkmıyor mu aranızda, diye bir soru sordum? Bazen çıkıyor. O zaman ne yapıyorsunuz diye sordum? Çatlak ses kimden geliyorsa onu projenin başına getiriyoruz. Başarabiliyorsa başarıyor, başaramazsa o kişi silinip gidiyor. Vali, Belediye Başkanı ile ayrı ayrı görüşüyorsunuz konu ile ilgili soru soruyorsunuz aynı cevabı alıyorsunuz. Yabancı basın da aynı soruları sordu aynı cevabı aldı. Çünkü onlarda da ayrı düşünenler varmış! Sorulan sorulara kitapta yazılmış gibi hepsi aynı cevabı veriyor.

Keşke Konya?ya böyle bir toplantı veya ziyaret için bizim yöneticilerimiz bir otobüse binip topluca gitseler! Yabancı basın Konya ile ilgili olumlu anlamda çok ciddi şeyler söylüyorlar. Yabancı basın Konya?da gördüklerine çok şaşırdılar. Yabancı basının Konya ile ilgili görüşleri çok olumlu. Orada kendi aramızda konuştuk. Konya ile Kayseri Türkiye?de örnek iller arasındaymış.

Ben 2006 yılında Konya?nın Karatay merkezi Selçuklu ilçesine gitmiştim. Varoş bir görünümü vardı. Şimdi her şeyi aşmışlar.

Bir Anekdot anlatayım; Her şeyi 42 ye bağlamışlar. Gökdelen 42 kat. Arena stadı 42 bin kişilik. Mevlana gösterisindeki semazen sayısı 42 kişi.

Konya?da 4 üniversite, 200 bin öğrenci varmış. Öğrencilerin rahat olabilmesi için onlara ayrı bir bölge ayırmışlar. Daha rahat kafeteryalar, giyim, kuşam, alkollü ve alkolsüz içeceklerin olduğu ayrı ayrı bölge var. Bunların içinde hızlı treni saymıyorum. Biz ordayken ?hızlı tren? hattı açıldı.

Mevlana medreselerini gezdik. Mevlana?nın 20. kuşak torunu Esin Çelebi ile tanıştık. Çok hanım efendi birisi. İngilizce, Fransızca, Arapça biliyor. Soru soranlardan İngilizce sorana İngilizce, Fransızca sorana Fransızca, Arapça sorana Arapça cevap verdi. 42 bin kişilik Arena kredi kullanılmadan 180 milyon liraya mal olmuş ve Belediyenin öz kaynaklarıyla yapılmış. Bu stadı Konya?Torku Spor?a? devredeceklermiş.

2. gün Konya?ya 10 km. uzaklıkta olan ?sille? diye bir antik kent var oraya gittik. Bizim Konuralp gibi dağların eteklerinde bir yer. Bir restorasyon yapmışlar, gerçekten aslına uygun olarak yapmışlar. Restorasyonu vatandaşla beraber yapmışlar.  2 katlı bir butik otel tarzında binayı restore ediyorlardı. Müsaade istedik içeriye girdik. 300 veya 400 senelik bir ahırı otele çevirmişler! Kredi anlamında orada da aynı sıkıntı var, kredi alamamışlar. Ama o yerleşim yeri,  taş ve ahşap işlemeli çok güzel görünümlü Safranbolu gibi bir yer. Görürsünüz 2-3 seneye kalmaz adını hep beraber duyarız!

Daha sonra et ve süt ürünleri tesisleri olan Torku tesislerini gezdik. Ciddi anlamda markalaşmış bir firma. Firma, ürünlerin tamamını Konya ovasındaki çiftçilerden alıyormuş. Bu tesislerde çalışanların hepsi Konya ovasında çalışan, Kooperatife üye olan çiftçilerin çocuklarıymış. Bu şekilde kendi insanına istihdam alanı açmış.

Önlerindeki proje ise; Nükleer ve Güneş Enerjisi tarzı atılım. İkinci projeleri Akdeniz?e dökülen suyun, Konya ovasına getirme projesiymiş. Kendi öz kaynakları ile gerçekleştirecekleri 2-3 milyar dolarlık bir proje!

Daha sonra da Konya Büyükşehir Belediyesi Konferans ve Spor Kompleksinde şeb-i arus törenine katıldık. 10 bin kişilik bir salon yapmışlar. Açılışını da daha yeni yapmışlar. Törene 12 veya 13 bin kişi katılmıştı. Havanın sisli oluşu, uçak seferlerinin aksaması ve İstanbul-Konya arası hızlı tren hattı açılışı olduğundan, Cumhurbaşkanı ve Başbakanımız ile birlikte olan yemek programı iptal olmuş.

Konya?da vatandaş eğitilmiş. Konya sanayi kentinin dışında turizm kenti olma yoluna girmiş. Her yaptıkları iş marka olmuş. Sokaktaki çöp kutusu dahi Selçuklu mimarisi ile yapılmış.

Bu programı beğenen Azebaycan?lı meslektaşlarımız bizleri Bakü?ye davet ettiler. Düzce?yi, aynı grup toplanabilirsek inşallah orada da temsil edeceğim.

Konya?da 5 TV, 16 gazete, 9 dergi, 1500 yerel basın çalışanı var. Mesele Konya olduğu zaman ortak haber yapıyorlar. Aralarında da hiçbir problem görünmüyor. Son söz olarak; Konya?da, yönetimde olanların hepsi vizyon sahibi olan kişiler!? dedi.

Düzce olarak Özgür Alpmen?in bu anlattıklarından nasıl bir sonuç çıkarmalıyız? Hoşçakalın.


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://www.duzcetv.com sorumlu tutulamaz.