Hangi işi yaparsanız yapın, hayatın her safhasında, her an bir hata olabilecekmiş gibi dikkatli olmak lazımdır! Ne kadar çalışkan olursanız olun, ne kadar kaliteli iş üretirseniz üretin organizasyonda yapacak olduğunuz en ufak bir hata sizi ömür boyu sıkıntıya sokabilir. Hayata bile küstürebilir!
Zaman zaman yemek davetleri olur. Mesela geçtiğimiz aylarda bir ilçede birlik ve beraberlik yemeği vardı. Yemek programında Başta ilimiz valisi olmak üzere, milletvekilleri, Cumhuriyet Başsavcısı, Jandarma Alay Komutanı, Emniyet Müdürü, Rektör Yardımcısı, ilçe Kaymakamı, İşadamları ve protokole mensup çok sayıda davetli vardı.
Programı bir ilçenin Belediye Başkanı düzenlemişti. Masalar, sandalyeler, her şey güzeldi. Noksanları yok muydu? Vardı tabi.
Yemek programına davet edilen insanların karşılanması, onlarla ilgilenilmesi, onlara hoş geldiniz denilmesi, onlara yer gösterilmesi konusunda daha hassas olunabilirdi!
Bu tür programlarda amaç protokolü bir araya getirmekse ki öyledir. Yuvarlak masa kullanmak yerine İki veya üç tane dikdörtgen masa yan yana getirilebilirdi. Protokolde yer alan kişilerin hepsinin bir arada karşılıklı oturmaları sağlanabilirdi. Yemek programlarının amacı insanların birbirlerini görmeleri, birbirleri ile tanışmaları, kaynaşmaları, sohbet etmeleridir. Ev sahipliğini yapan kişi, yemekten sonra prokol üyelerinden arzu edenlerle birlikte mümkün olduğunca masaları tek tek gezmesi sağlanabilirdi. Protokol üyesi olanlardan isteyen kişilerin istediği masaya oturup halkla iç içe olması sağlanabilirdi. Bu organize, ev sahipliğini yapan kişi tarafından sağlanır!
Davet edilen insanlar oraya sadece yemek yemek amacıyla değil, davet eden kişinin hatırı için gelirler. Daveti yapanın samimiyeti ve gülen yüzü için gelirler. Yoksa yemek evde de, bir başka yerde de yenilebilir.
İnsanlar ne olduğunu, nereden geldiğini ve nereye döneceğini iyi bilmelidir. İnsanlar, karşısındakine verdiği değer ölçüsünde değer bulurlar. Makamlar gelip geçicidir. Bunun şuurunda olmak gerekir!
Yine bir ilçemizde geçtiğimiz aylarda, geçmiş yıllarda belediye başkanlığı yapmış olanlar bir araya getirilmiş ve beraberce bir kahvaltı yapmışlardı. Takdire şayan bir davranıştı. Ama aynı ilgiyi, aynı kişilere her davette ve her zaman göstermek gerekir. Yapılan işler Allah rızası için yapılırsa güzeldir!
Amacımız, noksanları yazarak insanların moralini bozmak değil, iyi niyetle yapılan davetlerin amacına uygun şekilde olmasını, davete icabet edenlere karşı da hassas olunmasını sağlamaktır. İnsan sosyal bir varlıktır. Yaşadığı sürece birçok insanı davet de edecektir, davete icabet de edecektir!
Hayat ayrıntılarda gizlidir. Her an, her daim dikkatli olmak lazımdır! Hayatım boyunca hep şunu yaşadım. İnsanların insanlara her zaman ihtiyacı oluyor. Bilmem anlatabildim mi?
Leylek ile Kurbağanın Hikayesi!
Bir gün bir leylek bir dere kenarına su içmek için konar. Su içerken yan tarafta bulunan kurbağa leyleğe seslenir; Leylek kardeş ben sana çok özeniyorum der, der. Leylek, neden diye sorar? Kurbağa da cevap verir. Hep havalarda uçuyorsun da onun için der. Bunun üzerine leylek kurbağaya der ki; Çok istiyorsan seni de havaya kaldırıp gezdirebilirim. Kurbağa da kabul eder.
Leylek bir şartla seni havada gezdiririm der. Kurbağa leyleğe sorar şartın ne? Leylek der ki havaya çıktığımızda ağzını hiç açmayacaksın. Tamam der kurbağa.
Leylek kurbağaya dönerek, bak ben şimdi ağzıma bir dal parçası alacağım. Aynı dal parçasını sen de ağzına al ve dişlerinle o dala iyi yapış. Tekrar söylüyorum havada iken sakın ağzını açma. Tamam demiş kurbağa. Leylek ile kurbağa anlaşmışlar. Leylek kurbağayı havaya kaldırmış. Leylek bir derenin üzerinden uçarkeeen kurbağa havalara girmiş vee kurbağanın aklına aşağıdaki arkadaşları gelmiş. İçinden aah şimdi beni aşağıdaki arkadaşlarım bir görse diye geçirmiş. Bu düşüncesini tam leyleğe açmak isterken ağzını açtığı gibi kendisini aşağıda bulmuş! Hoşçakalın.
