Bir Kavme Olan Düşmanlığınız Sizi Adaletsizliğe Sevk Etmesin!

Adalet, zulmün ve haksızlığın zıddıdır. Fıkhi bir terim olarak ?dince sakıncalı sayılan şeylerden kaçınarak hak yol üzere bulunmak? anlamında kullanılır. ?Âdil? sıfatı ise, büyük günahlardan kaçınan ve küçük günahlarda ısrarcı olmayan kimseler için kullanılır.

Kur?an-ı Kerim adalet üzerinde çok fazla durmuş ve düşmanlara karşı bile adaletten ayrılmamayı emretmiştir. ?Bir kavme olan kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin.? (Maide, 8)

İslam, aralarında kin ve düşmanlık bulunan insanlara karşı bile bu adaleti, Allah için uygulamayı farz kılmış ve herkesi adalet gölgesi altına almıştır. Hiçbir inanç, hiçbir düzen müntesiplerini, kin besledikleri düşmanlarına karşı bile, ?mutlak adalet? ile davranmakla sorumlu tutmamıştır. Bunu yalnızca İslam emretmiş ve hiçbir dünyalık beklentisi içine düşmeden bunun Allah için uygulanmasını istemiştir.

Aralarında var olan tüm hoşnutsuzluklara ve kine rağmen, bilinçli bir şekilde adaleti yerine getirmeye çabalamak, elbette ki nefse çok ağır ve zor gelen bir davranıştır. Her şeyi yalnızca Allah için yapma duygusu kalplere yerleştirilmeden, her an O?nun gözetiminde olduğu hissi tüm hücrelerde hissedilmeden kesinlikle bu başarılamaz.

İslam coğrafyasında Müslüman kanının oluk, oluk akıtıldığı, ihanetlerin ve tuzakların koyu karanlık şeklinde her tarafı kapladığı şu günlerde dostluk ve düşmanlıklarımızı bir kez daha gözden geçirmeli ama asla adaletten şaşmamalıyız.  Evet, başımıza gelecek hiçbir felaket bizi Rabbimizin gazabına uğratacak söz söylemeye ve amel işlemeye sevk etmemeli, bir mağduriyetin üzerine başka mağduriyetler inşa edilmemelidir.

Hasımları ve dargınları barıştırma, kişinin manevi derecesini artıracak kayda değer bir eylemdir. Toplumsal düzen sadece kanunla olur demek uygun değildir. Kanun ile ahlak arasında doğal bir bağ kurmak gerekir. Tarihimizde bu doğal bağ, örf ve adetlerle sağlanıyordu. İçtimâi yapımızı ve hayatımızı tekrar tabii haline döndürmek zaruridir. Bunun için de insanların yüzyüze baktığı ?mahalle görgümüzü ve örfümüzü? yeniden ihya edebiliriz. Kendilerini yüz yüze bakmak zorunda hisseden insanların, ilerde muhatabı olduğu kişinin yüzüne bakamayacağı davranışı veya sözü ?etmemesi?şeklinde tebarüz eden irfanımızı yeniden ihya edebiliriz. Her ne surette olursa olsun insanların arasını bulup barıştırmak, bir dindarlık belirtisidir.? Hoşçakalın.


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://www.duzcetv.com sorumlu tutulamaz.