Belediye başkan adayları; Gençliğiniz yoksa, yoksunuz!

Yol, Köprü, Havalimanı, Uçak ve silah fabrikası yapalım. Maddi olarak tabi ki kalkınalım, namerde muhtaç olmayalım. Fakat sadece maddi kalkınma yeterli mi? Milli ve manevi kalkınma olmazsa maddi kalkınma bir işe yarar mı?

Türkiye Cumhuriyeti Devleti; “İstanbul boğazına yapılan üçüncü asma köprüyü 26.08.2016 tarihinde hizmete açtı. Dünyanın en büyük İstanbul havalimanı 29 Ekim 2018 Pazartesi günü hizmete açıldı. İstanbul'un Avrupa ve Asya yakası İstanbul Boğazının altından geçen tüp tünelle birleştirildi. İzmit-İzmir arasındaki dünyanın dördüncü en uzun asma köprüsü yapıldı ve hizmete açıldı. Hızlı tren hattı yapılıp bitirildiğinde Ankara-Eskişehir-Ankara-İstanbul hattı çok kısa bir mesafeye düşecek. Bu mesafe 65 dakika civarında bir sürede alınacak. Kıbrıs’ın 50 yıllık su ihtiyacı karşılandı. Bu projeye “Asrın Projesi” denilmektedir. Helikopterin üretim hattı Türkiye'de kuruldu. Türkiye 3. ülkelere helikopter satacak. Otobanlar, tüneller yaptı. Kendi milli tankını, gemisini, eğitim uçağını, füzesini, piyade tüfeğini üretmeyi başardı. İstanbul’a kanal açarak yeniden bir boğaz oluşturulacak. Milli savaş uçağı ve Milli jetimiz Cumhuriyet'imizin 100. yılı olan 2023'te uçurulacak.” Yapılan bu hizmetlerin birçoğunu gördük, birçoğunun da yapılmakta olduğunu basından takip ediyoruz.

Düzce’de 400 civarında diyaliz hastasının olduğunu, bir diyaliz hastasının devlete maliyetinin 7 bin lira civarında olduğunu duyuyoruz. Bir açık kalp ameliyatının devlete ortalama 25 bin liraya mal olduğunu, sadece Düzce’de hasta ve yaşlılara bakım ücreti olarak aylık 3 milyon lira ödendiği vb. hizmetler için vatandaşın cebinden para çıkmadığını biliyor veya duyuyoruz.   

Yukarıdaki cümlelerin her biri yapılan çok değerli hizmetleri ifade etmektedir. Fakat unutmamak lazımdır ki bu hizmetlerin her biri maddi hizmetlerdendir! Biz bu hizmetleri kime ve hangi amaçla yapıyoruz? Vatandaşımız gerektiğinde kullansın, sağlığı ve sıhhati iyi olsun, konforlu bir hayat yaşasın diye. Öyle değil mi?

Maddi olarak yapmaya çalıştığımız hizmetlerin yanında çocuklarımızın ve gençlerimizin “Milli ve manevi değerlerini güçlendirici projelerinin” yapılıp hızlı bir şekilde hayata geçirilmesi gerektiğini hiç düşündük mü? Mesela; İlimizde çeşitli ve önemli kurumlardan emekli olan öğretmen, akademisyen, idareci vb. değerli birçok insanı var. Bunların da fikirlerinin alınacağı bir “Platform” oluşturmayı hiç düşündük mü? Yoksa her zaman olduğu gibi her şeyi Ankara’dan mı bekliyoruz. Hep hükümet düşünsün, Cumhurbaşkanımız düşünsün öyle mi?

Gençlik, milletlerin vazgeçilmez en kıymetli varlıkları, geleceklerinin sigortası hükmündedir. Onun içindir ki geleceğine sahip olmak, geleceğini mutlu ve güçlü temeller üzerine bina etmek isteyen milletler, gençliklerini ihmal etmemelidir. Bu fikrimizi bir cümle ile özetmeye çalışırsak ”gençliği olmayanın geleceği olmaz” diyebiliriz.…

Atalarımız; “Gençlik suya benzer, yol bulduğu yöne akar” sözü ile gençliğin ihmal edilmemesi yönünde çok ciddi uyarılarda bulunmuştur. Suyun en önemli vasfı, yol bulduğu yöne akmak olduğuna göre, bulduğu yöne akarken yolun yanlış ya da doğruluğunu ayırt etmesi zordur. Ona, doğru yolu gösterecek, yön verecek birilerine ihtiyaç vardır.

İnsanlar, canlılar içerisinde en fazla ilgiye muhtaç varlıklardır. Doğduğu andan itibaren bakıma, ilgiye, beslenmeye, barınmaya ve korunmaya muhtaçtırlar. Muhtaçlıkları sadece fiziki olmayıp, manevi yönden de en fazla ilgi ve sevgiye onlar muhtaçtırlar. Annelere, babalara, büyüklere düşen en önemli görev; gençliğe bir şeyler verebilmenin kaygısını taşımak olmalıdır. Ne kadar mı? Geleceğine ne kadar sahip olmak istiyorsan o kadar.…Gelecekte ne kadar güçlü olmak istiyorsan o kadar. Tarihe mal olmayı ne kadar istiyorsan o kadar.…Dünyayı yaşanabilir, mutlu ve müreffeh kılmak ne kadar istiyorsan o kadar.

Bakınız etrafınıza, sizin şefkat elinizin uzanmasını bekleyen o kadar genç var ki sokakları dolduran; hedefini ve kimliğini kaybetmiş, duyguları körelmiş,…lisanı hâl ile “yönümü arıyorum” diye haykırdığını duyarsınız. İlgi duyun, sahip çıkın, zaman ayırın, bir bardak çay içirin, birkaç tatlı söz söyleyin, bir tas çorba içirin içi ısınsın, gönlü aydınlansın.…Genç, ilgi duyulduğunu anlasın, bakınız o da size tutunacak, geleceğe umutla bakacak.…Asla unutmayın ki “gençliği olmayanın geleceği de olmaz..!””

Yol, köprü ve havalimanları yapalım. Ama bir yandan da milli ve manevi değerlerimizi güçlendirelim! Dara düştüğümüzde, sıkıntılı günlerimizde, iktidar, muhalefet ve STK’lar olarak bir araya gelme kültürü oluşturalım. Bu konularda fikir üretmeli, projeler geliştirmeliyiz. İlimizde, bu konuda siyasi olarak en büyük görev iktidar partisine düşmektedir.

Bu memleket bizim, bu gençler bizim. Bizim başka gidecek yerimiz yok. Belediye başkan adayları olarak seçildiğinizde, çocuklarımız ve gençlerimizin manevi eğitimleri için geliştirdiğimiz veya geliştirmeyi düşündüğümüz projelerimiz var mı? Ne dersiniz? Hoşçakalın.


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://www.duzcetv.com sorumlu tutulamaz.