Bir Fransız atasözü der ki: "İstatistikler, bikini gibidir; çok şeyi gösterirler ama asıl görmek istediğiniz şeyi gizlerler"
Seçim akşamı ve onu izleyen günlerde, televizyonlara çıkan AK Partili siyasetçiler ile partiye yakın kalem erbabı, 16 Nisan Pazar günü yapılan seçim sonuçlarının açıklandığı andan itibaren % 51.41 Evet ile % 48.59 Hayır denklemine bakarak çıkan sonucu, söz birliği etmişçesine büyük bir zafermiş gibi ballandıra ballandıra anlatmaya başladılar.
Doğrudur, seçim hukuki olarak kazanılmıştır.
CHP?nin hile yapıldığı iddialarına rağmen 16 Nisan pazar günü yapılan referandumun hukuki sonucu bellidir:
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi % 51.41 Evet ile anayasallaşmıştır.
Türkiye, yaklaşık 2 yıl sonra, 2019?dan başlayarak bir Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile idare edilecektir artık.
Hepimizin bu sisteme şimdiden hazır olması gerekir.
MADALYONUN DİĞER YÜZÜNE GELİNCE?
Referandumun, gözlerden bilinçli olarak kaçırıldığına inandığım ve milyonların görmesini istemediklerini düşündüğüm seçim sonuçlarını ters yüz edip çıkan sonuçları elimize aldığımızda, özellikle kentli nüfusun yoğun olduğu bölgelerde yeni bir dip dalgasının gelmekte olduğunu gösteriyor bize.
16 Nisan akşamı İstanbul, Ankara, Adana, Mersin, Balıkesir, Manisa , Bursa ve diğer büyükşehir sonuçları, AK Parti?nin şehir merkezlerinde ciddi oy kayıpları yaşadığını gösteriyor. Bu şehirlerle ilgili söylenenler on gündür yazılıyor, çiziliyor. Ben tekrar etmeyeceğim.
Ben, AK Parti?nin seçimlere girdiği 2003 yılından beri, güçlü olduğu fındık yorgunu Karadeniz illerinin şehir merkezlerinde yaşadığı oy kayıplarını göstermeye çalışacağım.
Yüzde 60 ile 70 bandı arasında ??Evet?? diyen Karadeniz Bölgesi?nin köyler hariç, şehir merkezlerinde alınan oyları şöyle bir kurcaladığımızda, iktidar partisine yakın kalem erbabı sonuçları bir zafermiş gibi göstermeye çalışsa da, rakamların dilinin başka şeyler gösterdiğini hemen anlayacağız...
Bir bakalım?
Örneğin , Zonguldak geneli referandumda zaten % 51.7 ile ??Hayır?? derken, şehir merkezi ise % 57.9 ile net bir biçimde ??Hayır??demiş.
Yüzde % 57 ile ??Evet?? diyen Sinop geneli, şehir merkezinde açık ara % 62 ile ??Hayır?? diyor.
Yüzde 63 ?Evet? diyen Samsun?un iki merkez ilçesinden Atakum yüzde 53.5?le ?Hayır?,İlkadım yüzde 44?le ?Hayır? dedi.
Yüzde 61.8 ?Evet? diyen Ordu?nun şehir merkezi de yüzde 52 ile ?Hayır? diyor.
Örneğin yüzde 61.7 Evet oyu çıkan Giresun?da şehir merkezi yüzde 51?le ?Hayır? dedi.
Yüzde 66 ??Evet?? çıkan Trabzon?da, şehir merkezinden yüzde 41 ??Hayır??, Beşikdüzü ise yüzde 58.2 Hayır demiş.
Düzce ve Bolu şehir merkezlerinde, AK Parti,MHP ve BBP ittifakına rağmen genel ortalamanın epey üstünde ??Hayır?? oylarının çıkması dikkat çekici?
Bu sayıları neden verdim?
2003 yılında tek başına iktidara gelen AK Parti, 15 yıl boyunca şehir merkezlerinden aldığı gücü kaybetmeye başladığı görülüyor.
16 Nisan Pazar günü yapılan referandumda evet denmesi için milyon dolarlık devasa bütçelerle yürütülen kampanyaya rağmen, şehir merkezlerinde yaşayan AK Parti ve MHP seçmenlerinin önemlice bir kısmının, parti üst yönetiminin verdiği karara uymayıp hayır oyu kullandığını ve getirilmek istenen Başkanlık sistemine onay vermediğini gösteriyor.
Buna bir de Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyaset tarzı ile % 49?u ötekileştiren dili eklenince, Ak Parti'nin giderek kentlileşen, dünyaya açılan ve şehrin konforuna alışmış seçmen kitlesinden giderek uzaklaştığını ; çözülen, gerileyen, daha yoksul ve eğitimsiz kırsal kesime doğru taşındığını gösteriyor.
Zaten seçim sonuçlarını ?inadım inat adım kel Murat? tarafgirliği penceresinden okuyanlara söyleyecek bir sözümüz yok; onlar sırça köşklerinde % 51,7? li seçim zaferi ile mutlu olabilirler, sabahlara kadar havai fişek gösterisi yapa bilirler.
Bizim derdimiz, bu sonuçları samimi bir biçimde kafa yoranlarla...
Yazıyı toparlarken son söz olarak şunu söylemeliyim:
Referandumun hukuki sonucu belli olmakla birlikte siyasi sonuçlarının ne olduğu, ne olacağını, bunun memlekete ve AK Parti içine yansımalarını süreç içinde göreceğiz.
Referandumda çıkan yüzde 51.7 ? yüzde 48.59?luk sonuç, bu ülkede ??Evet?? diyenlerle ??Hayır?? diyenlerin beraber bir arada yaşamak zorunda olduğunu kalın çizgilerle bir kaz daha gösteriyor. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan bunu kabullenecek mi, yoksa her zaman yaptığı ötekileştirici dili sürdürmeye devam mı edecek.
Her şey sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan?ın AK Parti?nin başına geçtikten sonra izleyeceği siyaset tarzına ve yeni yol haritasına göre şekillenecek.
Çok değil bunu da yakında hep birlikte göreceğiz.
