Durumunuz Gerçekten “Acil” Mi?

Durumunuz Gerçekten “Acil” Mi?

Durumunuz Gerçekten “Acil” Mi?

Düzce Özel Çağsu Hastanesi Acil Servis Doktoru Dr. Hüseyin Şahin, Düzce TV ekranlarında yayınlanan Sağlık Rehberi programının konuğu oldu. Dr. Şahin, mevsimsel hastalıklar, uygulanacak yöntemler ve acil serviste uygulanan müdahale hakkında açıklamalarda bulundu.

Düzce TV ekranlarında yayınlanan Sağlık Rehberi programının bu haftaki konuğu, Düzce Özel Çağsu Hastanesi Acil Hekimi Dr. Hüseyin Şahin oldu. Dr. Şahin konuşmasında, kış mevsiminde sıkça görülen hastalıklardan ve acil serviste yaşanan ‘Acil Hasta Önceliğinden’ bahsetti.

Ayrıca hastalıktan korunmanın en önemli kaynağının hastalığın nasıl oluştuğunu bilmekten geçtiğine konuşmasında burgu yapan Dr. Hüseyin Şahin, hastalıkların oluşumu ve korunma yollarını izleyicilerle paylaştı.

“Gerçekten acil olan hastaya yeterince zaman ayrılamıyor”

Hangi durumlarda acil servislere başvurulması gerektiğine de konuşmasında yer veren Dr. Hüseyin Şahin, acil servislerde öncelikli olan vakalara karşı vatandaşların hassasiyet göstermesi gerektiğini de değindi. Acil Servis Doktoru Dr. Hüseyin Şahin, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye’de acil durumlar ikiye ayrılıyor. Birincisi doktorların acil dediği durumlar, ikincisi hastaların acil dediği durumlar. Bizim için önemli olan hastanın hayati fonksiyonları. Müdahale etmesek dakikalar içerisinde ölebilir mi ya da vücutta ciddi bir işlev kaybına sebep olabilir mi? bizim için acil değerlendirmesinde en önemli nokta bu. Ama hastalar açısından baktığınız zaman işlerin acil olarak halledildiği bir yer zannediyorlar acil servisleri bence. Neden acile gidiyoruz çünkü benim gördüğüm acile gelen vakaların yüzde 98’i acil değil. Dolayısıyla burada bir bilinç eksikliği var bence. Çünkü tamam eskiye nazaran sağlık sisteminde çok büyük değişiklikler oldu, hastalar artık istedikleri yerde hastaneye ulaşabiliyorlar. Sağlık sigortaları artık eskiye nazaran iyi işliyor. Fakat acilde bu gereksiz bir yoğunluk oluşturuyor. Gerçekten acil olan hastaya yeterince zaman ayrılamıyor. Gerçekten acil bir durumumuz varsa acile gitmeliyiz. Halk arasında kişi kendinin doktoru diye bir tabir var. Bu minimalden düşünürsek gerçekten durumumuzun acil olduğunu düşünüyorsak acile gitmeliyiz. Bu arada şunu da belirtmek isterim, doktorlarınıza güvenin. Biz acil servislerde önceliği acil olan hastaya veriyoruz.”

Kuru hava hastalıklara yol açıyor

Kış mevsiminde en çok görülen hastalıklara da konuşmasında yer veren Dr. Şahin, bu hastalıklardan korunma yöntemlerini de paylaştı. Dr. Şahin, konuşmasına şöyle devam etti:

“Mevsimde beklediğimiz yağışları yeni yeni görüyoruz. Küresel ısınma iklim değişikliğinin etkileri ile. Bizim bu mevsimde en çok karşılaştığımız hastalıklar, genellikle üst solunum yolu hastalıkları ve alt solunum yolu enfeksiyonlarıyla karşılaşıyoruz. Çünkü bu mevsimde zaten havalar soğuyor, havalar soğuduğu için binaları ısıtmamız lazım, evimizi ısıtmamız lazım. Bunun içinde kömür veya doğalgaz kullanıyoruz. Bunlar havayı kirletiyor öncelikle. Bu yüzden hava da kir, toz, nem ile birlikte daha fazla mikrop üremesine sebep oluyor. Bununla birlikte hava nemden dolayı kuruyor. Kuru hava soluduğumuz zamanda vücudumuz buna tepki vermeye başlıyor. Ne oluyor, burun akmaya başlıyor çünkü havayı nemlendirmesi lazım. Bizi en çok bekleyen hastalıklarsa bu gidişata göre şekillenen hastalıklar oluyor. Bunlar, burun iltihabı, farenjit, astım gibi hastalıklar oluyor.”

“Uyuduğunuz odaya ıslak havlu koyun”

Kuru havanın hastalıklara neden olduğunu belirten Dr. Hüseyin Şahin, soluduğumuz havayı kendimizin nemlendirmesi gerektiğini belirtti. Solunan havanın nemlendirilmesi yöntemlerini izleyicilerle paylaşan Dr. Şahin, şu önerilerde bulundu:

“Soluduğumuz havayı bu hastalıklara yakalanmamak için nemlendirmemiz gerekiyor. Bunun için şunu öneriyorum, yattığınız odaya büyük bir plaj havlusunu asın. Havluyu biraz ıslayın. Sabaha kuruyana kadar odayı nemlendirecektir. Bir kere deneyin, sabah boğazınızın eskisi gibi yanmadığını fark edeceksiniz. İkincisi bol bol su içmemiz gerekiyor. Yatmadan öncede için, eğer gece uykunuzdan uyanıyorsanız o zamanda için. Vücudun sürekli sulanmış olması gerekiyor. Fakat soğuk veya sıcak değil ılık su içmemiz gerekiyor. Vücudumuza su almazsak dudaklarımızdan cildimizden su çeker ve bu da kuruluk yapar. Kemiklerden çekerse kemiklerimiz zayıflar. Aşırı susuz kaldığımızda böbrek yetmezliği olabiliyor.”

Grip ve farenjit hastalıkları arasında farklılık olduğunu belirten Dr. Şahin, şunları söyledi:

“En çok karşılaştığımız farenjit soğuk algınlığı burunda olur. Soğuk algınlığı çok sık görülür. Fakat soğuk algınlığı ve grip farklı şeyler. Soğuk algınlığı başta kabaca biraz daha hafif bir form. Grip biraz daha ağır gidiyor. En önemli farkı hastalığa neden olan şey. Soğuk algınlığının neredeyse tamamı rino virüslere bağlı olur. Gribe sebep olan şeyse infiluensa dediğimiz bir virüs. Bunun kliniği biraz daha ağır gidiyor. Yüksek ateş, yaygın kas ağrıları, fonksiyonel kayıplar gibi. Yani işten güçten kayıp olur yani çalışamaz hasta. Mide bulantısı yapabilir, yaygın kas ağrıları, kramplar, ateş yapabilir.”

“Düzce’nin havası hakim rüzgar yönü etkeni ile temizlenebilir”

Programın devamında hava kirliliğine de değinen Dr. Şahin, Düzce’de hava kirliliğine çözüm olabilecek hakim rüzgar yönü hakkında açıklamalarda bulundu. Dr. Yılmaz, konuşmasına şöyle devam etti:

“Düzce’nin coğrafi yapısı açısıyla Düzce’nin merkezi bir gölmüş. Daha sonra göl kuruyor ve bir şehirleşme oluyor. Dolayısıyla hava buraya çöküyor. Çünkü havadaki o havayı kirleten maddeler havadan biraz daha ağır. Dolayısıyla şehir merkezinin havası hep kirli oluyor. Bunu daha çok çevre planlamayla uğraşan artık çevre mühendisleri daha iyi planlayacaktır fakat hakim rüzgar yönü var. O yöne paralel şehirleşme olduğu zaman, caddeler o hakim rüzgar yönüne paralele olduğu zaman esasen rüzgar havayı temizleyerek geçebiliyor. Bu çok küçük bir bilgi fakat şehir planlaması buna uygun yapılsa şehrin havası değişebilecek.”

“Elektronik sigara, sigara ve nargileden uzak durun!”

Son yıllarda hava kirliliği ve sigara kulanı dolayısıyla sayısı giderek artan astım ve KOAH hastalıkları ile ilgili de konuşan Dr. Şahin, sigara, elektronik sigara ve nargile gibi etkenlerden vatandaşların kesinlikle uzak durması gerektiğini belirttiği konuşmasında şunları söyledi:

“Özellikle bu sonbahar kış döneminde astım, KOAH atakları çok artıyor. Genellikle de zaten enfeksiyona bağlı ataklar olur bunlar. Şimdi bu mevsimde olayın temel mekanizması havanın kirliliği, havanın soğuk ve kirli olması. Astım hava yollarının iltihabı, KOAH’ta da benzer şeyler var. Fakat astımın kabaca iki tipi var. Birincisi alerjik ikincisi alerjik olamayan tipi. Mekanizma olarak hastalarda hava yolları daralıyor yani bu nefes yolları reaksiyon veriyor. Hava yolları da bu nedenle daralıyor. Daraldığı zamanda geçen hava azalıyor. Hastalar bu nedenle daha zor nefes alıp vermeye başlıyor. Bu yüzden astım mutlaka acil tedavi gerektiren bir hastalıktır. Astım hastalarının kesinlikle sigara içmemesi gerekiyor, dumanlı, tozlu ortamlarda da bulunmaması gerekiyor. Ama ne yazık ki acile astım ve KOAH atağıyla gelen hastaların çoğu sigara kullanan hastalar oluyor. Nargile ve elektronik sigara aynı şekilde zararlı. Özellikle elektronik sigarayı çevrede insanlara tamamen zararsız diye söylemler dolaşıyor. Bunlar tamamen insan sağlığı açısından hiçbir şey bilmeyen insanların söylemleri kesinlikle yanlış. Son zamanlarda Amerika’da elektronik sigara nedeniyle ölümler artmaya başladı. Bu yüzden herkesi dikkatli olmaları ve elektronik sigara kullanmamaları yönünde uyarmak isterim.”

Haber: H. DURNA

 


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!
OKUYUCU YORUMLARI
5.01.2020
16:11

Hakaret mevzuları olmasaydı belki ama bu hakaretten sonra aklini dinliycem son hastane doktorları olur.kendinizi dinlemeyi bilin sizleri iyi sonuçlara götürecektir.akil her daim kendi öz güveninize olsun.

Katılıyorum   Katılmıyorum
%47,74
Vatandas


Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan duzcetv.com sorumlu tutulamaz.