Düzce Barosu Başkanı Av. Azade Ay, Düzce TV ekranlarında yayınlanan Mehmet İbrahimoğlu ile Gündem programının konuğu oldu. Çoklu Baro Sistemi hakkında önemli açıklamalarda bulunan Baro Başkanı Ay, düzenlemeyle ilgili yasa çalışmalarının olduğu süreçteki yaşananları Gündem programında tüm detayları ile açıkladı.
Düzce TV ekranlarında her hafta izleyicisiyle buluşan Mehmet İbrahimoğlu ile Gündem programının bu haftaki konuğu Düzce Barosu Başkanı Av. Azade Ay oldu.
“Çoklu baro” yasa teklifine karşı önce “Savunma Yürüyüşü”, ardından da Ankara’da “Savunma Nöbeti” başlatan barolar arasında yer Düzce Barosu Başkanı Avukat Azade Ay, günler boyu süren savunma mücadelelerini Düzce TV’ye anlattı.
Düzce TV ekranlarında her hafta izleyicisiyle buluşan Mehmet İbrahimoğlu ile Gündem programının konuğu olan Av. Azade Ay, Burhan Kuzu’nun yaklaşık 1,5 yıl önce Twitter hesabından attığı “Biz baroları TBB Başkanı Metin Feyzioğlu eliyle dizayn edeceğiz” mesajını hatırlatarak Çoklu Baro Sisteminin sinyallerinin ilk bu dönemde verildiğini belirtti.
Baro Başkanı Azade Ay çoklu baro sistemi sürecinin başladığı günleri şöyle anlattı:
“Bize gelen ilk duyum çoklu baro değil nispi temsil ve avukatlık kanununun 76. ve 95. maddelerinin kaldırılması yönündeydi. Bizler ise birlik başkanımıza sorduk duyduklarımızı. Kendisi bizlere böyle bir şey olmadığını söyledi. Adalet bakanı o gün bir açıklama yaptı, böyle bir çalışma olmadığını ve 2014 yılında yapılan eski bir çalışma olduğunu ifade etti. Tam bir gün sonra bunları yalanlarcasına Cumhurbaşkanımız bir açıklama yaptı. Evet biz böyle bir çalışma yapıyoruz dedi. Ondan sonra süreç bizim için başladı.
“CUMHURBAŞKANIMIZDAN 2 KEZ GÖRÜŞME TALEP ETTİM”
Biz ilk önce 10 baro başkanıydık. Pandemi zamanında ofislerimize gelemiyorduk. İnteraktif olarak toplantılara başladık. Sonra 15 baroya yükseldik, sonra 35 derken gittikçe sayımız arttı. Toplantılarda her gün tartışıyoruz ne yapabilir diye. Sonra 53 baro başkanı bir araya geldik. 2 ay önce bir bildiri yayınlayarak “Biz çoklu baroya da, nispi temsile de, avukatlık kanununun 76. ve 95. maddesine de karşıyız. Kaldı ki bunu siz bizimle paylaşmadınız. Önce bu teklifi geri çekin, bizimle görüşün, bizde düşüncelerimizi söyleyelim” dedik. Avukatların binlerce meslek sorunu var. geçim dertleri var bunlara vurgu yaptık. Fakat biz baro başkanları olarak bu bildiriyi imzaladıktan sonra süreç daha da hızlanmaya başladı. Adalet Bakanımızla görüştük baro başkanları olarak kendisi bizlere bu yasa tasarını görmediğini belirtti. Sonra arkadaşlarımızla birlikte TBMM’ye gittik orada da durumu anlatmaya çalıştık. Daha sonra Düzce’ye döndüm ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan kadın baro başkanları adına görüşme talep ettim. 2 kere talepte bulunduk ancak olumlu veya olumsuz bir dönüş alamadım.”
“YARGIYI SİYASALLAŞTIRMAKTAN VAZGEÇİN”
Çoklu Baro Düzenlemesinin kabul edilebilir hiçbir yanının bulunmadığını belirten Av. Azade Ay, son olarak şunları söyledi:
“Demokratik bir hukuk devletinde yaşamak istiyoruz. Tek amacımız bu. Hukuk devletinin tüm kurumlarıyla işler haline gelmesini istiyoruz. Demokrasinin tavan yaptığı bir ülkede yaşamak istiyoruz. Benim yaşamak istediğim alanda bu. Barış, huzur, sükunet, saygı çerçevesinde her şeyin yürütülmesi gerektiğine inanan insanlardanım ben. Bunların yapılmasını istiyorum ama her mecrada yapılmasını istiyorum. Biz kadınlar öldürülmesin, sömürülmesin, emek sömürülmesin, doğa katledilmesin, herkes kendini ifade etsin diye uğraşıyoruz. Başka bir amacımız yok. Olamaz da zaten. Öncelikle bu kanun çıksa dahi insanların gönlünden ne avukatlık mesleği, ne de baroları alabileceklerine inanmıyorum. Bu çok sürdürülebilir olmaz. İnanın savunmayı ne kadar yok etmeye çalışsanız da devleti o kadar yok etmiş olursunuz. Yargı erki oynanmaya gelmez. Bu ülke 2010’da bir anayasa oylaması yaptı. Yargıya liyakatsizliği soktu. Bakın sonucu 2016’da bir FETÖ darbe girişimiyle sonuçlandı. Savunmaya yaptığınız her müdahale daha çabuk sonuç verir. Lütfen yargıyı siyasallaştırmaktan vazgeçin.
“ÇOKLU BARONUN KABUL EDİLEBİLİR BİR YANI YOKTUR”
Tek temennim bu yasada geri adım atılması ve yasanın veto edilmesi. Anayasa mahkemesince iptal edilmesi. Ama ben biliyorum ki iptal edilmese de dahi sonuna kadar bu yasanın kadük kalması için çalışacağım bunu biliyorum. İnsanların adil yargılanma haklarının teminatı bizleriz. Herkes de avukatına, barosuna güvensin. Çoklu baronun hiçbir şekilde kabul edilebilir bir yanı yoktur. Vatandaşın da bunun bilincinde olması lazım. Bizim nefesimiz kesilirse ki bu yasa bizim nefesimizi kesecektir.”
Haber: H. DURNA