Türkiye Muhasebe Standartları (TMS) ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları (TFRS) 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacaktır. Şirketler bu tarihten itibaren defterlerini Türkiye Muhasebe Standartları'na (TMS) uygun olarak tutacaklardır. Bunun sonucunda uygulamada muhasebe hesap planında değişiklikler olacaktır. Bu değişiklikler de şirketlerin vergi yapısını değiştirecektir. Yapının değişmesi ile kar ölçekleri değişebilecek ve şirketlerin ödeyeceği vergi ile ödemek zorunda kalacakları vergi arasında fark oluşabilecektir. Çünkü yeni düzenleme vergi tabanlı muhasebe yerine finansal temelli muhasebe kavramını getirmektedir. Bu nedenle şirketler, mali tablolarını yeni standartlara göre hazırlayacaklardır. Ancak bu düzenlemeler 1 Ocak 2013 tarihinden önce beyan edilen kar veya zararı etkilemeyecektir.
Yaptığımız araştırma ve çalışmalarda şirketlerin çoğu yeni yasaya uyum sağlamaktan çok muhasebe kayıtlarının doğuracağı sonuçları dile getirmektedirler. Birçok şirket sahipleri ve yöneticileri muhasebe kayıtlarının doğru yapılmaması ve mali tabloların şirketin gerçek durumunu yansıtmamasından endişe etmektedirler. Özellikle KOBİ'lerin alacakları, borçları, kasaları ve bilançolarının gerçek mali durumunu yansıtıp yansıtmayacağı düşünülmelidir. 6111 sayılı af kanunu getirdiği düzenlemeler şirketlerin mali tablolarını düzeltmeleri için bir fırsattı. Fakat şirketler geçmiş yılların incelemelerinden kurtulma ve borçlarını yapılandırmaya yönelik yol izlediler. Ne yazık ki, 6111 sayılı kanunun, 6102 sayılı kanuna alt yapı hazırladığını ve bu konu ile ilgili çalışmaların yapılması gerektiği konusunda ne iş dünyası ne de yetkililer gündeme getirmediler.
Şirketler Yeni Türk Ticaret Kanunu'na hazır değil deyip yasayı hazır hale getirmek için 6102 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinin ertelenmesi iş dünyasına ve ekonomiye yarar sağlamayacaktır. Ancak, 6102 sayılı kanunda yapılması gereken değişiklik çalışmaları çerçevesinde, geçmişe dönük şirket muhasebe kayıtları ve mali tabloların düzeltilmesi ile ilgili bir düzenleme getirilebilir. Aksi takdirde 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren bağımsız denetime alınan şirketlerde sorun yaşanabilecek ve denetim sonuçları doğruları yansıtmayacaktır.
