65. Hükümet Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı AK Parti Düzce Belediye Başkan Adayı Dr. Faruk Özlü “benim mücadelem; sen – ben mücadelesi değildir. Benim mücadelem; vizyon ve büyüme mücadelesidir. Bunun için gerekli olan şey adanmışlıktır. Ben ve arkadaşlarım, kendimizi Düzce’ye adadık. klasik bir belediye başkanı asla olmayacağım. Düzce’ye küçük hesaplarla, küçük projelerle bakamayız. Düzce’ye büyük bir vizyonla ve büyük bir pencereden bakmak zorundayız” dedi.
1. Seçim sürecinin sonuna geldik. Adaylığınızın açıklandığı tarihten bu yana neler yaptınız? Hangi çalışmalarda bulundunuz?
Evet sizin de belirttiğiniz gibi yaklaşık 4 aydır Düzce’de AK Parti Belediye Başkan adayı olarak, arkadaşlarımla birlikte yoğun bir seçim çalışması yürütüyoruz.
Genelde sabah namazı ile başlayan ve gece geç saatlere kadar devam eder çalışmalar yapıyoruz.
Bu yola çıkarken şunu söyledik: Düzce’de sıkmadığımız el, dokunmadığımız omuz kalmayacak. Gerçekten de, teşkilat mensuplarımızla, belediye meclisi üyesi arkadaşlarımla, kadın ve gençlik kollarımızla birlikte bunu yapıyoruz.
Evlere, mahallelere, sokaklara gidiyoruz. Esnaflarımızı ziyaret ediyoruz. Gençlerle, sivil toplum kuruluşlarıyla ve Düzceli tüm kesimlerle bir araya geliyoruz.
Çalışmalarımız gayet disiplinli ve verimli bir biçimde devam ediyor.
Düzceli kardeşlerimizin yoğun ilgisi ve desteğiyle bu yolda bıkmadan, yorulmadan yürüyoruz.
31 Mart’a kadar bu yoğun tempoda çalışmaya devam edeceğiz.
2. Başkan olduğunuz takdirde neler değişecek?
Bir kere şunu en baştan, büyük bir samimiyetle söyleyeyim: Düzce, çok büyük potansiyellere sahip bir şehir. Benim en büyük gayretim; işte bu potansiyeli harekete geçirmektir. Yani ben, klasik bir belediye başkanı asla olmayacağım. Düzce’ye küçük hesaplarla, küçük projelerle bakamayız. Düzce’ye büyük bir vizyonla ve büyük bir pencereden bakmak zorundayız.
Bizim penceremiz çok geniş.
Yani benim mücadelem; sen – ben mücadelesi değildir. Benim mücadelem; vizyon ve büyüme mücadelesidir. Bunun için gerekli olan şey adanmışlıktır. Ben ve arkadaşlarım, kendimizi Düzce’ye adadık.
Elbette, her şehirde olduğu gibi Düzce’de de çözülmesi gereken problemler var.
Şimdi ben desem ki; Düzce Belediyesi sadece çöp toplayacak, temizlik yapacak, başka bir şeye karışmayacak, bu yeterli olur mu?
Hayır, benim başkanlığımdaki Düzce belediyesi; 7 gün 24 saat Düzce’ye ve hemşehrilerimize dokunacak.
Düşünün bir kere, sabahları evden çıkıp akşam eve dönene kadar, yani dışarıya adım attığımız andan itibaren belediye hizmetleri hayatımızın her alanına giriyor.
Trafikte, kaldırımda, çocuk parklarında, spor sahalarında, belediye otobüsünde, dolmuşta, takside, bir kafede otururken, pazarda alışveriş yaparken, Allah saklasın yangın çıktığında, cenazede, düğünde, bayramda, yaz sıcağında, kış soğuğunda, musluktan akan suda vs her yerde ama her yerde belediye var.
Benim belediyem her yerde olacak. Düzceli her kardeşim, hayatının her alanında, bizim belediyemizin hizmetini en güzel biçimde alacak ve her kardeşime her yerde hizmet gidecek.
Özetle; herkes bilecek ki, problem varsa çözüm de var. Hiçbir problem çözümsüz kalmayacak.
3. Aday olduğunuz takdirde hayata geçireceğiniz projeleriniz nelerdir?
Aday olduğumda ilk işim Düzce’nin sorun haritasını çıkarmak oldu. Elbette bunu masa başında yapmadım. Tüm mahallelerimizde birebir görüşmeler yaparak, her mahallenin problemlerini ve taleplerini ayrı ayrı inceledik.
Bu çalışmamız sonucunda, Türkiye’de ilk defa “mahalle sözleşmesi” dediğimiz bir belge hazırladık. Her mahallemizde ne yapacağız, hangi sorunlar acil, vatandaş bizden ne bekliyor gibi problemleri kayıt altına aldık. Bu sözleşmenin altına imzamızı koyduk. Göreve geldiğimizde tüm bu sorunları, belli bir takvim çerçevesinde çözeceğimizin sözünü verdik. Faruk Özlü verdiği sözü tutar.
“Söz uçar, yazı kalır” düşüncesi ile en çok önem verdiğimiz “Mahalle Sözleşmeleri” projemizi ortaya çıkardık. Yaklaşık 3 aylık çalışma sonucunda 56 mahallemizin sorunlarını tek tek not ettik.
Her mahalle ile sözleşme imzalayacağız. Düzce’mizin 56 mahallesi ile mahallenin temel isteklerini esas alan bir sözleşme imzalayacağız. Bu sözleşmeler ile 2019-2023 yılları arasında mahallelerde yapacağımız çalışmaları, mahallelimiz adına garanti altına almış oluyoruz. Sözleşme ile yapacaklarımızın garantisini vermiş oluyoruz, bir bakıma kendimizi bağlıyoruz.
Tabi mikro sorunların dışında makro sorunlarımız da var. Bu makro sorunlara, makro çözümler sunuyoruz.
İşte burada, projelerimizi kayıt altına aldığımız ve Düzceli kardeşlerimize dağıttığımız kitapçığımız duruyor. Bu projeler, ciddi bir bakış açısının ve emeğin sonucunda ortaya çıktı.
Yeşil Düzce, Millet Bahçesi, Kent Ormanı, Mergiç Parkı, Spor Şehri Düzce, Akıllı Şehir Düzce, Kentsel Tasarım, Ulaşım Master Planı, Çevre, Kültür, Sanat, Teknoloji ve Bilim Şehri Düzce ve son olarak Gönül Belediyeciliğinin Şehri Düzce projelerimizden bazıları.
4. Belediye Demek Ekip Demektir… Sizin Ekibiniz Nasıl Bir Ekip Olacak?
Çok haklısınız… Belediye hizmetleri; gerçekten de bir ekip işidir.
Masanın sandalyenin bir ayağı eksik olursa veya arızalı olursa bir yere varamayız. Makinanın dişlilerinden biri arıza yaparsa o makine çalışmaz.
Benim ekibim çalışkan olacak. Sadece Düzce’yi ve Düzceli kardeşlerimi düşünecek. Sabah işe geldiğinde, belediyenin kapısından içeri girdiği andan itibaren, bütün şahsi sorunlarını kapının önünde bırakacak. Tüm mesaisini işine verecek. Milletin vergileriyle aldığı maaşını hak edecek. Tembel olmayacak. İşinin ehli olacak. Gündelik hesaplarla hareket etmeyecek. Hak bilecek, hukuk bilecek, adalet bilecek, yetim hakkı bilecek, kul hakkını gözetecek.
Bir eli mutlaka Düzceli kardeşlerimin omzunda olacak. Bana yalanla, dolanla, dedikoduyla değil, çözümle ve vicdanla gelecek.
Bizim ekibimiz; makamı ne olursa olsun dürüst olacak. Dürüst olmayan, çalışkan olmayan, kul hakkına el uzatan hiç kimse Düzce belediyesinde görev yapamaz.
Bu bütçe bizim değil, Düzcelinin bütçesi, Düzcelinin alınteri, Düzcelinin parası. Her kör kuruşun hesabını vereceğiz. Ben hesap sormayı da, hesap vermeyi de gayet iyi bilirim. Hesap verenin başımın üstünde yeri var. Hesap vermeyeni Fizan’a kadar kovalarım.
Benim yönetim anlayışımda adalet ve liyakat önceliklidir. Liyakat sahibi olan, adil olan, işine aşık olan ekibimle birlikte Düzce Belediyesi’ni yöneteceğiz. Bütün Düzceli kardeşlerim, 1 Nisan sabahından itibaren bu farkı, kaliteyi ve görev bilincini görmeye başlayacak.
5. AK Parti Düzce’ye neler kazandırdı?
Bakınız; Düzce 2574 kilometre kare yüzölçümü ile Türkiye’nin 77. Büyük ili durumunda. Yani yüzölçümü itibariyle ülkemizden en küçük illerinden biri. Fakat aynı Düzce, kilometre kareye düşen nüfus anlamında 15. sırada… Bunun anlamı şudur; bu şehir küçük ama özgül ağırlığı çok büyük. Bu şehir küçük ama yüzde 49’luk istihdam oranıyla Türkiye 8.si konumunda. Yani Düzce durmuyor, Düzce kabına sığmıyor, Düzce çalışıyor, Düzce üretiyor, Düzce büyüyor.
AK Parti iktidarı son 16 yılda Düzce’ye büyük yatırımlar yaptı. Eğitimden sağlığa, ulaştırmadan enerjiye, toplu konuttan tarıma kadar, çok geniş bir yelpazede Düzce’ye hizmet ettik.
Son 16 yılda 362 milyon lira eğitim yatırımı yaptık. Düzce’nin yolları ve ulaştırma altyapısı için 3,7 milyar lira tutarında kaynak aktardık. Enerji ve Tabii Kaynaklar alanında 993 milyon, petrol ve doğalgaz sektörüne 610 milyon lira yatırım yaptık. Yine son 16 yılda, Aile ve Sosyal Politikalar alanında 593 lira tutarında yatırım ve yardım gerçekleştirdik. Evde bakım hizmetlerine 177 milyon, engelli ve engelli ailelerine 118 milyon lira kaynak aktardık. Sadece 2018 yılında çiftçilerime 81 milyon lira tarımsal destek ödemesi yaptık. Ve elbette toplu konut… Planlı kentleşme ve toplu konut seferberliği kapsamında, 2003 yılından bugüne, 6 bin 139 konut inşa ettik. 2003 yılından bugüne 580 milyon lira tutarında toplu konut ve sosyal donatı yatırımını hayata geçirdik.
Yalan, gerçeği olmayanın sığınağıdır. Benim gerçeğim; Düzce’dir, Düzce’ye yönelik hayallerimdir. O hayallerime ulaştıracak projelerimdir. Beni yalanlarınızla uğraştırmayın. Bırakın Düzceli kardeşlerimle bu gerçekleri konuşayım.
Bakın terminal, hastane, bağlantı yolu, Akçakoca OSB, kalıcı iş yerleri sorunu hepsi benim dönemimde çözüldü. Yarım kalan işleri biz bitirdik. Bundan sonra ise Düzce’nin gelecek 50 yılının projelerini hayata geçireceğiz.
6. Son olarak Düzcelilere bir çağrınız var mı?
Bakınız, 31 Mart’ta bir seçime gidiyoruz. Bu seçim, Düzce’nin önümüzdeki 5 yıllık kaderini belirleyecek olan önemli bir seçimdir.
Düzceli kardeşlerimin karşısına her zaman somut projelerle, akılla, vizyonla çıktım.
Beni siyasi polemiklerin içine çekmeye çalışanlara itibar etmedim.
Aday olduğumda ilk sözüm; “Düzce bizim evimiz” sözüdür. Evet, Düzce bu şehirde yaşayan herkesin evidir. Bu evin huzurunun kaçmasına müsaade edemeyiz.
Düzce huzurun, kardeşliğin şehridir. Bu huzurun ve kardeşliğin içine çomak sokmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.
Aday olduğum günden bugüne kadar hiçbir polemiğe girmedim ve girmeyeceğim. Hak edenlere, ahlaki sınırlar içinde gerekli cevabı verdim. Hiç kimse beni ve partimi polemiğin içine çekemez.
31 Mart seçimlerini kendi hırslarına, kendi kişisel hedeflerine giden bir yol olarak görenler yanılacaklar ve büyük bir hüsran yaşayacaklar. Faruk Özlü’yü hedef tahtasına koyarak siyasi rant elde etmeye çalışanları, 31 Mart’ta büyük bir hüsran bekliyor.
Ben yürekten inanıyorum ki; 31 Mart’ta vizyon kazanacak, projesi olan kazanacak, adil olan kazanacak, gönül belediyeciliği kazanacak ve Düzce kazanacak.
Tüm Düzceli kardeşlerimi, tercihleri ne olursa olsun mutlaka sandığa gitmeye davet ediyorum. Oy kullanmak, bir vatandaşlık görevidir. Herkes ölçsün tartsın, vicdanına kulak versin, sandığa gitsin ve oyunu kullansın.