Doç. Dr. Emre Okan; uygarlıkların nasıl geliştiklerini ve günümüze kadar geçirdikleri aşamaları bilimsel olarak değerlendirebilen; toplumsal kalkınmanın, tarihsel çevre ve kültür değerlerini koruyarak mümkün olabileceğine inanan, edindiği bilgileri toplumda kültür mirasını koruma bilincini oluşturmak ve geliştirmek için kullanabilen bireyler yetiştirmek istediklerini belirterek sözlerine başladı. Nihai amaçlarının ise Düzce Üniversitesi’nin bağlı olduğu coğrafyanın bölümün yürüttüğü kazı ve yüzey araştırmaları ile bölge arkeolojisinin aydınlanması, kültürel alanda ön plana çıkarılması şeklinde özetledi. Bölümü cazip kılan özelliklerden bahseden Doç. Dr. Okan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bir vatana sahip olmanın yolu, o topraklarda yaşanmış tarih olaylarını bilmekten, burada doğmuş uygarlıkları tanıyıp onlara sahip çıkmaktan geçer.” sözünün Arkeoloji’nin ne derece gerekli ve önemli bir bilim olduğunu açık şekilde gösterdiğini ifade etti.
“Binlerce Yıl Önce Üretilen Eserleri Kültür Mirasına Kazandırmanın Hissettirdiği Gurur ve Mutluluk Paha Biçilemez”
Vatandaşlık görevi olarak kabul edilmesi gereken ‘sahip çıkma ve koruma gerekliliğinin” Arkeoloji bilimine gönül veren gerek öğrenciler, gerekse eğitimciler için vazgeçilemez bir sorumluluk olduğuna dikkat çeken Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, “Keşfetme duygusunun hazzını yaşayabilecekleri sayılı bilimlerden biridir Arkeoloji. Binlerce yıl önce üretilen, kullanılan eserleri, toprak altından kendi elleriyle çıkarıp ülke kültür mirasına kazandırmanın hissettirdiği gurur ve mutluluk paha biçilemez değere sahiptir. Arkeoloji Bölümü’nün kazandırdığı entelektüel bakış açısı, hayata farklı pencerelerden bakmalarını sağlayacak ve yeni kapıları aralayacaktır.” şeklinde konuştu.
İstihdam Olanakları
Bölümün öğrencilere sunduğu eğitim ve mesleki imkanlardan da söz eden Doç. Dr. Emre Okan, “Arkeolog unvanı ile mezun olan öğrencilerimiz, ülkemizde sayısı hızla artan Arkeoloji bölümlerinde lisansüstü eğitimlerini alarak akademik alanda çalışmak dışında; Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı Kültür ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nde çeşitli pozisyonlarda, yine Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı müzeler ve İl Kültür Turizm Müdürlükleri’nde ve belediye bünyesinde yer alan Koruma, Uygulama ve Denetim Büroları’nda (KUDEB) ‘Arkeolog’’ olarak görev almaktadır. Ayrıca özel kuruluşların kültür ve turizm ile ilgili birimlerinde ve özel müzelerde çalışma olanakları bulabilmektedir.” ifadelerini kullandı.
Konuralp Antik Kenti Öğrenciler İçin Çok Büyük Bir Avantaj
Konuralp antik kentinin öğrenciler için çok büyük bir avantaj olduğunun altını çizen Doç. Dr. Okan, “Arkeoloji Bölümü öğrencilerinin aktif olarak kazılara katılma imkânı bulması meslekî tecrübe açısından büyük değere sahiptir. Arazi deneyimi, meslekî edinimler yanında grup içi sosyal yaşam, iletişim, sorumluluk duygusu, iş bölümü gibi konularda öğrencilerimiz kendilerini geliştirme imkânına sahip olabilmektedir. Arkeoloji Bölümü öğrencileri yanında Üniversitemizin diğer bölümlerinde eğitim gören arkadaşlarımız için de bilimsel bir arkeolojik kazının işleyişi ve aşamaları hakkında bilgiye doğrudan ulaşma imkânı sunmaktadır. Konuralp antik kentinin; tarihi zenginlik, genel kültür ve entelektüel açıdan gerek öğrencilerimize, gerek akademik personelimize, gerekse Üniversitemize büyük değerler kattığını söylemekte yarar vardır. Bir antik kentte yaşamak elbette görsel açıdan da zenginlik anlamına gelmektedir. Antik kente ait olan tiyatro, su kemerleri, köprüler, sur duvarları gibi kalıntılar bizlere ne kadar önemli ve tarihi bir kentte yaşadığımızı hatırlatan unsurlardır.” dedi.
Bölümü Tercih Edecek Öğrencilere Tavsiyeler
Bölümü tercih edecek öğrencilere tavsiyelerde de bulunan Okan, öğrencilere söylenmesi gereken ilk hususu, okumayı ve araştırmayı hayatlarının bir parçası haline getirmeleri şeklinde açıkladı. Arkeolojinin evrensel ve sürekli kendini yenileyen bir bilim olduğunu belirten Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, değişikliklerin gerisinde kalmamak ve yapılan çalışmaları takip etmenin, Arkeoloji için kaçınılmaz bir zorunluluk olduğunu; arazi çalışmaları, kazılar, yüzey araştırmaları sayesinde öğrencilerin doğa ile sürekli iç içe bir şekilde dinamik bir meslek sahibi olacaklarını sözlerine ekledi.
Genç ve İdealist Öğretim Elemanı Kadrosuyla Ülkemizin Uygarlıklarını ve Arkeolojisini Sevdirerek Öğretme Bilincinde Bir Bölüm;
Arkeolojinin bir meslek değil bir yaşam biçimi olduğunu dile getiren Düzce Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Emre Okan, “Mesaisi yoktur, çok okumak, bilgiyi takip etmek gerekir. Entelektüel birikime sahip bireyler olmayı gerektirir. Ancak Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi ‘Tarihini bilmeyen bir millet yok olmaya mahkumdur.’ Son olarak, bu özdeyişi kılavuz edinerek çıktığımız yolda genç ve idealist öğretim elemanı kadrosuyla ülkemizin uygarlıklarını ve arkeolojisini sevdirerek öğretme bilincinde bir bölüm olduğumuzun altını çizmek isterim.” sözleriyle açıklamalarını noktaladı.
