ZOR ZANAAT

Öyle şeyler yapacaksınız ki,herkesin ağzı açık kalacak. Hayretler içinde izleyecekler sizi;üstelik herhangi bir ironiye kapılmadan.

Söylediklerinizle duracaklar.

Sustuklarınızla susacaklar.

Aslında yok öyle bir dünya işin gerçeğine bakarsanız.

Lakin olduğunu farzedin; Üç tarafınız denizlerle çevrili ama balık yoksunu?

Stratejik bir konumda hem de dünya üzerinde hiçbir ülkenin sahip olamadığı bir konumda olacaksınız ama güçsüz?

Muhteşem bir doğaya sahip olacaksınız ama yeterince ilgi gösterilmediği için yerli ve yabancı turist konusunda zayıf kalacaksınız?

Ekonomisinin üst sıralarda olması gerekirken işi futbol endüstrisinin önderlik ettiği kumar oyunlarında neredeyse dünya ülkeleri arasında ilk üçe girecek halde olacaksınız?

Vatandaş,çalışmak yerine sürekli kısa yoldan para edinmenin uğraşında olacak!

Savaşı direk içinde yaşayan ülkelerden daha güvensiz bir ortama ship olacaksınız ki mümkün olmayan şeyi başarmış olacaksınız.

Kadına şiddet,çocuklarda cinsel istismarda her gün konuşulan ve bunu normalmiş gibi algılatan zihniyetlere sahip olacaksınız?

Kamuya ait hiçbir şey bırakmayacaksınız,o yetmeyecek her gün zamlar ve yabancı ülke paralarının elden çıkması için millete ?hadi!? diyeceksiniz?

Tarımı sıfırlayacaksınız,dışardan ürün diye, genetiğimizle oynayacak ?genetiği değiştirilmiş? tarımsal ürünler alacaksınız ve işin garibi tarım ülkesi olacaksınız!

Mutsuzluğu yaşam biçimi haline getirmek zorunda kalmış ülke de, evliliklerin boşanmalardan daha düşük kaldığı kafaların sadece ceplere baktığını?

İşsizlikte çaba göstermek yerine her ay işsizler ordusuna katılan genç nüfus oranının %20 yi geçtiğini ,sebeplerini kimsenin anlatamadığını ,dudak bükerek ?bilemeyeceğim? dercesine alaylı sessiz kalacaksınız Sonra da çıkıp,? sizleri en iyi ben yöneteceğim? diyeceklerin olduğunu göreceksiniz.

Yok böyle bir ülke ama olduğunu düşünün.

Sayısal veriler sizi yanıltmasın;olabildiğince düşünce yapısında bütün mesele.

Bakış açınızı değiştirmeden gerçekleri görmenizin imkanı yok.

Çünkü beyinler özgür değil.

Hayali prosedürlerle kirlenmiş havanızı dağıtacak hiçbir atılım gerçekleri kapatamıyor.

Zira ,aklın ?dur!? dediği yerde kimse kıpırdayamıyor.

Almış başını herşey gittikçe anlamsızlaşmaya başlamış durumda.

Vatandaşın çilesini her gelen siyasi iktidar çözüme yönelik proğramlar sunsa da işbaşına gelince bir iki kısa adımlar atmaktan başka hareket görmek zor hale gelmiş.

Diyoruz ya;yok böyle bir ülke ama olduğunu düşünün?

İsmi lazım değil,ülkenin birinde İktidardan uzaklaşan en üst düzey yönetici masasında halefine üç mektup bırakırmış.

Zor duruma düştüüğünde bu mektupları sırasıyla? aç ?diye de not konulurmuş; Mektupların birinde ,?ekonomi ve siyasal yapı kötü gidince ,hemen başkalarını suçla? Daha da kötüye gitmeye başlarsa ikinci mektubu aç;?Beni suçla? İçinden çıkılamaz duruma düşünce de,?Sen de benim gibi yap ve üç mektup yazarak bırak aynı masaya?

Hepinize tanıdık geldi değil mi bu hareketler?farkında olmamak mümkün mü!..

Siyasi tahribitların insan üzerinde yarattığı etkinin büyüklüğünü aradan yüzyıllar geçse de unutmak mümkün olmuyor.

Şaşılası derecede herşey yolunda gidiyormuş gibi yapmak da geçersiz bir ironi.

Herkes herşeyin farkın da da farkında olduğunun farkında değil!..

Dedik ya;yok aslında böyle bir ülke ama düşünsenize ya varsa?

Yaşamak ne kadar zor olurdu o ülkede?..

. Zor zanaat valla böyle bir ülkenin vatandaşı olmak. Allahtan böyle bir yer yok.

 

SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://www.duzcetv.com sorumlu tutulamaz.