Yerel seçimlere 5 ay gibi bir süre kala belediye başkanları ile gönlünden başkanlık geçenler diken üstünde.
Kolay değil, birçok kişinin hayali bu...
Mevcut belediye başkanları, göreve devam edecek mi ya da sürpriz isimler aday gösterilecek mi? Şehirde anketlerden çıkan sonuçlar ne?
Bunlar cevap bekleyen sorular.
Çok merak edilen bu soruların cevaplarını öğrenmek için önümüzde kısa bir süre kaldı. Ama onun öncesinde siyaset ve siyasetçi konusunu şöyle bir irdeleyelim?
Türk siyaseti gerçekten ibret verici hadiselerle doludur. Siyasi tarihimizde bir tarafta ülkesine hizmet için gecesini gündüzüne katan asil devlet adamları, diğer tarafta da üç kuruluşluk menfaati için 40 takla atan şahsiyet fukaraları vardır. Bu ülkenin siyasi geçmişi bir bakıma erdemli siyaset yapanlarla, ahlaksız, ilkesiz siyasetçilerin mücadele sahası olmuştur. Farklı partiler ve politik karakterler üzerinde bu iki anlayış daima birbiriyle mücadele etmiştir.
Bugün siyasette menfaati için takla atan şahsiyet fukaralarını görüyoruz, biliyoruz, tanıyoruz. Bana göre, Siyasette başarılı olmak demek, tüm ilkeleri ayaklar altına alıp belli görevlere gelmek demek değildir. Hem erdemli siyaset hem ilkesiz siyaset bir arada olamaz.
Yerel seçim süreci için bugünlerde gözler aday adaylıklarını açıklayacak isimler üzerinde. Kimlerin gönlünden belediye başkanlığı geçtiğini, kimlerin partilerinin genel merkezinden gelecek yeşil ışığı beklediğini de biliyoruz.
Bir çok siyasinin gözünü diktiği belediyecilik aslında halkın emanetine sahip çıkmaktır. Milletin parasıyla millete hizmet üretmektir.. Sorumluluk duygusuyla hareket etmektir.
Siyasette başarılı olmak demek, tüm ilkeleri ayaklar altına alıp belli görevlere gelmek demek değildir. Siyasette başarılı olmak ilkelerinle geldiğin makamda var olabilmek demektir..
Gelelim Düzce Belediyesine. Düzce Belediyesi vizyon fukarası ve egolarını tatmin etmek isteyen birkaç siyasetçinin eline bırakılmayacak kadar önemlidir.
Bu şehirde siyaseti samimi yapan kazanır. Bu kente hizmet eden kazanır. Bu kentin geleceğini düşünen, vatandaşın rahatını huzurunu temin için gecesine gündüzüne katan kazanır. Bu şehrin varoluş sebebinin turizm olduğunu bilip proje üreten kazanır. Bu şehrin yoksulunu, fakir fukarasını dert edinen kazanır. Bu şehirde kimsesizlerin kimi olan kazanır. Sarıp sarmalayan, seven sevgisini hissettiren kazanır.
Ben de bu şehrin çocuğuyum diyen değil. Bu şehir benim çocukluğum, gençliğim, yaşlılığım, geleceğim diyen kazanır.
