Düzce Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Sibel Küçükkülahlı 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na özel Düzce TV mikrofonlarına konuştu. Günün anlam ve önemi hakkında bilgiler veren Dr. Küçükkülahlı konuşmasında o günlerden bugüne nasıl gelindiği ve Cumhuriyet’in değerinin bilinip bilinmediği gibi konulara da açıklık getirdi.
Düzce Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Sibel Küçükkülahlı 96. yılını kutladığımız 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı nedeniyle açıklamalarda bulundu.
"Rejimin reisi cumhurunun belli olduğu gündür"
İlk olarak Cumhuriyet’in ilanının ne şartlar altında gerçekleştirildiği ve günün önemi hakkında konuşma yapan Öğretim Görevlisi Dr. Sibel Küçükkülahlı, şu ifadelerde bulundu:
“Bugün yeni bir devletin ilan edildiği gün. Bugün rejimin adının belli olduğu gün. Bugün bu devletin reisi kim bu devletin adı ne, yönetimi ne gibi soruların adının konulduğu gün. Bizim için bir bayram. Rejimin adı ve bugün ki halinin son şeklini aldığı gün o yüzden kutlanmalı. 96 yıl dönümü hepimize kutlu olsun.
Bugün önemli bir gün. Milletin adının devletin temellerinin atıldığı en önemli günlerden biri. 1 Kasım 1922’de saltanat kalkmıştı. Devletin başkanı kim sorunu vardı. Ankara’da bir meclis hükümeti sistemi vardı. Meclis ülkenin temsilcisi durumundaydı. Dolayısıyla artık bir takım şeylerin adının konulması ve durumun netleşmesi gerekiyordu. İşte 29 Ekim bu ismin netleştiği gündür. Rejimin adının konduğu, rejimin reisi cumhurunun belli olduğu gündür.
‘Yıkılmış temeller üzerine yeni bir devlet inşa edildi’ diyerek o günlerin şartlarına da değinen Dr. Sibel Küçükkülahlı, şunları söyledi:
“Bugünlere çok büyük zorluklarla gelindi. Zaten Osmanlı’nın son süreci sancıları bir süreçti. Ekonomi, eğitim, tarım içler acısı durumdaydı. 1911’den bu yana aralıksız savaşın devam ettiği bir dönemden sonra alınan miras çok kötü durumdaydı. Kurtuluş Savaşı sürecinde ülke düşman işgali biterken yakılıp yıkılmış durumdaydı. Olan kaynakları da zaten yakıp yıkmışlardı. Çok zor koşullarda savaştılar. Gerçekten Cumhuriyeti kuran insanlar büyük fedakarlıklarla büyük zorluklarla bunu gerçekleştirdiler. Hem içeride işgal etmiş düşmana karşı hem de İstanbul’daki düşmana karşı aslında bir mücadele var. Çünkü o hükümette düşman altında. Dolayısıyla sadece Cumhuriyeti ilan etmekle de bitmiyor süreç. Sonrasında bu yıkılmış temeller üzerinde yeni bir şey inşa ettiler. Yeni bir devlet inşa edildi ve bugünlere gelindi. Hiç kolay olmadı o kıt kaynaklarla gerçekten çok büyük başarılar elde ettiler. Hepsi canları pahasına bu ülke için savaştılar. En başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarına ve savaşan orduyu, halkı, o meclisin içindeki milletvekillerini rahmetle ve şükranla anmalıyız.”
“İnsanların ne zorluklarla bu ülkeyi kurduğunu bilmiyorlar”
Büyük zorluklar ve fedakarlıklarla ilan edilen Cumhuriyet’in değerinin günümüzde bir kesimin bilmediğini belirten Dr. Sibel Küçükkülahlı, konuşmasına şöyle devam etti:
“Tabii ki bugünlerin değerini bilen büyük bir kesim ama bilmeyen bir kesim de var. Çok şükür onlar azınlıkta diye düşünüyorum. Ama şöyle bir sıkıntımız var bizim. Bilgi kirliliği çok fazla. Sosyal medyada olsun çevrede olsun… İnsanların ne zorluklarla bu ülkeyi kurduğunu bilmiyorlar. Ya da bugünün koşullarıyla o gün olan şeyleri yargılıyorlar. İlk olarak tarihi doğru kaynaklardan öğrenmek lazım. Doğru bilgilerle öğrenmek lazım. Bir de vefalı olmak lazım. Bu ülke kolay kazanılmadı. Bu ülke kolay kurulmadı bunları bilmek gerekiyor.”
