Zengin’den Velilere Uyarı!

Zengin’den Velilere Uyarı!

Düzce Sağlıklı Hayat Merkezi’nde görevli Çocuk Gelişimci Tuğba Zengin, 1-7 Kasım Disleksi Haftası nedeniyle Düzce TV mikrofonlarına özel açıklamalarda bulundu. Okul öncesi dönemde belirtiler vermesine rağmen en fazla ilkokul döneminde belirgin hale gelen ve genellikle okuma bozukluğu şeklinde gözlemlenen disleksi hastalığının nasıl farkına varılacağı hakkında velilere ve öğretmenlere uyarılarda bulunan Zengin, hastalığın detaylarına konuşmasında ayrıntılı olarak yer verdi.

1-7 Kasım Dünya Disleksi Haftası’nda, Düzce Sağlıklı Hayat Merkezi’de görevli Çocuk Gelişimci Tuğba Zengin, Düzce TV mikrofonlarına özel yaptığı konuşmada disleksi hastalığına dikkat çekti.

 

Hastalığın küçük yaşlardan itibaren görüldüğü, ailelerin hastalığı nasıl fark edeceği, dislektik çocuklara nasıl davranılması gerektiği gibi birçok soruya açıklık getiren Çocuk Gelişimci Tuğba Zengin, gerçekleştirdiği konuşmada velilere yönelik uyarılarda da bulundu.

Disleksi: Öğrenme Bozukluğu

Çocuk gelişimci Tuğba Zengin, disleksi hastalığına dikkat çektiği konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

“Amerikan Psikoloji Derneği Birliği, özgür öğrenme güçlüğünü şu şekilde tanımlar; normal ve normal üzerinde zeka düzeyine sahip olan bireylerin, standart testlerle yaş, zeka düzeyleri ve eğitim durumları dikkate alınarak okuma, matematik ve yazılı anlatımlarının tahmin edilenden ciddi anlamda düşük olması olarak tanımlandırmaktadırlar.”

 

“Genellikle ilköğretim çağında tanı koyuluyor”

Özel öğrenme güçlüğü yaşayan bireyleri nasıl fark edebiliriz sorusuna yanıt veren Çocuk Gelişimci Tuğba Zengin, şu ifadelerde bulundu:

“Konuşma, okuma, yazma, matematik, akıl yürütme, işlem ve problem çözme becerileri söz konusu olduğu için bunlarda zorlanmalar ve aksaklıkların yaşanması akademik olarak gelişimsel gerilikle beraber, çocukların akranlarına göre de bir gelişim geriliği söz konusu olduğu için bu gibi durumlarda fark edilebiliyor. Az önce de belirttiğim gibi okul döneminde farkına varıldığı için genelde ilköğretim çağında tanı konulmakta. Fakat özel öğrenme güçlüğü riski taşıyan çocuklar, anaokullarında fark edilirse eğitsel herhangi bir onlara yönelik değerlendirme programlarıyla beraber eğitim görürlerse daha da azalacaktır.

 

Bunların yanında çocuklarımızda kendi kendini idare etme becerisi, sosyal olarak arkadaşlarıyla etkileşim kurma becerilerinde aynı şekilde gelişimde bir gerilik yaşanabilmektedir. Bunlar, diğer sosyal etkenlerden sadece birkaç tanesidir.”

Belirtileri: Ters yazma, bazı harfleri karıştırma olabilir!

 

Çocuklarda özel öğrenme güçlüğünün birçok belirtisi olduğunu belirten Çocuk Gelişimci Tuğba Zengin, şunları söyledi:

 

“Öncelikle harf karıştırmalarımız çok fazla. P, b, d, m, n harflerini hem yazarken hem de okurken çok fazla karıştırabiliyor çocuklarımız. Sayısal işlemleri organize etmede ve yapabilme becerilerinde kopukluklar yaşanabiliyor. Sayıların yazımında aynı şekilde 12 yerine 21, 6 yerine 9 yazımı ve okumaları da aynı şekilde tersten okuyabilmeler söz konusudur.

 

Bunlarla birlikte yer - yön, zaman kavramlarını sürekli olarak tekrar ederek öğretmemiz gerekmekte, fakat bu gibi durumlarda zorlanabilmektedirler. Bu çocuklarımızın derinlik algısında bir problem olduğu için çok fazla sakardırlar. Ayak çarpmaları, tabak çanak düşürmeleri görülebilir.

 

Çocuklarımız okurken atmalar, yuvarlamalar, kedilerini ifade ederken konuşmalarında herhangi bir problem yoktur. Akıcı bir şekilde konuşabiliyorlar ama düşüncelerini ifade edip tam olarak bize aktarmalarda problem yaşayabilirler. Çocukların uzun süreli belleklerinde sıkıntılarımız yok, uzun süreli belleklerinde sıkıntı yaşadığımız için bunu da çok fazla tekrarla ve öğrenmelerle destekleyebiliriz.”

“Ebeveynler ve öğretmenler anahtar nokta”

Öğretmenlerin ve ebeveynlerin çocuklarını gözlemlemesi, herhangi bir şüphe duyduklarında çocuklarını psikiyatriye yönlendirmeleri gerektiğini belirten Zengin, konuşmasına şöyle devam etti:

 

Ebeveynlerimiz ve ailelerimiz bu konuda anahtar noktalar. Öğretmenlerimiz fark etmedi mi; biz ebeveynler olarak diyeceğiz ki, hocam siz fark etmemiş olabilirsiniz ama ben ders çalışırken böyle bir problem gördüm. Bu neden kaynaklanıyor?

 

Ebeveynlerden ve öğretmenler bir ricam var, çocuklarla iletişimi koparmadan, daha yumuşak bir şekilde söyleyebilmek. Evet çocuklarımıza konduramıyor olabiliriz ama bunun ne kadar erken farkına varırsak çocuğumuzun gelişmesi ve desteklenmesine de o kadar destek olmuş oluruz. O yüzden kulak ardı etmek yerine çok ufak bir şüphede olsa tanı veya bir danışma amacıyla çocuk psikiyatriye getirebiliriz.

 

Çocuklarımızla beraber iş birliği yapabilmeli, çocuklarımızla beraber akran desteği alabilmeli, grup çalışmalarına katarak onun hem sosyal olarak hem de akademik olarak desteklenmesini sağlayabiliriz.

 

Ayrıca çocuklarımızın hedefini gerçekçi olarak seçmeliyiz. Gerçekleşmeyecek bir hedef seçersek çocuğumuza hayal kırıklığı yaşatabiliriz. Ona uygun gerçekçi bir hedef seçersek planımızı ona göre hazırlarız ve en azından onu başarabilme becerisine tabii ki ulaşabilecektir ve gerçekçi hedeflere yaklaşabilecektir.”


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu habere henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan duzcetv.com sorumlu tutulamaz.