Düzce Barosu’ndan 25 Kasım Açıklaması

Düzce Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Merkezi Başkanı Av. Tuğba Kılıç Celep, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında yazılı bir açıklama yaptı. Çelep, kadına yönelik şiddetin Türkiye’de münferit olaylar zincirini aşarak toplumsal bir olguya dönüştüğünü vurguladı.

Birleşmiş Milletler’in, Mirabal Kardeşler’in ölüm yıl dönümü olan 25 Kasım’ı 1999 yılında Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ilan ettiğini hatırlatan Çelep, bu tarihin bir anma günü değil, artan şiddetin ve görmezden gelinen eşitsizliklerin altının çizildiği önemli bir farkındalık günü olduğunu belirtti.

“Koruma kararları kâğıt üzerinde kalıyor, adalet gecikiyor”

Açıklamada, kadınların evde, işyerinde, sokakta ve hatta adliye koridorlarında dahi şiddete maruz kaldığına dikkat çekilirken; koruma kararlarının çoğu zaman uygulanmadığı, adaletin ise ya geciktiği ya da hiç gelmediği ifade edildi. Her bir kadın cinayetinin, devletin yaşam hakkını koruma yükümlülüğünü yerine getiremediğinin acı bir göstergesi olduğuna değinildi.

“6284 sayılı Kanun eksiksiz uygulanmalı”

Kılıç Çelep, 6284 sayılı Kanun’un etkin biçimde uygulanmasının, kolluk birimleri ve yargı organlarının toplumsal cinsiyet eşitliği perspektifiyle hareket etmesinin ulusal ve uluslararası normlarla güvence altına alınmış bir zorunluluk olduğunu söyledi. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının, kadınlar açısından önemli bir koruma boşluğu yarattığı da vurgulandı.

“Şiddet önlenebilir bir olgudur”

Şiddetin önlenebilir olduğunun altını çizen Çelep, devletin pozitif yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmesi, eşitlikçi politikaların hayata geçirilmesi ve kadınların yaşam hakkının vazgeçilmez bir değer olarak görülmesi gerektiğini ifade etti. Engelli kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere tüm kadın ve kız çocuklarının adalete ve destek mekanizmalarına erişiminin güvence altına alınmasının zorunlu olduğuna dikkat çekti.

“Kadına yönelik şiddet tüm toplumun demokrasi sınavıdır”

Kadına yönelik şiddetle mücadelenin yalnızca kadınların değil, tüm toplumun adalet ve eşitlik sınavı olduğunu belirten Çelep, devletin tüm kurumlarını kadınların yaşam hakkını korumaya davet etti.

Açıklama, şu ifadelerle son buldu:

“Kadınlara yönelik şiddet önlenebilir. Yaşam hakkını korumak ertelenemez bir yükümlülüktür.
Yaşam hakkı kutsaldır, eşitlik vazgeçilmezdir, adalet geciktirilemez bir sorumluluktur.”

 


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu habere henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan duzcetv.com sorumlu tutulamaz.