Referandum günleri yaklaştıkça,siyasilerin söylemlerindeki katılık da haliyle artıyor.
Dem dem ortalığı sakinleştirecek ağızların kullanılması,gerginliği azaltamıyor.
Sayın Kılıçdaroğlu için yapılan eleştiriler katılığın seviyesini daha da yükseltince,ister istemez oturup düşünesi geliyor insanın; Kriz zamanlarında kurulan ?Kriz Masası? gibi vatandaş da kriz masası mı oluştursun.
Kendi aralarında olağan referandum çalışmaları yapmak,yapmak istediklerini ve niye yapılması gerektiğini anlatmak yerine sürekli ağız savaşı vermek insan bu çözüm yolunu düşünmeden edemiyor.
Çünkü sürekli suçlamalar,sürekli ortamın gerginliğini artırmak için çalışılıp duruyor.
Bir düşünün; Güneyiniz ateşten gömlek?
Batı ile ilişkiler gergin?
Ekonomistler gidişattan memnun değil?
Piyasalar referandum nedeniyle durgun?
Doğuda hala çatışmalar devam ediyor,zaman zaman şehit haberleri geliyor?
Sonra tüm bu olan biteni unutmuş gibi yaparak,gündemi referandumun akılalmaz gerginliğini yaşatarak varılacak noktanız ,?bu muydu? diye soru aklınıza gelmez mi?.
.Niye? Sonuçta çıkacak olan ?evet ?ya da ?hayır? yüce türk milletinin kararı ise sırf istenilen sonuç olsun diye bu kadar germeye gerek var mı?
Ortak bir paydanın bulunması çok mu zor?
Herşey ülke meselesi ise gerisi madem ?teferruat?sa,o zaman yapılacak olanın belli olması lazım;demokratik bir şekilde herkesin kendi üzerine düşeni yapması;vatandaşı rahatlatacak demokratik söylemlerin kullanılması,sükunet içerisinde davranılması,saygının elden bırakılmaması?
Çok mu zor?
Hayır.
Peki .Ama herkes bilsin ki biz böyle gergin günleri hakketmiyoruz.
Vatandaş sandığa gidecek ve aklında olana damgasını vuracak.
Gerginlik de ortadan kalkacak,ağız savaşları da bitecek.
Meseleyi daha fazla uzatmanın alemi yok;sakinlik herşeydir.
Biliyorsunuz vatandaşın kriz masası başka bir masaya benzemiyor.
Siyaset alanında oyunu kullanarak kimini şah yapar kimini indirir sade vatandaş!
17 Nisan sabahı çıkacak sonuç ,umarız hepimizin geleceği için hayırlı olur.
Selam ve Saygılarımla
Faruk CAYMAZ
İnş. Müh-Şair ve Yazar
