Uzm. Dr. Jülide Çeldir Emre, her gün bir yenisiyle kahrolduğumuz orman yangınlarının, yangın bölgelerinde yaşayanların akciğer sağlığına olumsuz etkisine dikkat çekerek, "Yangın bölgelerinde yoğun duman maruziyeti yaşayan vatandaşlar arasında nefes darlığı, öksürük, astım atakları ve KOAH (Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı) alevlenmeleri gibi ciddi solunum sorunları görülüyor. Yangın da dumanı da sadece çevreyi değil, ciğerlerimizi de yakıyor" dedi.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Jülide Çeldir Emre, orman yangınlarının ekosistemi mahvederken yangın dumanının özellikle çocuklar, yaşlılar, astım ve KOAH hastaları için yüksek risk taşıdığını söyledi. Orman yangını dumanının, başta ince partikül maddeler olmak üzere karbonmonoksit, nitrojendioksit, formaldehit gibi toksik bileşenler içerdiğini belirten Dr. Emre, "2021’de yayımlanan sistematik derlemeler, duman maruziyeti ile astım ve KOAH alevlenmelerinde, acil servis başvurularında ve akciğer fonksiyonlarında bozulmada artış olduğunu göstermiştir. Kısa süreli PM2.5 artışı (ince partikül madde, çapı 2,5 mikron veya daha küçük olan parçacıklar (PM2,5) olarak tanımlanıyor) bile solunum fonksiyonlarında anlamlı düşüş oluşturabilir. Yangın bölgesindeki yoğun duman; akut bronşit, hava yolu hassasiyeti, hatta zatürre riskini artırır. Yangın dönemlerinde solunum cihazı kullanan hastalarda oksijen ihtiyacı artmakta, acil servis başvuruları yükselmektedir" dedi.
Duman maruziyetinden korunmak için
Uzm. Dr. Emre, dumana maruz kalmamak için kapı ve pencerelerin kapalı tutularak dumanın içeri girmesinin engellenmesini ve izolasyon için kapı ve pencere kenarlarına ıslak havlu koyulmasını önerdi. Hepa filter hava temizleyicilerin iç mekan havasındaki ince partikülleri temizlemede etkili olduğunu belirten Emre, dışarı çıkmak gerektiğinde cerrahi maskenin yetersiz kalabileceğini, N95 ve FFP2 tipi partikül filtreli maskelerin tercih edilmesi gerektiğini söyledi. Emre, risk gruplarının korunması gerektiğini kaydedip, "Özellikle astım, KOAH gibi kronik solunum yolu hastalığı olanlar ilaçlarını yanında bulundurmalıdır. Ek inhaler ilaç kullanımı ihtiyacı oluşabilir, tedbiri elden bırakmayın" dedi.
Duman geçse bile tehlike geçmez
Uzm. Dr. Emre, yangınların söndürülmesinden sonra akciğer sağlığı ile şikayetlerin görüldüğünü vurgulayarak, "Yangınlar söndükten sonra bile bazı bireylerde haftalar ya da aylar boyunca devam eden solunum sorunları görülebilir. Yüksek yoğunlukta duman soluyan bireylerde geç dönem bronş hassasiyeti, kronik öksürük, egzersiz intoleransı gibi şikâyetler oluşabilir" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bulgulara göre, duman maruziyetinden 3 ay sonra bile bazı bireylerde akciğer fonksiyon testlerinde düşüş rapor edilmiştir. Kalıcı hava yolu reaktivitesi ve bronkodilatör ihtiyacının devam ettiği vakalar bildirilmiştir. Geç dönem şikâyetlerle başvuran hastalarda kronik öksürük, egzersizle gelen nefes darlığı gibi durumlar görüyoruz. Bu kişiler çoğu zaman maruziyeti unutsalar bile altta yatan neden orman yangınına bağlı akciğer hasarı olabiliyor."
Ne zaman doktora başvurulmalı
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Jülide Çeldir Emre, solunum sorunları yaşayanların; yangından haftalar sonra devam eden öksürük veya nefes darlığı, yeni başlayan hırıltılı solunum, egzersiz toleransında belirgin azalma ve solunum yolu enfeksiyonlarına karşı artan hassasiyet oluştuğunda mutlaka doktora başvurmaları gerektiğini sözlerine ekledi.
Ormanlar nefes alma kapasitemizi iyileştirir
Öte yandan ormanların akciğer sağlığına olumlu etkilerine de değinen Uzm. Dr. Emre, ormanların yalnızca doğanın bir güzelliği değil, insan sağlığı için de vazgeçilmez bir ‘can damarı’ olduğunu söyledi. Özellikle akciğer sağlığı açısından ormanlık alanların, hava kalitesini iyileştirici etkileriyle öne çıktığını, ağaçların karbondioksiti emerken oksijen üretip havadaki zararlı partikülleri filtrelediğini kaydeden Emre, "Bilimsel çalışmalar, yeşil alanlarda yaşayan bireylerin solunum fonksiyonlarının daha iyi olduğunu ve kronik hastalıklara yakalanma risklerinin daha düşük olduğunu göstermektedir. Ormanlar sadece nefes aldığımız yeri değil, nefes alabilme kapasitemizi de iyileştirir. Bu yüzden ormanları korumak, gelecekteki solunum sağlığımızı korumakla eşdeğerdir" dedi.