25.07.2020 tarihinde “Samandere şelalesi-Asar deresi” başlıklı bir köşe yazısı yazmıştım.
Ne yazmışım o yazıda; “Geçtiğimiz hafta içi bir günde ailece Samandere Şelalesinin bulunduğu piknik alanına gittik. Orada daha önceki yönetimlerce hazırlanan masalar, oturaklar, mangal yapmak için hazırlanan o barbeküler maalesef hiç hoş bir görüntüye sahip değildi. Piknik alanına girdiğimizde oranın sahibi yok gibi bir görüntü vardı.
Mesela ben oranın sahibi veya sorumlusu olsam şöyle yapardım. Oraya gelen vatandaşları kapıda karşılar hoş geldiniz derdim. İsteğini sorardım. Masaları, oturakları pırıl pırıl silerim veya sildirirdim. Oradaki barbekülerden temiz olmayanı temizlerim, kırık olanları ilgililere söyler tamirinin yapılmasını sağlardım vb. Çok mu zor?”
Bir başka ara başlıklı yazımda ne yazmışım: “Asar deresinin yanından veya köprülerden karşıdan karşıya geçerken Asar deresine yukarıdan bakıldığında pek de hoş görünmüyor. Belli ki uzun zamandan beri pek temizlenmemiş. Otlar, yosunlar, ağaç fidanları büyümüş. Asar deresine yapılması düşünülen proje yapılmazdan önce bir temizlik yapılsa iyi olmaz mı?
Asar deresinin içi, geçmiş dönem Belediye yönetimleri zamanında yapılan yağlıboya tabloları ile süslenmiş, yapılan yapay ağaçlara ışıklandırmalar yapılmış ve güzel bir görünüm sağlanmıştı. Daha sonra yapılan bu yapay ağaçlar ve ışıklandırmalar ihmal edilmiş, bir başka belediye başkanı tarafından o güzel görüntüye son verilmişti.
Asar deresinin iç duvarlarındaki o yağlı boya tabloları hala asılı halde bulunmaktadır. Ama eskimiş, paslanmış, solmuş ve güzellik artık çirkinliğe dönüşmüş durumdadır. O tablolar ya yenilenmeli ya da gereği yapılmalı. Bu görüntü yakışmıyor.
Asar deresinin, üzerindeki köprüler geçmiş dönem Belediye Başkanları zamanında DSİ tarafından yenilenmişti. Fakat o köprüler, gece yaya olarak geçerken karanlık olduğu için pek hoş görünmüyor. Köprüler üzerinde yapılacak ufak bir ışıklandırma, ufak bir dokunuş ile şehrimizin görüntüsü daha güzel bir hale getirilir diye düşünüyorum!” Neyse ki Belediyemiz o yazıdan sonra Asar deresini ara ara da olsa temizlemeye başladı ve kısmen de olsa Asar deresi temiz bir görüntüye sahip oldu. Yeterli mi? Tabii ki değil. Yeni projeyi bekliyoruz!
***Bakarsınız ansızın bir gün yine bir misafir ilimizi, yaylalarımızı sivil ve korumasız olarak, sıradan bir insan gibi ziyarete gelebilir. Olamaz mı? Bunlar hep ihtimal dahilinde olabilecek şeyler. Hele de güzelliklerimizin farkında olmadığımız güzel Düzce’miz için her an olabilecek şeyler. Neden olmasın ki?!
Mesela geçtiğimiz günlerde; T3 Vakfı Başkanı ve İnsansız Hava Araçları (İHA) ile Silahlı Hava Aracı (SİHA)'ları geliştiren Selçuk Bayraktar, eşi ve minik kızıyla birlikte Pazar günün Pürenli yaylasında dinlenerek geçirdi. Yayla havasının kendisinin dinlendirdiğini belirten Selçuk Bayraktar, çevreye atılan çöpler ile ilgili olarak serzenişte bulunmuştu.
Kısaca T3 Vakfı olarak geçen Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, eşi Sümeyye Erdoğan Bayraktar ve kızı Canan Aybüke Bayraktar ile birlikte Pürenli Yaylası’nda stres attı. Özellikle Silahlı İnsansız Hava Aracı Bayraktar Akıncı’yı hayata geçirmek için yoğun mesai harcayan Selçuk Bayraktar, dinlenmek ve stres atmak için geldiği Pürenli Yaylası’nda eşi ve çocuğuyla birlikte yoğun iş temposundan uzak bir gün geçirdi. Pürenli Yaylası'nın eşsiz doğa manzaralarını da paylaşan Selçuk Bayraktar, Pürenli Yaylası'ndaki tatilinden kareleri de sosyal medya hesabında paylaştı.
Selçuk Bayraktar; “Gökyüzüne yaklaştıkça güzelleşen bir yol ve Pürenli Yaylası” paylaşımı ile yaylanın güzelliğini takipçileri ile paylaştı. Selçuk Bayraktar’ın paylaşımı binlerce takipçisi tarafından yeniden paylaşılırken yüzlerce takipçisi de yorum yazarak destek verdi. Selçuk Bayraktar; vurdum-duymaz piknikçilerin ardında bıraktıkları pisliklerden dolayı oluşan çevre kirliliğini de dile getirerek yayladaki ve yayla yolundaki çevre kirliliğini ifade etti. Neyse ki Düzce valiliği daha sonra gereğini yaptı.
Diyelim ki Beştepe’den birileri Kardüz Yaylasını ziyaret etmek için Düzce-Gölyaka’ya geldi ve Kardüz yaylasına tırmanmaya başladı. Kardüz yaylasına doğru giderken baktı ki yol asfalt, aman ne güzel ve yol boyu giderken Saçmalıpınar köyü Yanık mahallesinden sonraki bölümde asfalt bittii. Asfalt yoldan sonra ise asfalta hazır hale getirilmiş olan yolun asfaltı yapılmamış. Sorulursa ki o yolun asfaltı neden yapılmamış? Bu soruya kim nasıl cevap verecek? Olmaz olmaz demeyin. Akla gelen başa geliir! Hoşçakalın.
