Dijital diyet hayat kalitesini artırıyor

Dijital diyet hayat kalitesini artırıyor

Dijital diyet hayat kalitesini artırıyor

Dijitalleşmenin hızla arttığı günümüzde bireylerin dijital dünyayla olan ilişkilerini kontrol altına almaları gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Tuncay Dilci, dijital diyetin teknoloji kullanımını sınırlayarak dikkat dağınıklığı, uyku bozukluğu ve sosyal ilişki problemlerine karşı koruma sağladığını vurguladı.

 

Günümüzde teknolojinin hayatın her alanına girmesiyle birlikte dijital bağımlılık oranı da giderek artıyor. Sosyal medya, akıllı telefon ve dijital oyunlara aşırı maruz kalmanın bireylerde dikkat dağınıklığı, odaklanma bozukluğu, uyku sorunları ve sosyal ilişkilerde kopukluk gibi problemlere yol açabiliyor. Özellikle yatak odasında telefon ve tablet bulundurmak, melatonin hormonunun yeterince salgılanamamasına neden olarak uyku kalitesini düşürüyor. Ayrıca sürekli bildirimlere maruz kalmak, kişilerin sabırsızlık, acelecilik ve dürtüsel davranışlar sergilemesine yol açabiliyor. Bu durum da dijital farkındalığın önemini daha da artırıyor. Bu sorunların önüne geçebilmek için önerilen ‘dijital diyet’, bireyin dijital temasını sınırlı, bilinçli ve amaçlı bir şekilde yönetmesini sağlayan bir yöntem olarak öne çıkıyor. Dijital diyet ise bireylerin gün içerisinde ne kadar süreyle, hangi amaçla ve kimlerle dijital etkileşimde bulunduğunu fark etmesini hedefliyor. Bu süreç, dijital araçların gereksiz kullanımını azaltarak daha dengeli ve sağlıklı bir yaşam alışkanlığı kazandırmayı amaçlıyor. Bilimsel araştırmalar, dijital diyet uygulayan bireylerde farkındalık seviyesinin yüzde 30 ila 35 oranında arttığını ve buna bağlı olarak yaşam kalitesinin yükseldiğini gösteriyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Dijital Yaşam Enstitüsü Başkanı ve Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, dijital diyetin üç aşaması olduğunu ve ilk olarak haftalık farkındalık çalışması yapılması gerektiğini söyleyerek, dijital yaşam risk haritasının çıkarılması gerektiğini söyledi.

"Çeki düzen gerekiyor"

Zayıflamak için beslenme ve doğru ilaç kullanımı gibi etkenlere dikkat edildiğini ve dijital nesnenin verebileceği zararlara karşı da diyet yapılması gerektiğini söyleyen Tuncay Dilci, "Yoğun bir dijitalizm çağı içerisindeyiz ve hiç beklemediğimiz yeni bir yaşam dönüşümüyle dijital sosyalizme giden bir boyutun içerisindeyiz. Bu noktada dijital diyet; bireyin yaşamını kontrol altına alabilmek adına dijital temas alışkanlıklarını kontrollü, amaçlı ve bilinçli bir şekilde hareket etmesini sağlayan süreçtir. Bu anlamda sınırlı ve sorumlu davranabilen bir takım uygulama silsilelerini ifade etmektedir. Bir nevi halk arasındaki perhiz yapma gibidir. Nasıl ki zayıflamak veya sağlık için doğru beslenme ve doğru ilaç kullanımı gibi alışkanlıklarımızı kontrol altına almak zorundaysak, aynı şekilde dijital nesnenin verebileceği zararlara karşı kendi yaşamımızı minimalize etmek ve bu minimum uygulamalar içerisinde her türlü temas alışkanlıklarımıza çeki düzen vermek gerekir. Dijital diyetin amacı; dikkat dağınıklığı ve odaklanma problemi gibi sorunlara karşı daha farkında hareket etmek. Bunun dışında sosyal ilişkilerimizi sabote ettiği için bu konuda yine bir farkındalık oluşturmak. En önemlisi de uyku. Özellikle dijital nesnelerin zorunlu kullanımı ve yatak odasında kalmasından dolayı melatonin hormonunun yeterince üretilememesinden kaynaklı sağlıksız bir durumla karşı karşıyayız. Yine zihinsel yorgunluğun ortaya koymuş olduğu bir takım odaklanma problemleri, ilişki, iletişim sorunlarından bahsedebiliriz. Zorunlu dijital nesne kullanımından kaynaklı en büyük sorunlardan bir tanesi de sabırsızlık, acelecilik ve dürtü bozukluğu ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla insanların bu hal ve hareketlerine çeki düzen vermesi gerekiyor" dedi.

 

"Farkındalık çalışmaları gerekiyor"

Kişi sorun yaşıyorsa profesyonel destek alınması gerektiğini belirten Dilci, "Dijital diyetin üç aşaması var. İlk olarak yapmamız gereken şey haftalık farkındalık çalışması. Bir hafta boyunca nelerle temas halindeyiz, hangi amaçla giriyoruz, ne kadar düzeyde giriyoruz ve kimlerle muhatap oluyoruz? Bunların süresiyle birlikte dijital yaşam risk haritamızı çıkarmamız gerekiyor. İkinci aşama ise sınırlama evresi. Gereksiz ve amaçsız 5 saatin üzerinde temas halindeysek gerçekten ciddi bir dijital yaşam sorunumuz var demektir. Üçüncüsü ise sessiz moda almak. Dijital nesnenin herhangi bir şekilde uyarıcı niteliği olan imge, simge, ses ve mesajları sessize alarak biz istediğimiz zaman bakabileceğimiz moda getirmek. Yani farkındalıktan kurtuluşa doğru evirilen yeni bir yaşam biçimine dönük süreçleri başlatmamız ve bunun bir yaşam kültürü haline gelmesi. Bu konuda başa çıkma sorunu veya dijital diyet dediğimiz uygulamaları aşamalı bir şekilde gerçekleştirmekte sorun yaşıyorsak profesyonel bir destek almak gerekir" diye konuştu.

 

 

"Yaşam kalitesi artacaktır"

Dijital diyetle yaşam kalitesinin arttığını ifade eden Dilci, "Bu konuda yapılan birçok çalışma var. Dijital diyetle ilgili yapılan çalışmalarda yüzde 30 ila yüzde 35 arasında kişinin farkındalığı arttığı ve bu farkındalığa bağlı olarak da yaşam kalitesinin arttığı görülmüştür. Daha mutlu, nezih bir yaşam sürdüğü ve dijital nesneleri de daha sağlıklı ve kontrollü kullanma becerisinin arttığı yönünde sonuçlar bilimsel ve deneysel çalışmalara yansımıştır" şeklinde konuştu.


 

Uzmanı açıkladı: "Dijital diyet hayat kalitesinin artırıyor"


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu habere henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan duzcetv.com sorumlu tutulamaz.