Fahrettin Paşa vesilesiyle tarih öğretimimizle yüzleşmek?

Diyeceğim , bu ülkenin tarihsel bilinci ilk okuldan itibaren yeniden dokunmasının hayati bir önem taşıdığıdır.

BAE Dış işleri Bakanı Abdullah bin Zayed´in 1.Dünya Savaşı kahramanlarımızdan Fahrettin Paşa´nın aziz hatırasını aşağılamaya yönelik bir paylaşımı retweet etmesi ardından başlayan tartışmalar, esasen ülkemizde tarih öğretiminin ne denli yavan, sığ ve coğrafi - milli bilinç oluşturmaktan uzak olduğu gerçeğini açıkça gözler önüne sermiştir. 


Eminim bir çok kişi Fahrettin Paşa adını bu tartışmalar nedeniyle ilk kez duymuştur ki, böyle bir kahramanın varlığından ben de 2006 yılında İsmail Bilgin tarafından kaleme alınan ´´ Çöl Kaplanı Fahrettin Paşa; MEDİNE MÜDAFAASI ´´ adlı kitap vesilesiyle haberdar oldum. 
Şimdilerde nasıl bilmiyorum ama Milli Eğitim müfredatında Osmanlı dönemi uzunca yıllar boyu -sözüm ona- son padişah Vahdettin´in vatanı düşmana satıp kaçmasıyla yaşanıp bitmiş bir hikaye kıvamında örgülenmiştir. Tarih öğretiminin ağırlıklı bölümü Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet dönemi kazanımları üzerinedir. Dolayısıyla milletimizin bir kısmı Türkiye tarihini sanki Mustafa Kemal ve İsmet Paşa ile başlamış bir olgu olarak algılamaktadır. Onlardan öncesi karanlıktır ve bizimle bir ilgisi yoktur anlayışı 1960 Darbesiyle birlikte Milli Eğitimde görev verilen nesil ve onların öğrencilerine maalesef bu kısıtla aktarılmıştır.

 
Ancak günümüz Türkiye´sinin gençleri bilgiye erişimin bunca kolaylaştığı bu yüzyılda, bir dönemin siyasal saikleriyle kaleme alınmış tarih anlayışına mahkum edilemez ve bu şekilde hiç bir yere de varılamaz.
Diyeceğim , bu ülkenin tarihsel bilinci ilk okuldan itibaren yeniden dokunmasının hayati bir önem taşıdığıdır. Böyle olmalıdır ki, çok eskilerde kalmış bir hikaye gibi bize aktarılan Balkanlar- Avrupa, Türki devletler, Arap coğrafyası ve Afrika´yla dostluk ve kardeşliğimizin henüz bitmemiş olduğu gerçeğiyle 90´lı yıllarda Bosna´da olduğu gibi karşılaşıp sarsılmayalım. 


Fahrettin Paşa ve Medine Müdafaası dendiğinde, Enver Paşa ve Kafkas islam Ordusundan bahsedildiğinde, Kut´ul Amare kahramanı Halil Paşa´dan söz edildiğinde, Bakü´yü -Azerbaycan- Ermeni işgalinden kurtaran Nuri-Killigil-(Enver Paşanın kardeşi) , Libyalı Şeyh Muhammed Senusi ve Cezayirli Abdulkadir vs. gündeme geldiğinde bu ülke evlatlarının temel eğitimde edindikleri bilgi ve görüşleri olsun.


Bir ülkenin demokrasisi ve özgürlüğü, vatandaşlarının yaşam tarzları, ilgileri, merakları, hobileri, hayata dair tüm yönelim ve siyasal düşüncelerine dair sağladığı olanaklarla ölçümlenir. Ancak asgari Milli Bilinç-şuur- bir ülke ve devletin vatandaşlarına örgün eğitim sistemi müfredatıyla aktarması gereken en önemli unsurdur. Kişilerin ilgi alanına bırakılamaz...


Tabiidir ki bir Osmanlı Paşası olan Mustafa Kemal´in bu ülke için yaptıkları asla yadsınamaz. Ancak bu gerçek, bu topraklarda bir Cumhuriyet kurmasına imkan sağlayan diğer kahraman paşalarımızı yok saymamızı gerektirmez . En nihayetinde bu coğrafya tarih boyunca- hangi etnik kökenden olursa olsun- hak ve adaleti kendisine şiar edinmiş, medeniyetimizi muhafaza etmek adına kurulmuş adil devletler yolunda yüzlerce muhteşem kahramanlar yetiştirmeyi başarmıştır. Bundan sonra da nicelerine yuva olacaktır.


Türkiye tarih anlatısını sadece yücelik atfedilen bir kaç kişi ve Türkiye Cumhuriyeti hudutlarıyla sınırlandırmak bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. 


İşte BAE´den Zayed gibi bir hıyar çıkar, Fahrettin Paşayı ve Medineyi, daha doğrusu bize kim olduğumuzu yeniden hatırlatır...

Evet biz buyuz... Hiç bir kahramanımızın kan ve namını çiğnetmeyiz... 

 

  Selam ve dua ile....


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://www.duzcetv.com sorumlu tutulamaz.