Düzce Devlet hastanesi inşaatında sular durulmuyor. Paralarını alamadıkları gerekçesi ile ayaklanan işçilerin çilesi bununla da sınırlı değil. İşçilerin inşaat alanındaki sağlıksız çalışma koşulları ayrı bir sorun.
300 yataklı devlet hastanesi inşaatında gerginlik bitmiyor. Bayram öncesi maaşlarını alamayan işçiler bir haftadır ayakta. Müteahhit firmanın maaşlarını vermediği işçilerin inşaat alanındaki çalışma şartları da ayrı bir sorun. Köle gibi çalışan işçiler iş güvencesinden yoksun, soğuk koğuşlarda susuz, banyosuz, tuvaletsiz yaşıyorlar.
İHALEYİ AYNI İSİM ALDI İDDİASI
2010 yılında yapımına başlanan hastane inşaatının ilk ihalesini alan firma CHP?den AK Parti?ye geçen Ağrı milletvekili Cemal Kaya?nın yeğeni Şakir Bakır?a ait Şira inşaat firmasıydı. Cemal Kaya?nın, hakkında ihale takipçiliğinden mahkumiyet kararı olmasından ötürü yeğenini öne sürdüğü ve şirketle doğrudan bağlantısı olduğu iddia edilmişti.
Firma, işi bitirememiş, hem işçilere hem de Düzce esnafına büyük miktarda borçlanmış, TOKİ?nin yönetmeliği gereği ihalesi fes edilmişti. O dönemde de maaşlarını alamayan işçiler bir çok kez ayaklanmış, bir çok işçi iş bırakmıştı. Yine aynı dönemde yönetmeliğe uygun olmamasına rağmen işçiler çadırlarda sağlıksız şartlarda yaşıyorlardı. Geçtiğimiz aylarda, 3 yıl geçmesine rağmen hastanenin kaba inşaatını bitiremeyen Şira inşaatın ihalesi fes edilerek iş başka firmaya verildi. Ancak yeni ihale, ihalenin yine Şira inşaatın bağlantısı olan bir firmaya verildiği söylentilerini de beraberinde getirdi.
İŞ GÜVENCESİNDEN YOKSUN ÇALIŞIYORLAR
İnşaatın başladığı günden bu yana işçilerin sorunları bitmezken, iş güvencesinden yoksun çalıştırılan işçiler artık isyan ederek seslerinin duyulmasını istiyor. İnşaatta çalıştırılan ve aylardır maaşını alamayan yüzlerce taşeron işçi ile aynı sıkıntıyı yaşayan hastane inşaatı işçileri, kendilerini kölelik koşullarında çalışmaya zorlayan firmaya ateş püskürüyor.
Yaşadıkları sıkıntıyı dile getiren işçilerden biri bir arkadaşlarının düştüğünü, kimsenin ilgilenmediğini, yürüyerek hastaneye gittiğini söylerken, yaşadıkları sağlıksız ortamı da anlattı. ? Tuvalet yok, sabun yok. Birkaç kez söyledik tuvaletlere el sabunu koyulmadı. Koğuşlarda cam yok, buz gibi , herkes kendi imkanları ile ısınmaya çalışyor. Kendimiz gittik resiztans teli aldık ısınmak için?
Adeta açıkta yaşadıklarını söyleyen bir başka işçi ise, tüm işçilerin psikolojilerinin bozuk olduğunu söyleyerek iş güvenliğinden yoksun sigortasız olarak çalıştıklarını iddia etti.
? Soba yok, tuvalet yok. Her yer pislik içinde. Su yok. Banyo yapamıyoruz. Nerede iş güvenliği sorumlusu. Bir tane göstersinler. Koğuşlarda kapı yok perde var camlarda naylon takılı. Resmen açıkta yaşıyoruz.?