“Neden Orta Gelir Tuzağındayız’’?

Dr.Fevzi Er/Akademisyen

Kişi başına düşen gelir düzeyinin belli bir noktada sıkışıp kalması ve bir üst düzeye geçememesi haline orta gelir tuzağı denir. Bugün gelir tuzağı için kullanılan tanım ABD’nin kişi başına gelirinin yüzde 20’sidir. Türkiye’de bu oranı kullandığımızda aşağıdaki sonuçlara ulaşırız.                                                         

                                                          2014     2015        2016        2017      2018    2019     2020

Kişi başı gelir(abd usd)                 54993    56770      57878      59895   62606  64674 63543

Kişi Başı gelir ( Türkiye usd) )      12112    11089     10883      10602     9693    9127     8538

Oran %                                             21,02     19,43       18,20        17,70      15,48  14,10  13,43                               

2014 yılında %21,02 oranıyla orta gelir düzeyinde bulunan Türkiye bu yıldan sonra oran sürekli düşmüştür. Bunun nedeni, Türk Lirasının değerini düşük tutarak ihracatı arttırmaktır. Bu yöntem, GSYİH’nın dolar karşısında sürekli değer kaybetmeye neden olmuş ve orta gelir tuzağına düşürmüştür. Bu yönde belirlenen hedeflerle ülke ekonomisi uyumlu olamamıştır. Diğer bir anlatımla ekonomik büyüme ile gelişme arasındaki ilişki doğru tespit edilememiştir. Örneğin, Türkiye 2020 bütününde % 1,8 ve 2021 ikinci çeyrekte %21,6 büyümüştür. Ancak bu büyüme sürdürülebilir ve nitelikli büyüme haline gelemediği için gelişmeye dönüşmemiştir. Türkiye’nin bu dönüşümü sağlaması için katma değerli ileri teknoloji üretmeye başlayarak kişi başına gelirini her yıl 1600 dolar arttırıp25 bin dolara çıkarması gerekiyor. Ancak son 7 yılın ekonomik göstergelerine göre gerçekleşmesi zor.

Ekonominin gelişmesi için eğitimde yargıda, demokraside ve vergide reform yaparak ar-ge   harcamalarının mili gelire oranını %1’den %3,5 seviyesine çıkarıp üst düzey ileri teknolojiye dayalı katma değeri yüksek ürünleri üretmek, iç tasarrufların milli gelir onanını % 18’in üzerine çıkarıp büyümeyi finanse etmek ve kayıt dışını azaltmaya yönelik tedbirler biran önce hayata geçirilmelidir.

 Dolaylı vergilerin toplam içinde %68 paya sahip olması doğrudan vergi tabanının darlığının bir göstergesi olarak ekonomideki tahribatı ortaya koyuyor. Bu oran gelişmiş ülkelerde %30’lar civarındadır. Dolaylı vergilerin oluşmasında kayıt dışılığın büyük payı vardır. Yüzde 40 kayıt dışı ve kayıt içindekilerin yarıdan fazlasının asgari ücretten çalıştığı ekonomimiz üst gelir grubuna geçmekte zorlanıyor. Bu ekonomik politikalarla ucuz mal üreterek yüksek gelir grubuna girmek mümkün değildir. 2002’de sanayinin ekonomi içindeki payı %25 idi. Bugün bu pay %15’e düştü. Sanayisi gelişmeyen ülke ‘’ancak taşeron ülke’’ olur.

Sonuç olarak, Türkiye orta gelir tuzağından çıkması için kişi başına milli geliri artırmalıdır. İç talebe uygun büyümeyi gerçekleştirecek kaynaklar arasındaki dengeyi oluşturmalıdır. En önemlisi tasarruf oranını artırmak ve yatırımlara finansman sağlamak için her kesim üzerine düşen sorumluluğunu yerine getirmelidir. Aksi takdirde talebe dayalı yüksek faizli sermaye girişleri kuru baskılar Türk lirası değerli hale gelir enflasyon yükselir cari açık büyür ve gelir dağılımı bozulur. Bu yönde orta direk diye tanımladığımız grubun orta gelir tuzağına düşmemesi için siyasi iktidar, nitelikli ekonomik büyümede fiyat istikrarını sağlayacak sürdürülebilir ekonomik politikaları hayata geçirmelidir. Gerekli önlemler alınır ve sanayi verimliliğini artıracak politikalar uygulanabilirse gelişmiş ülkelerle rekabet edecek düzeye ulaşılabilir ve orta gelir tuzağında olma riski azalabilir.


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu köşe yazısına henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan https://www.duzcetv.com sorumlu tutulamaz.