Fındık AR-GE çalışmalarında dünyaya biz yön vermeliyiz

Fındık AR-GE çalışmalarında dünyaya biz yön vermeliyiz

Fındık AR-GE çalışmalarında dünyaya biz yön vermeliyiz

Dünya fındık üretiminin lideri olan Türkiye, fındıkla ilgili AR-GE çalışmalarında da lider olmak için var gücüyle çalışıyor. Giresun’daki Fındık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü fındık üretimi, ıslahı, yeni çeşitlerin geliştirilmesi, hastalıklarla mücadele ve hatta katma değerli ürün elde etmeye yönelik çalışmalarla bu konuda önemli faaliyetler yürütüyor.

 

Fındık Araştırma Enstitüsü hakkında bilgi verir misiniz?

Enstitü olarak, fındık için ülkesel bazda veri toplamak ve değerlendirmek, fındık konusunda temel ve stratejik araştırmalar yapmak, fındık gen kaynaklarını toplamak ve muhafaza etmek, laboratuvar olanakları ölçüsünde üretici ve diğer kuruluşlara ürün, toprak ve yaprak analizleri hizmeti sunmak, literatürü takip etmek, araştırma sonuçlarına dayalı olarak eğitim ve yayım yapmak, başta fındık olmak üzere üreticilere üretim materyali sağlamak konularında çalışmalar yürütüyoruz. Bu çerçevede ülkemizin fındık üretimindeki dünya liderliğini devam ettirerek, fındık AR-GE çalışmalarını da bu liderliğe paralel olarak geliştirmeyi ve dünya çapında bir araştırma merkezi haline gelmeyi hedefliyoruz.

Paydaşlarımızla çeşitli toplantılarla bir araya gelip istişare yapıyoruz ve dünyadaki diğer fındık üreticisi ülkelerin araştırmalarını da yakından takip ediyoruz. Tabii fındık konusunda bazı üniversitelerimiz, STK’lar veya özel sektör de AR-GE faaliyetleri yürütmekte. Yapılan tüm çalışmaları ve bunun yanında ülkemizin en büyük fındık üreticisi ve ihracatçısı olduğumuzu ilişkilendirdiğimizde “fındık AR-GE çalışmalarında dünyaya bizim yön vermemiz gerektiğini” düşünüyorum. Ancak henüz o seviyeye gelemedik. Bunun için çok daha fazla mesai harcamamız gerekli. Öte yandan, fındığın yanında Karadeniz Bölgesi'nde yetiştirilen kivi, karayemiş ve üzüm ile ilgili çalışmalar da yapıyoruz.

TESCİLİ YAPILAN YENİ ÇEŞİTLERİN ÜÇ AYRI İLDE ADAPTASYON ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR

Enstitüde fındıkla ilgili yapılan AR-GE faaliyetleri nelerdir? Islah ve verimi artırmaya yönelik neler yapılıyor?

Şu an enstitümüzde ağırlıklı olarak, fındıkta verim ve kaliteyi arttırma, yeni çeşit elde etme ve yeni ürün geliştirmeye yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Islah alanında, Fındık Genetik Kaynakları Projemiz enstitümüzün 1969 yılında başlatmış olduğu ve halen devam eden, bünyesinde 400’ün üzerinde fındık genotipini barındıran en önemli projelerimizden. Bu genotipler ıslah çalışmalarında araştırmacılara kaynak oluşturmakta. Islah çalışmalarımızda şuan seleksiyona ağırlık vermiş bulunmaktayız. Çakıldak fındık ve Tombul fındık çeşitlerinde klon seleksiyonu projelerimiz devam ediyor. Bu projeler sonuçlandığında ülkemize yeni fındık çeşitleri kazandırmış olacağız. Bu yeni çeşitler mevcut çeşitlerimizden özellikle verim hususunda üstün özelliklere sahip olacak. Önceki yıllarda yaptığımız seleksiyon çalışmaları ile ortaya çıkardığımız ve 2015 yılında tescil ettirdiğimiz Allahverdi fındık çeşidimiz de bulunuyor. Enstitümüzde 1981 yılında başlatılan melezleme ıslahı çalışmasında ise kaliteli ve iri fındık elde edilmesi hedeflenmişti. Çalışma sonucunda bu hedefe ulaşıldı ve elde edilen ümitvar tiplerin çeşit tescili yapıldı. Böylelikle ülkemize Okay 28 ve Giresun Melezi olarak isimlendirilen 2 yeni fındık çeşidi daha kazandırıldı. Yeni çeşitlerimiz olan Allahverdi, Okay 28 ve Giresun Melezi’nin 3 ayrı ilde 9 lokasyonda adaptasyon çalışmaları devam etmekte. Ayrıca 2017 yılında sonuçlandırdığımız bir proje ile yeni çeşitlerimize en uygun tozlayıcı çeşitler belirlendi. Belirlenen tozlayıcı çeşitlerle birlikte tesis edilen bahçelerde daha yüksek verim elde edileceği aşikar. Bilindiği üzere fındık çeşitlerinin dişi çiçekleri, kendi çiçek tozlarıyla yeterince tozlanamadığı için ekonomik anlamda meyve tutumu düşük oluyor. Bu nedenle yabancı tozlanmaya ihtiyaç duyuluyor. Bahçede ana çeşidin yanında mutlaka tozlayıcı çeşidin bulunması gerekiyor.

 

ÖMRÜNÜ TAMAMLAMIŞ BAHÇELER DOĞRU TESPİT EDİLMELİ

Fındıkta verimliliği yükseltmek adına yeni bahçe tesisleri önem taşıyor. Özellikle eski üretim bölgesindeki bahçelerimizin çoğunluğunun ekonomik ömrünü tamamladığı görülmekte. Ekonomik ömrünü tamamlamış bahçelerin iyi tespit edilmesi gerekiyor. Yani iyi ve doğru yetiştiricilikle verimi yükseltebileceğimiz bahçelerle; sökülerek yeniden tesis edilmesi gereken bahçelerin birbirinden ayırt edilmesi önemli bir husus. Bunu da ancak fındık yetiştiriciliğinde uzman kişiler yapabilir. Enstitümüz fındık bahçelerinin yeniden tesis edilerek veya gençleştirilerek verim ve kalitenin artırılmasına yönelik iki adet projenin de içinde bulunmaktadır. Yeniden tesis edilmeye ihtiyaç duyulan bahçeler için de yüksek miktarlarda fidana ihtiyaç vardır. Bu fidanlar adına doğru ve bazı hastalık etmenlerinden ari olmalıdır. Biz de bu amaçla enstitümüzde 2 adet özel korumalı ünite (screenhouse) kurduk. Bu ünitelerde adına doğru ve kök ur nematodları ile ApMV’den ari fındık fidanlarını muhafaza etmekteyiz. İlk ünitemizin sertifika ve etiket işlemleri tamamlandı. 2018 yılı içinde ikinci ünitemizin de bu işlemleri tamamlanmış olacak ve böylelikle sertifikalı fındık fidanı üretmek isteyen fidancılık sektörüne üretim materyali sağlamaya başlayacağız.

AŞILI FINDIK FİDANLARIYLA İLK BAHÇEYİ KURDUK

Önemli bir projemizden daha söz etmek istiyorum. Corylus colurna L. yani Türk fındığının anaç olarak kullanılmasıyla bazı fındık çeşitlerimizde aşılama çalışmaları yaptık. Çalışma sonucunda aşılama için en uygun zaman ve yöntemi belirledik. Elde ettiğimiz aşılı fındık fidanları ile de enstitümüze yaklaşık 4 dekarlık bir bahçe tesis ettik. Bu bahçe ülkemizde aşılı fındık fidanları ile kurulan ilk bahçe özelliğini taşımakta. Şimdi ise aşılı fındık fidanlarının verim ve kaliteye etkisini araştırmaktayız. Bu proje bitince aşılı fındık fidanlarını üretici bahçelerinde de hızla yaygınlaştıracağız. Fındıkta verim kaybına sebep olan bazı hastalık ve zararlılara karşı mücadele yöntemleri üzerine de sonuçlandırdığımız projelerimiz bulunmakta.

 

Fındık Araştırma Enstitüsü Müdürü Aysun Akar

 

Çalışmalarınızın sonuçlarını üreticilerle hangi yollarla paylaşıyorsunuz?

Projelerimizin sonuçlarını bilgi alışverişi (BAV) toplantılarıyla paylaşmaktayız. Ziraat Odaları veya Bakanlığımızın İl/İlçe Müdürlükleri vasıtasıyla düzenlenen toplantılar ve üretici ile birebir temasa geçilerek de projelerimizin sonuçlarını aktarıyoruz. Ayrıca Eğitim Yayım ve Yayınlar Dairesi koordinasyonluğunda il müdürlükleri ile proje çıktılarının araziye aktarılması yönünde yayım projeleri hazırlanmakta; böylelikle proje sonuçları üreticilere arazide birebir gösterilmekte ve eğitim çalışmaları yapılmakta. Bu kapsamda Giresun, Ordu ve Trabzon İl Müdürlükleri ile “Fındık Bahçelerinde Yenileme Budamalarının Yaygınlaştırılması Projesi” ni yürüttük ve çok olumlu sonuçlar elde ettik. Ziraat odaları üretici grupları ile birlikte enstitümüzü sık sık ziyaret etmekteler. Bu sayede de üreticilere enstitü bahçemizde uyguladığımız farklı dikim sistemleri, budama, gübreleme, ilaçlama, toprak numunesi alma gibi işlemleri uygulamalı öğretmekteyiz. Bunların haricinde çalışmalarımızın gerek ulusal gerek uluslararası dergilerde yayınlanmasını sağlayarak bilim camiasına da duyurmaktayız.

ÜRETİCİNİN ALIŞKANLIKLARINI DEĞİŞTİRMEK GÜÇ

Fındık yetiştirilmesinde en büyük zorluklar nelerdir? Üreticiler en çok nelere dikkat etmeli?

Fındık üretiminin büyük bir kısmının gerçekleştiği Ordu, Giresun, Trabzon illerinde başta fındık arazilerinin topoğrafik yapısı mekanizasyonu son derece kısıtlıyor. Bu da kültürel işlemlerin (budama, gübreleme, yabancı ot temizliği, hasat vb.) neredeyse tamamının insan gücüne dayanılarak yapılmasına neden oluyor. Köylerden kentlere göçün yoğun olduğu ve genç nüfusun tarımla ilgilenmeyi tercih etmemesi de iş gücünün aile tarafından gerçekleştirilmesi yerine büyük ölçüde hizmet satın alma şeklinde olmasına neden oluyor. İş gücü maliyetlerinin yüksek olması da direkt olarak fındık üretim maliyetlerini artırıyor. Yine fındık bahçelerinin sık dikim mesafeleriyle tesis edilmiş olması da mekanizasyonu engelleyen faktörlerden birisi.

Üretim miktarında önde gelen Sakarya ve Düzce illerinde özellikle hasatta yer yer mekanizasyon kullanıldığı görülse de hasat makinelerinde iyileştirmelere ihtiyaç var. Buralarda da bahçelerin mekanizasyona göre dizayn edilmemiş olması engel teşkil ediyor. Ayrıca fındık üreticisinin bazı alışkanlıklarının değiştirilmesi oldukça güç oluyor. Üreticilerimiz yenilikler yerine eskiden bu yana bildiklerini uygulamadan yana tavır almaktadır. Bu da hızla gelişen teknolojinin ve imkânların araziye aktarılmasında eksikliklere neden oluyor. Üreticilerin burada dikkat etmeleri gereken husus, tüm kültürel ve kimyasal uygulamaların zamanında ve doğru bir şekilde yapılması için Bakanlığımızın il ve ilçe müdürlüklerinden, enstitümüzden veya ziraat odalarından teknik destek almalarıdır.

 

18 ADET TESCİLLİ FINDIK ÇEŞİDİ VAR

Fındık çeşitleri hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Yeni geliştirilen çeşitler var mı?

Üç tanesi son 6 yılda tescil ettirilmiş olup, toplamda 18 adet tescilli fındık çeşidimiz bulunmakta. Yeni tescil edilen çeşitlerimizden Okay 28 ve Giresun Melezi iri meyveli olmaları ve ayrıca geç yapraklanma özellikleri ile öne çıkıyor. Allahverdi çeşidi de yine geç yapraklanma özelliğine sahip bir çeşit. İhracatta büyük talep gören fındık çeşidimiz ise Tombul. Tombul kalitesi, şekli ve aroması ile çerezlik tüketimde en fazla kullanılan fındık çeşidi. Yağ oranı yüksek ancak Tombul fındığın erken yapraklanması ve bazı hastalıklara diğer çeşitlere göre daha hassas olması bir dezavantaj. Tombul’un yanı sıra Palaz, Çakıldak, Mincane, Foşa çeşitlerimiz de yuvarlak şekil grubuna girmeleri ve kaliteleri ile en çok yetiştiriciliği yapılan çeşitlerimiz arasında. Palaz ve Çakıldak fındık en fazla Ordu ilinde yetiştirilmekte. Çakıldağın en önemli özelliği ise pek çok fındık çeşidine göre geç yapraklanması ve yağ oranının düşüklüğü. Foşa ve Mincane çeşitleri ise ağırlıklı olarak Trabzon’da yetiştirilmekte. Sakarya, Düzce gibi Batı Karadeniz illerimizde ise Mincane, Çakıldak, Foşa, Tombul, Palaz çeşitlerinin hepsi karışık olarak görülür. Bu yörede fındık bahçelerinde tek bir çeşit hakim değil. Bir bahçe içinde 4-5 farklı çeşidi görmek mümkündür ki bu da yetiştiricilikte arzu edilmeyen bir durum.

KATMA DEĞERLİ ÜRÜN ELDE ETMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ

Enstitünüzün hedeflerinden söz eder misiniz?

Öncelikle fındıkta birim alandan alınan ürün miktarını artırmayı hedefliyoruz. Bunun için de özellikle iklim değişikliğinden dolayı görülen olumsuz hava koşullarına ve hastalık/zararlılara karşı toleranslı çeşit geliştirme çalışmaları en başta yer alıyor. Ayrıca ülkemiz fındığı, ham madde veya yarı mamul olarak ihraç etmekte. Bu şekilde milli ekonomimize yüksek miktarda katkı sağlansa da fındıktan katma değerli ürün elde ederek ihraç edilmesi daha yüksek milli gelir elde etmemizi sağlayacaktır. Bu sebeple enstitümüzün fındıktan katma değerli ürün geliştirmek için de çalışmaları bulunuyor.

 


SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!

Bu habere henüz yorum yapılmamıştır, ilk yapan siz olun!...



Bu sayfa da yer alan okur yorumları kişilerin kendi görüşleridir. Yazılanlardan duzcetv.com sorumlu tutulamaz.