Özel Harp Subayı Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar dün akşam Ana Haber bültenimize telefon bağlantısı ile konuk olarak Türkiye?nin Suriye politikasını, El Bab?daki operasyonları ve PKK terörünü değerlendirdi. Ağar, El Bab?da Türk Askeri?nin karşısında ? sapık inanışlı? bir terörö örgütü olduğunu söylerken, Kahraman Mehmetçik?in bölgede tecrübesi ve kudreti ile büyük mücadele verdiğini belirtti.
Suriye'nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik yürütülen Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında, El Bab'da Türk askerleri terör örgütü DEAŞ mensubu teröristlerle mücadeleye devam ediyor.
Özel Harp Subayı Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar dün akşam Ana Haber bültenimize telefon bağlantısı ile konuk olarak, bölgedeki durumu değerlendirdi, PKK?ya ait kantonların birleştirilmemesi için Türkiye?nin bu operasyona katıldığını, Mehmetçik?in bütün kudreti ile mücadele verdiğini belirtti.
KARŞINIZDA SAPIK İNANIŞLI BİR ÖRGÜT VAR
Önceki gün 1 askerimizin bölgede şehit olduğunu hatırlatan Ağar, ? Mehmetçik?in oradaki kahramanca mücadelesi devam ediyor. Neden El Bab?a girdik. Bu bizim açımızdan çok büyük önem taşıyor. Sonuçta Türkiye için biçilen bir gömlek vardı ve 20 kilometrelik bir derinlik öngörülmüştü. Bu bölgede sözde PKK?ya ait kantonların birleştirilmesi öngörülüyordu. Türkiye böyle bir olguyu kabul etmeme maksadıyla o 20 kilometrelik çizginin ötesine geçti ve El Bab?a kadar indi, YPG?nin kantonlarının birleşmesine engel oldu. Diğer yandan yapılan harekatın Suriye?nin üniter yapısının devam açısında çok büyük katkısı söz konusu. Ülkemizde 3 milyona yakın sığınmacı var onların kendi ülkelerine dönmeleri ve kendi ülkelerinde güvenli bir şekilde yaşıyor olmaları gerekiyor. Bu hem onlar hem bizim için gerekli. Biz bu harekatı yapmamış olsaydık Ortadoğu ile olan bütün bağımız kesilecekti. 174 gündür, orada çok sert bir mücadele var. Güneydoğu?da PKK ile yaptığımız mücadele elbette çok sertti ama burada karşınızda çok daha farklı bir örgüt, çok daha motivasyonu o sapıkça inanca sahip olmaları nedeniyle çok yüksek. Canlı bomba, bombalı araç gibi materyalleri çok iyi kullanabiliyorlar. Ellerindeki güdümlü uçaksavar füzeleri, keskin nişancılar ve çok iyi bildikleri patlayıcı tuzaklar konusunda da bizim üzerimizde etki üretmeye çalışıyorlar. Tüm bunlara rağmen Mehmetçiğimiz orada tüm kudreti ile beraber çok sert bir mücadele gösteriyor.? Dedi.
Terörle mücadelenin meskun mahallere yansıma sürecinin yeni olduğunu belirten Ağar, PKK terörünün 2016 yılında ? baş yılan? olarak nitelendirdiği Murat Karayılan?ın açıklamasının ardından meskun mahallerde başladığını söyledi. Meskun mahallerdeki terör mücadelesinde 726 şehit verildiğini dile getiren Ağar, mücadelenin asıl zorluğunun PKK?yı himaye eden küresel güçler olduğunu vurguladı.
ÜLKEMİZİN BEKASI AÇISINDAN ŞART
Ağar, ? Biz orada Cumhuriyet?e isyan girişimi ile karşı karşıya kaldık. Bu meskun mahallerdeki mücadelenin bedeli de çok ağır. Çünkü 726 şehidimiz, 3 bin yaralımız var. Ne yazık ki bu yaralılarımız geriye dönemeyecekler çünkü uzuvlarını kaybettiler. Böyle bir isyan girişiminden sonraki süreçte yaşamış olduğumuz bir darbe girişimi var, onun neden olmuş olduğu hassasiyetler var. Bu isyanın sonucunda bilmediğimiz topraklarda çok radikal bir terör örgütüne karşı mücadelemiz var. Bütün bunlara rağmen Mehmetçik, var olan imkanları, tecrübeleri ve kudreti sayesinde arzu edilen etkiyi 1910 kilometrelik bir alanda göstermiş durumda. Mücadelenin zorluğu PKK değil elbette asıl zorluğu onu himaye eden küresel güçlerin üretmiş olduğu etki. Onların bir şekilde kollamaları, yönetme ve yönlendirmeleri bu işin içinde büyük bir zorluğu barındırıyor. Ordumuz orada PKK ile mücadelede kıyı başını oluşturmuş durumda. Günü geldiğinde mutlaka gereken mücadeleyi yapmak zorundayız. Bu bizim ülkemizin güvenliği, bekası ve üniter yapısının devamı açısından şart gözüküyor.? Şeklinde konuştu.
RAKKA?DA PKK OLURSA TÜRKİYE OLMAZ
Cumhurbaşkanı Erdoğan?ın açıklamasına istinaden Türk Ordusu?nun Rakka?ya da girebileceğini belirten Ağar, ? Sahadaki durumun değişkenliğine benzer bir durumla diplomaside de bir değişkenlik söz konusu. Bunu yadırgamamak gerekiyor. Bir şekilde Rakka operasyonu ile ilgili alt yapı oluşursa, Türkiye?nin beklentileri karşılanırsa Rakka operasyonuna dahil olacağı gözüküyor. Rakka operasyonunun en önemli parametre YPG ve PKK?nın var olmaması. YPG ve PKK ile aynı safta gözüküyor olmamız bir şekilde kendi ülkemizin altına dinamiti kendi ellerimizle koymamız gibi bir anlam üreteceğinden ve PKK?yı meşrulaştıracağımız gibi bir sonuç üreteceğinden Türkiye Rakka operasyonunda birinci şart olarak PKK?nın olmamasını ortaya koyacaktır. Eğer batı ve Amerika PKK olacak derse biz o operasyonun içinde olmayacağız.? Dedi.
O DÖNEMDE BOŞLUKTAN YARARLANDILAR
Geçtiğimiz aylarda şehirlerde birbiri ardına patlayan bombalarla gerçekleştirilen saldırıların azalması ile ilgili olarak da konuşan Ağar, FETÖ operasyonları ile kamudan alınan polislerin büyük boşluk oluşturduğunu söylerken, o dönemde teröristlerin zafiyetlerden yararlandığının altını çizdi.
Ağar, ? Bir darbe yaşadık biliyorsunuz. O darbede eski bakan Efkan Ala, Türk İstihbaratındaki polislerin yüzde 95?i FETÖ?cü çıktı dedi. Böyle büyük bir gerçek var ortada. Devlet FETÖ ile mücadele kapsamında bu yüzde 95?lik kısmı devletin ışına çıkarttı. Bunu mutlaka yapmak zorundaydık ve başka bir gerçekle karşı karşıya kaldık. Koskoca bir boşluk oluştu. Bu boşluğu tamir etmeye çalıştığımız bir dönemde zafiyetlerden istifade eden teröristler bir fırsat yakaladılar aslında.Bunu onarmaya ve etkin bir şekilde mücadele etmeye çalışıyoruz. Terör örgütlerini sınırımızın ötesine iteledikçe imkan ve kabiliyetlerinde azalma söz konusu oluyor. Bizim ürettiğimiz karşı tedbirler, yurt dışında yapmış olduğumuz operasyonlar bu eylemlerin azalmasının doğal bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor. Tabi bu konuda ittihatlı konuşmak, işin gerçeğinden uzaklaşmamak gerekiyor.? İfadelerini kullandı.
Ağar, devam eden El Bab operasyonları ve olası Rakka harekatından Türk Ordusu?nun ne zaman döneceği ile ilgili bir soruyu, ? Bu tamamen Suriye?nin üniter yapısının devamlılığının sağlanması ile ilgili. Böyle bir irade ortaya çıkarsa Türkiye o bölgede durmayacaktır ancak Suriye kendisine bir tehdit üreyeceğini değerlendirdiği sürece Türkiye Suriye?de kalmayı tercih edecektir.? Dedi.
