TAKSİM'deki Gezi Parkı olaylarının planlayıcılarından biri olduğu iddiasıyla menajer Ayşe Barım'ın 'Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım' suçundan 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapisle yargılandığı davanın 2'nci duruşması görüldü. Barım hakkında 'Yurt dışı çıkış yasağı' ve 'Ev hapsi' şeklindeki adli kontrol şartıyla tahliye kararı verildi. Duruşma 11 Şubat 2026 tarihine ertelendi.
Barım, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Saryı'nda bulunan 26. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ikinci kez hakim karşısına çıktı. Oyuncular Rıza Kocaoğlu, Nejat İşler, Şükran Ovalı'nın da aralarında bulunduğu pek çok oyuncu destek için adliyeye geldi. Salonunun yetersiz kalması sebebiyle duruşma 27. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Ayşe Barım ve avukatları katılırken, bazı oyuncular da tanık olarak dinlenmek üzere salonda hazır bulundu.
'VATANDAŞLIK HASSASİYETİYLE BUNLARI YAZDIM'
Duruşma kimlik kontrolüyle başladı. Tanık olarak dinlenen oyuncu Hümeyra Akbay, "Benim bildiğim birşey yok. Ayşe apolitik bir insandır, baskı yapmaz. Gezi’ye de gittim, kendi fikrimdi. Ayşe’nin hiçbir dahili yoktur, yönlendirmesi olmadı" dedi.Ayşe Barım’ı ihbar eden tanık olarak dinlenen Sedat Gül ise, "Kendisini sosyal medya ve televizyondan tanıyorum. Sosyal medyada kendisiyle ilgili yazmıştım. Sosyal medyada ve haberlerde çok gördüğüm için bir vatandaş olarak görüşümü yazdım sadece. Birşeye birebir şahitlik ettiğim olmadı, vatandaşlık hassasiyetiyle bunları yazdım" dedi.Tanık olarak dinlenen oyuncu Bergüzar Korel ise, "Ayşe Barım hiçbir şekilde Gezi Parkı’na gitmem için beni yönlendirmedi. Ben bireysel olarak eşimle gittim, kendisini de gittiğimde görmedim. Sosyal medyada yapılan paylaşımlarla ilgili de bir yönlendirmesi olmadı" dedi.
'HEM MENAJERİM HEM ÇOK YAKIN ARKADAŞIIM'
Tanık olarak dinlenen oyuncu Ceyda Düvenci, "3 gün Gezi Parkı olaylarına katıldım. Ayşe Barım’ın yönlendirmesi olmadı, kendi inisiyatifimle katıldım. Orada da görmedim. Ben daha önceki ifadelerimde neyse onu anlattım. Dostum olduğunu söyledim, korumak için bunları anlatmadım. Kendisinin apolitik olduğunu da belirttim. 23 yıldır Ayşe ile çalışıyorum, sadece menajerim değil dostum. Bu yüzden telefon irtibatlarımız sık. Özel hayatımda dertleşmeye ihtiyacım olduğunda en çok aradığım isim Ayşe Barım. Hangi projede yer alacağıma da ben karar veririm. Sosyal medya içeriklerim hakkında da ben karar veririm" ifadelerini kullandı.Tanık olarak dinlenen oyuncu Dolunay Soysert ise, "Gezi Parkı olaylarına birçok kez katıldım. Ayşe Barım ile sadece bir kez karşılaştım. Hepsine kendi irademle gittim. Genel bir menajerlik sözleşmem yok. Hangi projelerde yer alacağıma da, sosyal medya paylaşımlarıma da kesinlikle ben karar veririm. Telefon görüşmelerimiz sık çünkü hem menajerim hem de çok yakın arkadaşım. İki yakın arkadaşın telefonda konuşması çok normal değil mi" ifadelerini kullandı.
'AYŞE BARIM İLE 23-24 YILDIR ÇALIŞIYORUZ'
Tanık olarak dinlenen oyuncu Halit Ergenç ise, "Herhangi bir yönlendirme olmadı. Gezi Parkı olaylarına 3-4 gün gittim, orada karşılaştık; benden önce mi sonra mı geldi bilmiyorum. Biz dizi setinden çıkıp gittik. Ayşe Barım ile 23-24 yıldır çalışıyoruz, hiçbir zaman böyle bir yönlendirmesi olmadı. Böyle şeylerin kararını kendimiz veriyoruz" şeklinde konuştu.
'AYŞE BARIM'I ÇOK İYİ TANIRIM'
Tanık olarak dinlenen oyuncu Mehmet Günsür, "Ayşe Barım’ın bize talimatı olmadı. Gezi Parkı’na 2 veya 3 kere katıldım. Ben katıldığımda bir keresinde Ayşe Barım oradaydı. 20 yıldan fazladır birlikte çalışıyoruz. Genel bir menajerlik sözleşmem yok. Gezi Parkı’nda nasıl davranacağımızla ilgili de herhangi bir yönlendirmesi olmadı. Sosyal medya paylaşımlarıma da karışmaz. 3 Haziran günü de dizi setinden çıkıp kendi isteğimle Gezi Parkı’na gittim" dedi.Tanık olarak dinlenen oyuncu Nejat İşler, "Ayşe Barım’ı çok iyi tanırım. İki kere Gezi Parkı’na gittim, yönlendirme olmadı. Ben tesadüfen gittim; zaten Bodrum’daydım, İstanbul’a geldim, hastaneye gitmem gerekiyordu, gelmişken bir bakayım dedim. Ben Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu üyesiyim, oradayken arkadaşlara uğradım. Sosyal medyam yok, Elon Musk kapattı. Ondan önce kendim yönetirdim. Bana hiçbir şekilde 'Şuraya gidelim, buraya gidelim' diye bir teklif gelmedi. Normal hayatta da her yere kendim giderim. Ayşe Barım en fazla beraber bir yerde yemişsek hesabı ödemek konusunda ısrarcı olur bana" dedi.
'GEZİ PARKI'NA İLK BİRKAÇ GÜN GİTTİM'
Tanık olarak dinlenen oyuncu Nehir Erdoğan, "Gezi Parkı’na ilk birkaç gün gittim. Hiç hatırlamıyorum, orada olduğunu zannedersem hiç görmedim. Barım’ın bana 'Şuraya gidelim örgütlenelim' gibi bir yönlendirmesi olmadı" dedi.Rıza Kocaoğlu ise, "Gezi Parkı olaylarına katılmadım ama Gezi Parkına ilk bir kaç gün gittim oraya çok yakın oturuyorum zaten hiç bir teklif veya talimat olmadı. Sadece bir kez gördüm. Herkesi orada gördüğüm gibi onuda orada gördüm" ifadelerini kullandı. Selma Ergeç ise, "Gezi Parkı olaylarına 4-5 kez katıldım. Ayşe Barım’ın herhangi bir yönlendirmesi olmadı. Onu da bir kere gördüm. O gün de önce ben gitmiştim. Orada da 'Nasılsın, iyi misin' dışında birşey konuşmamışızdır. Ayşe Barım’ın hiçbir zaman bana herhangi bir konuda talimat vermeye hakkı yok. Ayşe Barım ile telefonda sık görüşmemizin sebebi o dönemde 3 yıldır devam eden bir diziden ayrılma durumum vardı, görüşmelerimizin çoğu iş üzerine" dedi.
'AYŞE'YE SORDUK'
Tanık olarak dinlenen prodüktör Sevil Demirci, "Ayşe Barım beni Gezi Parkı’na yönlendirmedi. Gezi Parkıyla ilgili Ayşe Barım’dan hiçbir talimat almadım. Çünkü ben Cihangir’de oturuyorum. 1999 depremini İstanbul’da, Cihangir’de yaşadım. O yüzden Gezi Parkı benim için bir deprem toplanma alanı, bu yüzden önemliydi. Gezi’nin son döneminde bir bildiri geldi. 'Bunu oyuncular imzalıyor' dendi. Tek tek oyunculara sorulacağına Ayşe’ye sorduk. Onun da haberi yoktu. Metni kim gönderdi bilmiyorum, kimden geldi hatırlamıyorum. Mehmet Ali Alabora ile bu bildiri hakkında görüşmedim. Ayşe Barım ile de bu metin hakkında konuşmadım. Bu metinle ilgili tek hatırladığım, dilini güzel bulmadığımdır. Gezi’nin son dönemiydi, böyle bir bildiriye ihtiyaç var mı diye düşündüm ve imzalamadım. Bu bildiri mail ya da WhatsApp ile gönderilmişti" şeklinde konuştu.Tanık olarak dinlenen oyunculardan Şükran Ovalı ise, "Gezi Parkı olaylarının en başında hür irademle gittim. Ayşe Barım’ı orada görmedim. Zaten o yıllarda Beşiktaş Abbasağa’da ikamet ediyordum. Gezi Parkı yakındı, ben daha çok hayvanlar için çıkmıştım" ifadelerini kullandı. Oyuncu Zafer Algöz ise, Gezi Parkı’na 3 defa gittim. Hür irademle gittim, zaten benim kurumum İstanbul Devlet Tiyatrosu olduğu için AKM tam parkın karşısındaydı. Ayşe Barım benim 30 yıllık arkadaşım, Gezi Parkı olaylarında da birlikte çalışıyordum. Bana hiçbir söylemi, talimatı asla olmadı. Ayşe Barım’ı apolitik olarak tanımlarım. Ayşe her zaman oyuncularına da 'Siyasi, inanç ve futbol fanatizmi üzerinden tartışmayın' diye uyarırdı" dedi.
'DOKTORUMUN GÖZETİMİNDE AMELİYATLARIMI YAPTIRMAK İSTİYORUM'
Ayşe Barım ise, "Ben bir vatandaş olarak ömrüm boyunca ülkemdeki sorumluluklarımı eksiksiz yerine getirmiş, 19 yaşımdan beri sadece çalışan ve üreten bir kadınım. Hayatım boyunca hiçbir suç işlemedim, herhangi bir soruşturma içerisinde tanık olarak bile yer almadım. Çok ağır suçlamalar ve iddialarla 248 gündür tutukluyum ve her gün defalarca aynı soruları soruyorum kendime. Ben ne yaptım. Neden tutuklandım. Bunların cevabını bilmiyorum, çünkü gerçekten bu suçlamaları kabul etmiyorum ve bunlarla hiçbir ilişkim yok. Şu anda yaşadığım bu haksız süreç beni biraz korkutuyor açıkçası. Adaletin ağırlığına inanmak ve güvenmek istiyorum ama çaresizim, biraz da zorlanıyorum. Çünkü tek başıma bir hücrede gerçekten beyin ve kalp sorunlarıyla savaşıyorum ve anladığım kadarıyla biraz da yorgunum. 30 kilodan fazla kaybettim. Hastaneler, raporlar, bayılmalarım, dilekçeler, itirazlarımız, sunumlarımız. Hiçkimseyi hasta olduğuma tam anlamıyla ikna edemedim. Ben aslında tedaviyi reddetmiyorum, bunu da açıklamak isterim. Bu süreçte Haziran ayından itibaren ciddi bayılmalar başladı, kalp hastalığımla ilgili ve bu bayılmalarla ilgili devlet hastanelerine sevklerim başladı. O kadar zor bir şekilde oralara sevk oldum ki, en az 12 kere çeşitli devlet hastanelerine gittim. En son Çam ve Sakura Hastanesi’nden Bilim Kurulu’na girdim. Bütün MR’larım ve herşeyim var zaten. Neden Adli Tıp Kurumu beni tekrardan bir yere sevk etti, anlamıyorum. Ben tedavi olmak zorundayım. Tüm hastane raporlarımda acilen ameliyat olmam gerektiği yazılı olmasına rağmen bunlar gözardı edildi. Sevk edildiğim devlet hastanelerinde bütün raporlarım tamamlandı. En son sevk edildiğimde damar yolumun açılması gerekiyordu, damar yolunu bulamadılar, bütün kolum mosmor dolaştım. Kendi ameliyatımı kendim yaptırmak istiyorum. İki tane anevrizmamın yanında bir de cezaevinde anevrizmam çıktı. Kendi doktorumun gözetiminde ameliyatlarımı yaptırmak istiyorum. Temel hakkım olan yaşam hakkımı da elimde tutmak istiyorum" dedi.Diğer yandan saat 12.30 itibariyle duruşmaya ara verildi
TAHLİYE EDİLDİ
Mahkeme ara kararında, Ayşe Barım’ın 'Yurt dışı çıkış yasağı’ ve ‘'Ev hapsi' şeklindeki adli kontrol tedbirleriyle tahliyesine hükmetti. Duruşma 11 Şubat 2026 tarihine ertelendi. Kararın açıklanmasının ardından duruşmayı takip edenler ve salon dışında bekleyen oyuncular birbirlerine sarıldı.Barım'a destek için adliyeye gelenler daha sonra Çağlayan'dan ayrıldı.