ÇEVRE, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "2000 yılındaki bina stokuna baktığımızda İstanbul'un tamamı riskliyken; yaptığımız düzenlemeler, mevzuat değişiklikleri ve inşa çalışmalarıyla; bugün İstanbul'un yüzde 60'ı güvenli hale gelmiş durumda. Ancak halen acil dönüşmesi gereken 600 bin konut var" dedi.
Deprem Dönüşümü Değerlendirme Toplantısı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum başkanlığında İstanbul Valiliği'nde gerçekleştirildi. Toplantıya Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Ömer Bulut, İstanbul Valisi Davut Gül, TOKİ Başkanı Levent Sungur, İBB Başkan Vekili Nuri Aslan, İBB Genel Sekreteri Volkan Demir, vali yardımcıları, 39 ilçenin belediye başkanları da katıldı.
'İSTANBUL, TÜRKİYE'NİN KALBİDİR'
İstanbul'un önemine vurgu yapan Bakan Kurum, "İstanbul, Türkiye'nin kalbidir. Nüfusu, ekonomik büyüklüğü ve tarihi derinliğiyle ülkemiz için eşsiz bir değere sahiptir. Bu şehrin geleceğiyle Türkiye'nin geleceği doğru orantılıdır. Bu sebeple; İstanbul güvenli bir şekilde güçlenirse Türkiye güçlenir; Allah korusun, aksi bir durumda Türkiye geri dönüşü olmayan bir zarar görür. Son yıllarda yaşadığımız afetler ve özellikle de İstanbul'umuzda hissedilen depremler; deprem dönüşüm seferberliğimizin kıymetini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Ben tam da bu noktada, Asrın Felaketi sonrasında 11 ilimizde yaptığımız çalışmaları, İstanbul'un nitelikli dönüşümüne örnek olması bakımından çok önemsiyorum" dedi.
'İSTANBUL'UN YÜZDE 60'I GÜVENLİ HALE GELMİŞ DURUMDA'
Bakan Kurum, "Türkiye; yüzlerce yıldır yerin altında sessizce bekleyen deprem gerçeğiyle birlikte yaşamaktadır. Çünkü bu vatanın coğrafi büyüklüğünün yüzde 66'sı deprem riski altındadır. Nüfusumuzun yüzde 71'i bu riskli bölgelerde hayat sürmektedir. Bu riskli bölgelerin en başında da İstanbul'umuz gelmektedir. Şu anda, yani 2025 yılı itibarıyla İstanbul'umuzda 8 milyon 70 bin ev ve işyerimiz bulunuyor. Bunun 3 milyon 393 bini 2000 yılı ve öncesi. 2000 yılındaki bina stokuna baktığımızda İstanbul'un tamamı riskliyken; yaptığımız düzenlemeler, mevzuat değişiklikleri ve inşa çalışmalarıyla; bugün İstanbul'un yüzde 60'ı güvenli hale gelmiş durumda. Ancak halen acil dönüşmesi gereken 600 bin konut var" ifadelerini kullandı.
'SOSYAL KONUTLARLA BİRLİKTE YAKLAŞIK 450 MİLYAR LİRA YATIRIM YAPTIK'
İstanbul'a depreme hazırlık çalışması için 450 milyar lira harcandığını söyleyen Bakan Kurum, "Biz bu gerçeklerden hareketle; Cumhurbaşkanımızın kentsel dönüşüm seferberliğini başlattığı 2012 yılından bugüne, tam 923 bin bağımsız bölümün dönüşümünü tamamladık. Ve on binlerce mimar, mühendis ve işçi kardeşimizle birlikte; şehrimizin 39 ilçesine yayılan 208 bin 915 konut ve iş yerimizi dönüştürüyoruz. Şu ana kadar İstanbul'umuza depreme hazırlık başlığında sosyal konutlarla birlikte yaklaşık 450 milyar lira yatırım yaptık" diye konuştu.
'62 BİN KONUTUMUZUN 'YARISI BİZDEN' KAPSAMINDA DÖNÜŞÜM SÜRECİNİ BAŞLATTIK'
'Yarısı Bizden' kampanyası hakkında bilgi veren Bakan Kurum, "Ayrıca İstanbul'un dönüşümünü çok daha kolay hale getirmek için; 'Yarısı Bizden' kampanyamızı başlattık. Cumhurbaşkanımız açıkladılar. Kredi ve hibe desteğini artırarak, toplam destek miktarımızı; 1 milyon 500 binden, 1 milyon 875 bine çıkardık. İstanbul'da 62 bin konutumuzun 'Yarısı Bizden' kapsamında dönüşüm sürecini başlattık ve 21 bin ev ile iş yerinin dönüşümüne süratle devam ediyoruz" dedi.
'BAKANLIK OLARAK 452 BİN EV VE İŞ YERİMİZİ TİTİZLİKLE İNCELEDİK'
Bakan Kurum, "Tam bu noktada şunu da ifade etmek isterim. İstanbul'umuzda en son 6.2'lik bir deprem yaşadık. Çok şükür herhangi bir yıkım olmasa da; bakanlık olarak 452 bin ev ve iş yerimizi titizlikle inceledik. Bunların 354 bininin hasarsız, 61 bininin az hasarlı olduğunu tespit ettik. Bu 61 bin konutun tamamını Yarısı Bizden Kampanyasına dahil etmiş durumdayız ve arkadaşlarımız bu konutlarda yaşayan vatandaşlarımızla görüşmelere devam ediyorlar" ifadelerini kullandı.
'DEPREM, SİYASET ÜSTÜ BİR KONUDUR'
Deprem konusunun siyaset malzemesi haline getirilmemesi gerektiğini söyleyen Bakan Kurum, "Devletimiz tüm imkanlarıyla, İstanbul'un dönüşümü için gövdesini taşın altına koymuştur. Tüm belediyelerimizden de aynı anlayışı, aynı çabayı, aynı hassasiyeti bekliyoruz. Bakanlık olarak tüm belediyelerimizi, İstanbul'un dönüşümünde bir paydaş olarak görüyoruz. Sizin alacağınız aksiyonu ve vereceğiniz katkıyı her şeyden çok daha fazla önemsiyoruz. Hep söylüyoruz. Deprem, siyaset üstü bir konudur. Böylesi önemli bir konuda, politika yapılamaz. Bu mesele, propaganda malzemesi olarak kullanılamaz. Bu konu, ideolojik kavga yürütülecek, polemiklere konu edilecek, oy devşirilecek bir mesele değildir ve olamaz" dedi.
'TÜM TOPLUMSAL KESİMLER EL UZATMALIDIR, OMUZ VERMELİDİR'
Hangi siyasi partiden olursa olsun, tüm belediye başkanlarını bu sürece sahip çıkmaya çağıran Bakan Kurum, "Böylesine hayati bir meselede, vatandaşımızın hassasiyetini, kaygılarını dezenformasyon ve bilgi kirliliğiyle istismar etmeye çalışmak, bu ülkeye, bu şehrin insanlarına yapılabilecek en büyük kötülüktür. Herkesin bu sorumluluk ve ciddiyetle hareket etmesi gerekmektedir. Ayrıca; İstanbul'un dönüşümü meselesi sadece iktidarın, ya da sadece belediyelerin tek başına omuzlayabileceği bir yük değildir, olmamalıdır. Bu meseleye, tüm siyasi partilerimiz, belediyelerimiz, sivil toplum örgütlerimiz, medyamız, üniversitelerimiz yani tüm toplumsal kesimler el uzatmalıdır, omuz vermelidir. Ben milletimizin önünde söz veriyorum" diye konuştu.
'BEKLENEN İSTANBUL DEPREMİNE, ÖZLENEN İSTANBUL DÖNÜŞÜMÜYLE CEVAP VERMEK DURUMUNDAYIZ'
Bakan Kurum, "İstanbul'un dönüşümü noktasında; benimle görüşmek isterseniz, telefonum da, bakanlığımızın kapıları da sizlere ardına kadar açıktır. Lütfen bizi arayın, sorun, önerin, destek isteyin ve destek verin. Evet, İstanbul'da bir deprem bekleniyor. Ama biz depremi beklemeyeceğiz. Beklenen İstanbul depremine, özlenen İstanbul dönüşümüyle cevap vermek durumundayız. Deprem korkusunun olmadığı bir İstanbul'a ulaşmak için projelerimizi; bütüncül bir planlamayla hayata geçireceğiz. Bir yandan riskli yapılarımızı dönüştürürken diğer yandan sosyal konutlarımıza hız vereceğiz. Bir yandan kent meydanlarımızı ve tarihi değerlerimizi ihya ederken diğer yandan sanayi alanlarımızı şehir dışına taşıyacağız. Ve bu çalışmaları hep birlikte yapacağız. 'Gelin, parti ayrımı gözetmeksizin bu hedefi başaralım, tüm afet bölgelerinde nasıl tek vücut olduysak, burada da tek vücut olalım' diyorum" dedi.