CHP Grup Başkan Vekili Murat Emir, enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemelerin yer aldığı kanun teklifinin komisyonda kabul edilmesiyle ilgili, "Bu yasa teklifi, alabildiğine vahşi madenciliğin önünü açan, denetimleri ve yönetmelikleri etkisizleştiren, maden çıkarılma işlemini son derece azdıran bir yasa teklifi" dedi.
CHP Grup Başkan Vekili Murat Emir, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Emir, enerji ve maden alanlarına yönelik düzenlemelerin yer aldığı kanun teklifinin TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda kabul edilmesi ile ilgili, "Bu yasa teklifi, alabildiğine vahşi madenciliğin önünü açan, denetimleri ve yönetmelikleri etkisizleştiren, maden çıkarılma işlemini son derece azdıran bir yasa teklifi. Bu teklifin içerisindeki en tehlikeli hüküm, zeytinleri katletme hükmüydü. Bir özelleştirme yapmışlar, adresler, koordinatlar belli ve oradan kömür çıkartılıyor, elektrik için kullanılıyor ve doğa kirletiliyor, katlediliyor. Söz verdikleri gibi kömüre bağlı enerjiyi sıfıra yaklaştırmak yerine kömür üretimini artıracak bir işleme imza atıyorlar. Kömürün çıkarılması gerekiyor; ancak üstünde zeytin ağaçları var. Her defasında bu maddeyi getiriyorlar, püskürtüyoruz, yeniden getiriyorlar. Buradan sesleniyoruz; komisyonda yapılan çalışmalar yeterli olmamıştır" dedi. Emir, yasa teklifinin Genel Kurul görüşmelerinde ciddi bir mücadele vereceklerini ve iktidarın yasayı geri çekmek zorunda kalacağını söyledi.
'SOMUT DELİLLER KOYAMIYORLAR'
Görevden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan'ın tutuklanmasına ilişkin Emir, "Mehmet Pehlivan ifadeye çağrılıyor, olağan bir görüşme gibi gidiyor ve sonrasında tutuklanıyor. Aslında burada tutuklanan Mehmet Pehlivan değil, avukatlık mesleği, savunma, savunma hakkı tutuklanmıştır. Başsavcılığın, Ekrem İmamoğlu dosyası ile ilgili olarak bir çaresizliği vardır. Dosyanın içerisine somut delil koyamıyorlar, para hareketi koyamıyorlar, MASAK raporları temiz çıkıyor, sebepsiz zenginleşme bulamıyorlar ve birilerinin iddiaları ve iftiraları üzerinden bir soruşturma yürütüyorlar. Bunun için tanıklara baskı yaparak iftiracı olmalarını sağlamaya çalışıyorlar. Bu da olmayınca savunmayı parçalamaya çalışıyorlar. Kimi tutukluların başka hapishanelere gönderilmeleri, kimilerinin olmadık koğuşlarda yer yatağında yatmaya mecbur bırakılmaları, kimi tutukluların avukatların zorlanarak ulaşabildikleri cezaevlerine gönderilmeleri, tüm bunların hepsi savunma hakkını zedeleyen, savunmayı parçalayan, kişilerin adil yargılanma hakkına saldırı niteliğindeki işlemlerdir. Niye çünkü dosya boş, dosyanın içerisinden hiçbir şey çıkmıyor, 'avukatları korkutabilirsem, tutuklayabilirsem, sindirebilirsem, aralarındaki iletişimi koparabilirsem, başarılı olabilirim' diyen bir başsavcılık makamı var" diye konuştu.