İstanbul Pendik’te yıllardır sahaflıkla uğraşan Bekir Özdemir, "1928 yılı öncesine ait yazma eserlere tescil zorunluluğu getirilmesi" hakkındaki yönetmeliğinin sahaflık mesleğinin geleceğini olumsuz etkileyeceğini dile getirerek, "Bu kararla birlikte sahaflar ikinci el kitapçılara dönecek" dedi.
https://cdn.iha.com.tr/Contents/25-09/18/-5e4503f4-07db-44a4-8401-b032d6f610a8-1.mp4
Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı tarafından (TYEK) hazırlanan Yazma ve Nadir Basma Eserlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik, 5 Eylül 2025 Tarihli ve 33008 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlandı. Yönetmeliğe göre, "Koleksiyonculuk yapan gerçek ve tüzel kişiler, yazma eserlerden oluşan koleksiyonlarını Daire Başkanlığı veya taşra teşkilatına tescil ettirmek zorundadır" kararı çıktı. Tescil edilmesi gereken el yazması eserlerin yanı sıra 1928 öncesine ait nadir basma eserler, kartpostallar, mektuplar hatta fotoğraflar da bu yönetmeliğe dahil edildi. Bu kapsamda TYEK; kütüphanelerde, koleksiyonerlerde, sahaflarda ya da evlerde bulunan pek çok eseri kayıt altına alacak. Aynı zamanda eser sahiplerini birkaç yılda bir denetleyerek eserin kime satıldığını öğrenebilecek; hatta kaybolduysa bedelini eser sahibinden tahsil edebilecek. TYEK ayrıca, kendi elinde olmayan bir eserle karşılaştığında ise onu alma hakkına da sahip olacak. Yönetmeliğe göre tescil edilmeyen bir eser herhangi bir müzayedede satışa çıkamayacak; çıktığı tespit edildiğinde de eser sahibi büyük cezalarla karşı karşıya kalacak.
Pendik’te 10 yılı aşkın süredir sahaflık mesleğiyle uğraşan Bekir Özdemir, bu kararın özellikle sahaflar ve koleksiyonerleri oldukça zor durumda bırakacağını ifade etti. Tescil zorunluluğuyla birlikte kıymetli eserlerin gün yüzüne çıkma ihtimallerinin de düşeceğini belirten Özdemir, yönetmelikten acilen vazgeçilmesi için çağrıda bulundu.
"Bu karar bir nevi sahafların da sonunun gelmesi demek"
Yıllardır sahaflık yapan Bekir Özdemir, yeni yönetmelikle birlikte sahaflık mesleğini zor durumda bırakacak ve kültürel dolaşımın önüne geçecek bir karar alındığının altını çizdi. Bu kararla birlikte vatandaşların evlerindeki eşyalarının dahi etkilenebileceğini ifade eden Özdemir, görüşlerini şu sözlerle aktardı: "Yönetmeliğe göre 1 Kasım 1928 ve öncesine ait kitaplar, süreli yayınlar, dergiler, belgeler ve evraklara devlet tarafından tescil zorunluluğu getirildi. Aynı zamanda devletin rüçhan hakkı da oldu; yani devlet bu eserlerden istediklerine sahip olabilecek. Tabii ki bizler için de bu eserler çok kıymetli ve korunması gerekiyor ama bu şekilde yanlış bir uygulama oluyor. Bu karar bir nevi sahafların da sonunun gelmesi demek.
Eserlerin korunmasını biz de talep ediyoruz fakat erişilebilirlik de önemli; erişemediğimiz sürece kültürel dolaşım da engellenmiş oluyor. Bununla birlikte kitaplar da gün yüzüne çıkamaz hale gelecek, sonrasında da depolara hapsolacak. Bu konu yalnızca sahafları değil koleksiyonerleri, akademisyenleri, öğrencileri hatta evinizdeki 1928 öncesi yadigar eşyalarınızı da etkiliyor. Bu karardan acilen vazgeçilmesi ya da değiştirilmesi gerek. Çünkü mesleğin itibarını ve kıymetini çok etkiliyor. Eğer ki böyle devam ederse bir nevi 2’nci el kitapçı olarak kalacağız ve meslek sona erecek."
"Bizi meslekte ayakta tutan eserlere artık ulaşamayacağız"
Özdemir, alınan bu kararın hem meraklılarını hem de sahafları maddi manevi olumsuz etkileyeceğini söyleyerek, "Gerçekten çok fazla koleksiyoner var, meraklı öğrenciler var. Onlar hep kıymetli parçaları toplamak istiyorlar ama karardan şu an diken üstündeler. Bir yandan da tescil süreci çok uzun bir süreç. O yüzden bize satış ve alış anlamında bürokraside boğulma yaşatacak. Açıkçası bunlarla kimse uğraşamayacak ve mecburen alımlarımızı iptal edeceğiz. Çünkü bu meslekte bizi en çok heyecanlandıran şey cumhuriyet ve cumhuriyet öncesi kitaplar. Bizi meslekte de ayakta tutan eserler bunlar, bu şekilde artık onlara da ulaşamayacağız. Maalesef çok gündeme gelmedi ama gündemde tutulması ve mutlaka karar değişikliğine gidilmesi gerekiyor" ifadelerine yer verdi.