Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin Türkiye’den çok daha büyük olduğunu belirterek, "Türkiye 783 bin kilometrekare ile ufku sınırlandırılmayacak bir ülkedir. Türkiye’nin itibarı, gücü, sözünün ağırlığı, ekonomisinin de, nüfusunun da, topraklarının da çok çok ötesindedir" dedi.
https://cdn.iha.com.tr/Contents/25-10/11/-ce74d772-ff41-4bf1-8de0-53ada717a670.mp4
3 günlük Rize ve Trabzon programı kapsamında bugün Riza’nin Çamlıhemşin ilçesindeki Ayder Yaylası’nı ziyaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ayder gezisi sonrasında Rize il merkezindeki İsmail Kahraman Kültür Merkezi’nde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Toplantıda konuşan Erdoğan, memleketi Rize’ye hem hasret gidermek, hem yaşanan afetten ötürü geçmiş olsun dileklerini iletmek hem de yapımı tamamlanan eserleri hizmete almak için geldiğini söyledi. Erdoğan, konuşmasında Gazze’de ateşkes konusunda Hamas ile İsrail arasında varılan mutabakatı da değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önceki gün Gazze ile ilgili yüreklerimize su serpen bir haber aldık. Bizimde dahil olduğumuz görüşmelerde ateşkes konusunda Hamas ile İsrail arasında mutabakat sağlandı. Dün sürecin nasıl geliştiğini, nasıl ilerlediğini, süreç boyunca Türkiye’nin nasıl bir diplomasi trafiği yürüttüğünü anlattım. Aynı şekilde Amerikan Başkanı Sayın Trump ile kardeş ülkelerimiz Mısır ve Katar liderlerinin müzakerelere verdiği desteğe dikkat çektim. Bir defa şuna açık ve net söylemek isterim. Türkiye unutmayın Türkiye’den çok daha büyüktür. Türkiye 783 bin km2 ile ufku sınırlandırılmayacak bir ülkedir. Türkiye’nin itibari, gücü, sözünün ağırlığı ekonomisinin de nüfusunun da topraklarının da çok çok ötesindedir. Unutmayın su yatağında akar. Yaşadığımız her hadise bize bunu tekrar tekrar hatırlatıyor. Türkiye kendi tabii mecrasında geleceğe doğru emin adımlarla ilerliyor. Nitekim ülkemiz aktif dış politikası, ilkeli duruşu ve diplomatik tecrübesiyle son sürecin lokomotiflerinden biri oldu. Filistinli kardeşlerimiz özellikle Hamas çok basiretli bir tavırla barışa hazır olduklarını gösterdi. Bölgedeki diğer Müslüman ülkeler de görüşmelere destek oldu. Böylece iki yıllık zulmün, soykırımın, yıkımın, vahşetin ardından Gazze’de buruk da olsa ilk defa yüzler gülmeye başladı" dedi.
"Gazze’ye önce ben gideceğim sonra siz"
İsrail hükümetinin attığı imzanın arkasında durması gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şunun altını tekrar önemle çiziyorum, şahsınızda Filistin‘i ve Filistinlileri selamlıyorum. Kim ne derse desin Gazzeli mazlum ve mağdurları sevindiren her çaba, her imza, her adım bizim için de makbuldür. Gazze’ye önce ben gideceğim, sonra siz. Gazze’de iki yıldır süren katliamı ve soykırımı kalıcı biçimde durduracak her projeye desteğimiz tamdır. Türkiye olarak hep şunu söyledik; adil bir barışın kaybedeni olmaz. Yapılan anlaşmanın Gazze’de ve diğer Filistin topraklarında kalıcı barışa, huzura ve güvenliğe vesile olmasını canı gönülden arzu ediyoruz. Bu sürece destek veren tüm liderlere teşekkür ediyorum. Türkiye’nin vicdanlı, hakkaniyetli ve ilkeli duruşunu orada da güçlü biçimde temsil eden istihbaratçılarımızı ve diplomalarımızı tebrik ediyorum. Artık bundan geriye dönüş olmamalı. İsrail hükümeti attığı imzanın arkasında durmalıdır. Bölgenin tamamıyla birlikte kendi vatandaşlarının da güvenliğine tehdit oluşturan saldırgan politikalarına tamamen son vermelidir. Gazze’ye insani yardım girişlerinde hiçbir pürüz çıkarılmamalıdır. İki devletli çözüm bölgemizde kalıcı barışın anahtarıdır. İki devleti özellikle iki ayrı çözümle Müslümanı, Hristiyan ve Musevisi ile bölgedeki tüm halklar için en hayırlı yol olduğuna inanıyoruz. Biz dün olduğu gibi yarın da adil barışı savunmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
"Filistinli kardeşlerimize tüm gücümüzle sahip çıkacağız"
"Bize umut bağlayan Türkiye için ellerini semaya kaldıran bizimle sevinen bizimle üzülen mazlumlara mahcup olmamak için adeta çırpınıyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İki yıl boyunca çok büyük acılar çeken, çok ağır zulümlere maruz kalan Filistinli kardeşlerimize tüm gücümüzle sahip çıkacağız. Bundan kimsenin şüphesi endişesi olmasın. Her fırsatta vurguluyorum bugün bir kez daha tekrarlıyorum bize milletimizle birlikte mazlumların hayır duaları yeter. Hakkın rızasına, halkın duasına mazhar olabiliyorsak ne mutlu bize. Bilhassa Gazzeli yetimlerin, Gazzeli öksüzlerin ciğer paresini kara toprağa vermiş o yüreği yanık Gazzeli anne babaların samimi dualarını alabiliyorsa işte en büyük bahtiyarlık bizim için budur. Gerisi fani dünyanın gelip geçici meşgaleleridir. Allah’a şükürler olsun ki milletimizde bizim bu samimiyetimizi görüyor. Tüm hayatını karşıtlık üzerine bina etmiş bir avuç müzmin dışında benim milletim gayretlerimizi görüyor ne için mücadele ettiğimizi çok iyi biliyor. Bizde milletimizi hayal kırıklığı yaşatmamak için büyük bir fedakarlıkla çalışıyoruz. Bize umut bağlayan Türkiye için ellerini semaya kaldıran bizimle sevinen bizimle üzülen mazlumlara mahcup olmamak için adeta çırpınıyoruz. Rabbim bizi milletimize ve insanlığa hizmet yolundan ayırmasın diyorum" ifadelerini kullandı.