Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İstanbul için hiçbir zaman yaptıklarımızla yetinmedik, yetinmeyeceğiz. Allah ömür ve imkan verdikçe İstanbul'un ve İstanbulluların hizmetinde olmaya devam edeceğiz" dedi.
https://cdn.iha.com.tr/Contents/25-09/12/-880c192b-246a-4c7a-b40f-970bffebaaa4.mp4
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen "Beş Ressam Bir Şehir Canım İstanbul Programı"nda bir konuşma yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan serginin, İstanbul'un eşsiz güzelliklerini ve zengin dokusunu bir araya getirdiğini söyleyerek, "Osmanlı'da sadrazamlık da yapmış diplomat ve şair merhum Koca Ragıp Paşa 3 asır önce kaleme almış beytini şu mısra ile hafızalara kazınmıştı. 'Eğer maksud eserse, mısra-i berceste kafidir'. Buradaki her bir çalışmayı tüm bir kompozisyonuyla ahenkli bir şiiri andıran İstanbul'un en güzel mısraları olarak gördüğümü ifade etmek isterim. İstanbul'da yaşayan sanatseverlerin 16 Eylül'e kadar büyük emek verilen bu sergiyi zaten ziyaret edeceklerdir. Diğer illerimizdeki İstanbul aşıklarının da bu sanat şölenini bizzat yerinde gelip göreceklerine inanıyorum. Sanata ve İstanbul'a gönül veren tüm kardeşlerimi sergiyi ziyaret etmeye davet ediyorum. Evvelemirde şu hakikatin altını çizmemiz gerektiği kanaatindeyim. Bin yıldır üzerinde özgürce yaşadığımız, inşallah kıyamete kadar da milletimizin ana yurdu olacak bu aziz topraklar, dünyanın en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmıştır. Bu medeniyetler felsefeden mimariye, bilimden sanata, siyasetten hukuka hemen her alanda tüm ürünlerini önce bu coğrafyada vermiştir. Anadolu'da üretilen eserler, burada oluşan değerler asırlar boyunca halka halka önce etrafına ardından tüm cihana yayılmıştır. Bin yıllara sari bu sürece biz de millet olarak son derece önemli katkılar yaptık. İnancımızla, dilimizle, geleneğimizle, motiflerimizle, ilmi ve kültürel hazinemizle insanlığa pek çok değer kazandırdık. Kimliğimizi teşkil eden, ruh köklerimizi besleyen ne kadar unsur varsa hepsini de sanatımıza ve eserlerimize yansıtmayı, aktarmayı, dercetmeyi başardık. Bakınız, merhum Ahmet Hamdi Tanpınar 1932 yılında, yani bundan tam 93 sene önce verdiği bir mülakatta sanatın amacını nasıl tarif ediyor, 'Sanatın gayesi güzelliktir. Güzellik bir kemaldir. Sanatın malzemesi de bu kemali nakşetmeye çalışır' Millet olarak bu anlayışla sanatı iyiye, güzele, hakka ve hakikate giden yolun köşe taşları olarak gördük. Eserlerimize daima bu hikmetli kavrayışla baktık. Üslubumuzu yine buna göre belirledik" dedi.
"İstanbul medeniyet demektir, tarih demektir, ilim ve sanat demektir"
İstanbul, 86 milyon vatandaşla birlikte Türk-İslam coğrafyasının ortak değeri, ortak zenginliği olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Şiirimizle, müziğimizle, mimari eserlerimiz ve kültür varlıklarımızla sanatın her şubesinde yalnızca Anadolu'da değil, gönül coğrafyamızın dört bir yanında adeta yıldız gibi parladık. Şurası bir gerçek ki bu yıldızların en göz kamaştıranı İstanbul'dur. İstanbul'umuz kutlu fethin ilk günlerinden itibaren tarih ve medeniyet teknemizde yoğurduğumuz sanat hamurunun mayasını oluşturdu. Üstat Necip Fazıl'ın kelimeleriyle ifade edersek, 'Denizle toprağın visale erdiği bu aziz şehir, kültür ve sanat hayatımızın en verimli muhitini, hatta çoğu zaman menbağını teşkil etti' Seçkin ve zengin mimarisiyle, tarihi ve kültürel derinliğiyle İstanbul, sanat eserlerimizin adeta serlevhası olmuştur. Görenleri kendine hayran bırakan bu güzel şehrin sokakları, meydanları, camileri, çeşmeleri, tepeleri ve daha nicesi şiirlerimiz, romanlarımız ve türkülerimizle birlikte tuvallerimizi de süslemiştir. Bütün medeniyetlerin mirası, milletimizin bin yıllık mührüyle mühürlenmiş, burada, İstanbul'da muhafaza altına alınmıştır. İstanbul medeniyet demektir, tarih demektir, ilim ve sanat demektir. Bu şehir, üç kıtada hutbelerin adına okunduğu şehirdir. Bu şehir, kutsal emanetlere ev sahipliği yapan bir şehirdir. İstanbul, 86 milyon vatandaşımızla birlikte Türk-İslam coğrafyasının ortak değeri, ortak zenginliğidir. Kıymetli dostlar, şunu da burada büyük bir gururla ifade etmek isterim. Asya'dan Amerika'ya, Afrika'dan Avrupa'ya birçok kıtada bulundum. Dünyanın yüzlerce şehrini farklı vesilelerle ziyaret ettim. Ama tarihiyle, tabiatıyla, maneviyatıyla her metrekaresine nakış nakış işlenmiş güzellikleriyle İstanbul gibisini başka hiçbir yerde görmedim. Gözlerimi dünyaya bu şehirde açmaktan, bu şehirde büyümekten, bu aziz şehre hizmet etmekten daima şeref duydum" ifadelerini kullandı.
"İstanbul için hiçbir zaman yaptıklarımızla yetinmedik, yetinmeyeceğiz"
Dört buçuk yıl boyunca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, ardından Başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak 28 yıldır İstanbul'a ve İstanbullu hemşehrilerine hizmet etmenin onurunu yaşadığının altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Marmaray'ından Avrasya Tüneli'ne, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden Büyük Çamlıca Camii'ne, İstanbul Havalimanı'ndan Atatürk Kültür Merkezi'ne, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin tekrar ibadete açılmasından Rami Kütüphanesi'ne ve daha nicesine İstanbul'da inşallah ileride hep hayırla yad edilecek kalıcı izler ve eserler bırakmanın bahtiyarlığı içindeyim. İstanbul için hiçbir zaman yaptıklarımızla yetinmedik, yetinmeyeceğiz. Allah ömür ve imkan verdikçe İstanbul'un ve İstanbulluların hizmetinde olmaya devam edeceğiz. Hakim-ül İstanbul değil, Hadim-ül İstanbul olarak devam edeceğiz. Bu can bu tende olduğu müddetçe İstanbul'a olan sevdamız bitmeyecek. Dünya güzeli İstanbul'un hizmetkarı olmayı son nefesime kadar bir övünç madalyası olarak göğsümde büyük bir iftiharla taşıyacağım. Şunu da burada açıkça söylemek arzusundayım. Bundan 30 sene önce olduğu gibi bugün de İstanbul'dan aldığımız ilhamla, bu şehre layık olabilmenin şuuruyla, Fatih Sultan Mehmed'in emanetine sahip çıkmanın sorumluluğuyla hareket ediyoruz. Gazze'den Suriye'ye Somali'den Sudan'a Kafkasya'dan Balkanlara nerede varsa orada İstanbullu olmanın hakkını vermeye çalışıyoruz. Çünkü mücadeleyi biz burada öğrendik. Sabrı, dirayeti, pes etmemeyi bu şehrin sokaklarında öğrendik. Bize mazlumun yanında zalimin karşısında durmayı burası öğretti. Büyük düşünmeyi, geleceğe dair iddialı hedefler belirleyip o hedeflere ulaşmak için koşmayı aynı şekilde bize İstanbul öğretti. Hamdolsun bugüne kadar İstanbul'un aziz hatırasına ve emanetine gölge düşürmedik. İnşallah bundan sonra da emanete layıkıyla sahip çıkacağız. Bugünkü sergileri bizim siyaset sahnesinde verdiğimiz mücadelenin sanat alanındaki bir yansıması olarak görüyorum" diye konuştu.
"Türkiye Yüzyılı sanat erbabımızın eserleriyle şekillenecek"
İstanbul başta olmak üzere kültür ve sanat hayatının zenginlik katacak, bu alanda çeşitliliği artıracak her türlü projeyi teşvik ettiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Özellikle resim sanatında eskiye nazaran çok daha dinamik iklime sahibiz. Bu alanda ortaya konulan çabaları takdirle karşılıyor, memnuniyetle takip ediyoruz. Dünyadaki yenilikleri çok yakından takip eden, kendisini sürekli geliştiren, sanatında ilerleyen, derinleşen ressamlarımız Türk resmini her geçen gün daha yukarılara taşıyor. Taklitçi, kompleksli, topluma ve öz değerlerine yabancı ürünler artık eskisi kadar rağbet görmüyor. Bunu Türkiye'nin kültür ve sanat birikimi adına çok kıymetli buluyorum. Şurası bir gerçek ki kalıcı işler yapmak, yeni yollar açmak, dünya resmine imzanızı atmak istiyorsanız önce kendiniz olmak zorundasınız. Aksi takdirde mukallitlik girdabından kurtulmanız, bir adım öteye gitmeniz mümkün değildir. Bu anlamda genç ressamlarımızın bugün aramızda bulunan büyük ustaları kendilerine örnek almalarını, onların bilgi ve tecrübelerinden faydalanmalarını çok ama çok önemli görüyorum. Kararlı adımlarla yürüdüğümüz Türkiye Yüzyılı, öyle inanıyorum ki ressamlarımızın, şairlerimizin, ediplerimizin, kültür ve sanat erbabımızın eserleriyle şekillenecektir" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasına Necip Fazıl Kısakürek'in "Canım İstanbul" şiirini okuyarak son verdi.